83 yaşında cezaevine gönderilen Makbule Özer'in yüzünde şişlikler oluştu: ATK'ye bir başvuru daha

83 yaşında cezaevine gönderilen Makbule Özer'in yüzünde şişlikler oluştu:  ATK'ye bir başvuru daha
Yüzde 61 engelli raporu olmasına rağmen ATK'nin 'cezaevinde kalabilir' raporuyla yeniden tutuklan Makbule Özer'in oğlu Medeni Özer, annesinin yüzünde şişliklerin oluştuğunu söyledi. Avukatı Erhan Çiftçiler, ATK’ye bir daha başvuru yaptıklarını aktardı.

Şenol BALI


VAN - Van’ın Edremit ilçesinde 9 Mayıs 2022'de 'terör örgütüne yardım etmek' suçlamasıyla tutuklanan ve cezasının bir yıl ertelenmesi üzerine 7 Eylül 2022’ de tahliye edilen 83 yaşındaki Makbule Özer, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) 'cezaevinde kalabilir' raporu vermesinin ardından 22 Nisan'da ikinci kez cezaevine girdi. Özer'in tansiyon, diyabet, astım ve kemik erimesi gibi pek çok hastalığı bulunuyor.

OĞUL ÖZER: YÜZÜNDE ŞİŞLİKLER OLUŞMUŞTU'

Medeni Özer, babası Hadi Özer ile beraber bugün annesi Makbule Özer’i tutuklu bulunduğu Van T Tipi Cezaevi’nde ziyaret etti. Annesinin durumu Artı Gerçek'e anlatan Medeni Özer, “Morali yüksekti. Havasızlıktan olsa gerek yüzünde şişlikler oluşmuştu biraz. Normalde Elazığ’daki cezaevine gönderilecekti, hem kendisi hem de bizler burada kalmasını talep ettik. Bunun üzerine cezaevi yönetimi, sorumluluğu ailede olacak şekilde kabul etti. Hem bize yakın hem de koğuş arkadaşlarıyla öncesinden tanışıyorlar, dört ay beraber kalmışlar. Ama annem bugün, dün akşam zorla oraya götürülmek istendiğini söyledi. Gitmek istemediğini tekrar etti" dedi.

'GÖRÜŞMEYE TEKERLEKLİ SANDALYE İLE GELDİ'

Annesinin tekerlekli sandalye ile görüşe geldiğini ifade eden Özer, “Hanife Anne (hasta mahpus Hanife Arslan) ve diğer koğuş arkadaşları yanındaydı. Görüşe sandalye ile geldi. İki ay 6 gün kadar bir cezası kalmış. Yakın zamanda tahliye olmasını bekliyoruz. Yazın sıcağında daha olumsuz etkilenir. Hanife Anne gibi diğer hasta tutuklulukların cezaevinden çıkması gerekiyor" diye konuştu.

AVUKAT ÇİFTÇİLER: 'ATK'YA ÜÇÜNCÜ KEZ BAŞVURU YAPTIK'

Artı Gerçek'e konuşan avukatı Erhan Çiftçiler ise Makbule Özer’in ATK'ya sevk edilmesi için üçüncü kez başvuruda bulundukları belirtti. Savcılığın başvuruyla ilgili henüz karar vermediğini anlatan Çiftçiler, "İkinci ATK sürecinde tercüman krizi vardı. Konuyla ilgili beyan ve itirazlarımıza karşı ATK oralı olmadı, cevap da vermedi. Hem bu konuda hem de tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşamını sürdürebildiğine dair beyanlarımıza karşı üç maymunu oynadı. Bu uygulamaları teşhir etmek lazım" dedi.

'ADLİ BİR SUÇ OLSAYDI BİR GÜN DAHİ İÇERDE KALMAZDI'

Özer ve diğer hasta mahpusların tahliyesine dönük kampanyanın sürmesi gerektiğini dile getiren Çiftçiler, yasal mevzuatın tartışılması gerektiğine dikkat çekti. Çiftçiler, "'O yaşta bir anne nasıl cezaevinde kalabilir' deniliyor. Mevzuata göre böyle bir anne içerde olur. Bu nedenle aslında mevzuatın tartışılması lazım. Adli bir suç olsaydı ve anne iki yıl bir ay ceza alsaydı, içerde kalmayacaktı. 2020 yılında bu kadar düzenleme yapıldı. Bu cezanın suç tarihi de 2020 yılı öncesi. Eğer bu adli suç olsaydı annenin 4 yıl denetimli serbestliği olurdu ve bir gün dahi içerde kalmazdı. Üzerinde durulması gereken husus şurası; bu kadar örtülü af geldi ama hiçbiri siyasilere uygulanmadı. Şartları iyileştirilmedi. Siyasi dosyalarda kişi 3/4 oranında yatıyor" diye konuştu.

ATK, 'KİŞİ ÖLÜM DÖŞEĞİNE GELENE KADAR CEZAEVİNDE KALABİLİR' DİYOR

Siyasi suçların infazında yaşanan adaletsizliğe ve ATK'nın tutumuna dikkat çeken Çiftçiler, şöyle devam etti:

"Şöyle bir örnek verelim, anne 2020 yılı öncesi bir hırsızlık cezası alsaydı ve aynı suç tarihinde 10 yıllık bir ceza alsaydı, anne bu hastalık ve yaş durumu nedeniyle 1 ay cezaevinde kalıp infazını tamamlardı. Siyasilerde infaz durumu can sıkıcı olmaya başladı. Siyasi olduğunda 'kişi son nefesini verene kadar gerekeni yaparım' deniliyor.

Basit bir tarama yapın, ATK’nin şimdiye kadar 'cezaevinde kalabilir' raporu verdiği kaç kişi vefat etti? Kanun, burada ATK’ye 'kişi cezaevinde yaşamını idame ettirir mi ettirmez mi' şeklinde bir soru soruyor. Ama ATK, kişi ölüm döşeğine gelene kadar 'kalabilir' diyor. 'Kalamaz' dediği de hayatını kaybediyor zaten. Bugün hasta gençler de var. Bu nedenle infazdaki adaletsizlikler üzerinden gitmek gerekiyor. Yarın başka anne için de benzer şeyler olacak."

Öne Çıkanlar