Sanayici isyanda: Paketler işe yaramıyor

ARTI GERÇEK - Türkiye ekonomisi en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Geçen yıl ağustos ayında yaşanan kur krizinin ardından hükümet, neredeyse her ay bir ekonomik paket açıkladı.

Bu paketlerin kimisi esnafı ilgilendirirken kimisi de birebir vatandaşın ve patronun cebini ilgilendiriyor. Ancak, 23 Haziran seçimlerinin ardından arka arkaya gelen zamlar, giderek artan işsizlik, sanayide görülen daralma, yüksek faiz oranları, yüksek enflasyon ve rekor seviyelere gelen bütçe açığı da gösteriyor ki, paketler bir işe yaramıyor. 

Son bir yıldır seçimlerle uğraşan iktidar, bir türlü ekonomide yaşanan sorunlara odaklanamadı. Açıklanan reform paketleri piyasalarda karşılık bulamadı. 

Yurttaşın alım gücü gidereken azalırken son bir haftada gelen zamlarla hayat giderek daha da zorlaşıyor. Ekonominin içinde bulunduğu kötü durumdan sadece yurttaş değil sanayiciler de rahatsız. Giderek daha fazla yüksek sesle rahatsızlıklarını dile getirmeye başladılar.

Geçen hafta Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirirken,  Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da ekonomideki mevcur duruma ilişkin eleştirilerini dile getirdi. Sanayiciler Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan paketlerin hiçbir işe yaramadığı görüşünde...

SANAYİ POLİTİKALARINI HEP TEŞVİK OLARAK ALGILADIK

Ankara sanayisinin patronu Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, geçen hafta gerçekleştirilen ASO haziran ayı Meclis Toplantısı’nda iktidarın ekonomi politikasını eleştirdi. Özdebir, "İçinde bulunduğumuz durgunluk ortamından çıkışın, yani firmaların üretim gücünün korunması ve piyasaların işler hale gelebilmesi için kamunun reel sektöre sermaye niteliğinde kaynak aktarması gerekmektedir. Yıllardır etkin bir sanayi politikası ortaya koyamadık. Biz sanayi politikalarını hep teşvik olarak algıladık. Aslında teşvikler bir unsur ama kamunun yapması gereken, özel sektörü inovatif ve yüksek katma değer üreten bir yapıya kavuşturabilecek sanayi politikalarını ortaya koymasıdır. Etkin bir sanayi politikasının temeli, kamu-özel sektör diyalogu ile firmaların rekabet güçlerini arttıracak bir eko sistemdir" uyarılarında bulundu.

EKONOMİ DARALMA SÜRECİ İLE KARŞI KARŞIYA

Özdebir, geçen ağustosta başlayan kur şoku, yüksek enflasyon ve yüksek faizin etkisiyle, 2019’un ilk çeyreğinde yüzde 2,6 olarak gerçekleşen küçülmenin hâlâ devam ettiğini belirtti. İkinci çeyrek rakamlarının yılsonu açısında daha önemli olduğunu söyleyen Özdebir, "Ekonomimiz, kur, enflasyon ve faiz temelli bir daralma süreci ile karşı karşıyadır. Umarım üçüncü çeyrekle birlikte Türkiye ekonomisi bir büyüme trendine girecektir" dedi.

AÇIKLANAN PAKETLERLE SORUNLAR ÇÖZÜLMÜYOR KALICI HALE GELİYOR

Özdebir, açıklanan paketlerin pozitif bir etki oluşturmadığını belirterek, "2018 Ağustos ayı itibariyle, finansal piyasalarda başlayan olumsuz gelişmeler, ekonominin dinamizminin sekteye uğramasına neden olmuş, bu olumsuzlukları bertaraf etmek için hükümet, dokuz ayda tam yedi farklı paket açıklamıştır. Uygulamaya konulan bu paketler ise piyasanın işleyişi ve büyüme üzerinde pozitif bir etki ortaya çıkaramamıştır. Bugün tartışılması gereken, uygulamaya konulan bu paketlerin tedavi için uygun olup olmadığıdır. Bu paketler içerisindeki finansman desteğinin, yatırımlara dönüşmediğini istatistikler ortaya koymaktadır. Sorunlar çözülmekten daha ziyade, kalıcı hale dönüşmektedir. Şirketler bu ortamda, orta ve uzun vadeli bir plan yapmakta zorlanmaktadırlar. Bunun nedenleri, kurdaki oynaklığın hâlâ devam etmesi, yüksek enflasyon ve iç talepteki yetersizlik ve bunların ortaya çıkardığı belirsizlik ortamıdır. Şirketlerin uzun vadeli ve dengeli bir strateji belirleyebilmesi için makroekonomik istikrarın ve güvenin sağlanması yegâne şarttır" ifadelerini kullandı.

BÜTÇEDEKİ SORUN SANAYİCİNİN ÜSTÜNE YÜKLENMESİN

Benzer uyarılar Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar'dan da geldi. Yorgancılar, kur, faiz, enflasyonla birlikte artan finansman maliyeti ve artan hammadde fiyatlarına, elektriğe yapılan son zam da eklenince üretimi sürdürmenin ne kadar zor olduğunun iyice ortaya çıktığını belirtti.

Yorgancılar, "Bütçe ile ilgili bir sorun yaşanıyorsa, bu yük sanayicinin üstüne yüklenmesin. Kamu harcamaları açısından bir seferberlik ilan edilebilir. Ülke ekonomisini iyileştirecek olan, sürekliliği sağlayacak olan üretimdir, üreticidir. Bir düzenlemeye gidilmesini umuyoruz" diye konuştu. 

Yenilenen İstanbul seçimleri sonrası ardı ardına gelen zamlarla ilgili bir değerlendirme yapan Yorgancılar, "Kur, faiz, enflasyonla birlikte artan finansman maliyeti ve artan hammadde fiyatlarına, elektriğe yapılan son zam da eklenince üretimi sürdürmenin ne kadar zor olduğu aşikar. Elektriğe yapılan Yüzde 15’lik zammın ardından, benzer şekilde doğalgaz için de zam beklenmekte" dedi. Yorgancılar'ın bu açıklamasının ardından BOTAŞ, doğalgaza zam yaptığını duyurdu.

Hükümetin verdiği teşvik ve desteklerin bu zamların gölgesinde kaldığını hatırlatan Ender Yorgancılar, "Hükümetimizin art arda destek paketleri açıkladığı bir süreçte, bu yapılan zamlarla verilen destekler geri alınmış oluyor. Uluslararası rakiplerimizle rekabet gücümüz de her geçen gün azalıyor" dedi.

HÜKÜMETİN DESTEK PAKETLERİ SANAYİCİYE CAN SUYU OLMUYOR

Bu zamlarla maliyetlerin arttığını üretimin zorlaştığını da belirten Yorgancılar, "Bütçe ile ilgili bir sorun yaşanıyorsa, bu yük sanayicinin üstüne yüklenmemeli. Kamu harcamaları açısından bir seferberlik ilan edilebilir. Zira, ülke ekonomisini iyileştirecek olan, sürekliliği sağlayacak olan üretimdir, üreticidir. Bir düzenlemeye gidilmesini umuyoruz" dedi.

Ülke ekonomisinin üretimle iyileşeceğini ancak üretimin gittikçe zorlaştığını ifade eden Yorgancılar, şöyle devam etti:
"Son 14 aydır İmalat Yöneticileri Endeksi PMI’nin 50 barajının altında seyrediyor. Son açıklanan mayıs verisi 45.3, benzer şekilde imalat sanayi üretim endeksi de son sekiz aydır negatifte ve tüm bunlarla birlikte işsizlik oranı da yüzde 14 seviyesine ulaştı. Bu şartlarda, hükümetin destek paketleri de sanayiciye can suyu olmuyor. Uluslararası rakiplerimizle rekabet gücümüz de her geçen gün azalıyor."