Ahmet Türk: CHP hep çekingen bir tavır koyuyor

Ahmet Türk: CHP hep çekingen bir tavır koyuyor
HDP'li Türk 'Türkiye'nin büyük kentlerinde sonucu değiştirebilecek güce sahibiz' dedi.

CHP ve İYİ Parti'nin yerel seçim için kurduğu ittifaka yönelik olarak, "Biz CHP’ye katkı sunmak istiyoruz ama kendileri bu katkıyı reddediyor" diyen Türk, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da bir çağrıda bulunuyor: İYİ Parti'yle nasıl görüşüyorsa partimin genel başkanlarıyla da bir araya gelsin isterim. 

31 Mart yerel seçimlerinde Türkiye'nin büyük kentlerinde sonucu değiştirebilecek güce sahip olduklarını ısrarla vurgulayan Türk, "Bizim İstanbul, Adana, Mersin, İzmir, Antalya ve Hatay’da bir beklentimiz yok ama buralarda sonucu değiştirebilecek güce sahibiz" vurgusu yaptı.

Kendisinin de aralarında olduğu, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan kayyımların durumundaki hukuksuzluğa da dikkat çeken Türk, "Kayyımların rövanşını almak istiyoruz" dedi.

T24'ten Şirin Payzın'ın Ahmet Türk'le yaptığı söyleşinin bir bölümü şöyle:

"ANTİ DEMOKRATİK BİR UYGULAMANIN HALKA REVA GÖRÜLMESİNİN KARŞISINDAYIZ"

Yani kayyıma karşı ya da benim üzerime kayyım atayanlara karşı bir zafer kazanmak değil esas hedefiniz?

Tabii ki. Kayyım atandı diye kayyıma kinimiz yok. İradenin ipotek altına alınmasını demokrasiye aykırı bir durum olduğunu bildiğimiz için, halkın iradesiyle bir belediye başkanı, milletvekili seçiyorsa ve  ikinci gün bunların dokunulmazlığını kaldırıp cezaevine atıyorsanız, 100 belediyenin 95'ini kayyım atayarak ülke yönetiliyorsa bu ülke yönetiminin yanlış olduğunu, halkın iradesine ipotek koyulmasının yanlış olduğunu ortaya çıkması için mücadele ediyoruz. Bu bir kin değil. Ama anti demokratik bir uygulamanın halka reva görülmesinin karşısında olmak gibi bir sorumluluğumuz var. 

"İKİNCİ DEFA KAYYIM ATANIRSA YÜRÜTTÜKLERİ POLİTİKANIN YANLIŞLIĞINI HERKES GÖRÜR"

Siz böyle diyorsunuz ama iktidar da diyor ki ‘tekrar seçilirlerse tekrar kayyım atarız’ öyle yaparlarsa ne olacak?

Bizim için önemli değil. Bizim için bu kayyımların atanmasından sonra yapılacak ilk seçimde kayyımların yürüttüğü politikanın halk tarafından benimsenmediğini ortaya koymak önemlidir. Bunun görülmesi gerekiyor. Ondan sonra ikinci gün kayyım mı atar, bizim engelleyebileceğimiz bir durum değil. Ama elbette böyle bir şey olursa o zaman da mücadele ederiz. Halkın iradesini yok sayan anlayışa karşı mücadele etmek herkesin görevidir. Demokrasiye inananların görevidir. Sadece Kürtler, Türkler başkaları için değil, antidemokratik bir uygulama bir yerde gelişiyorsa bunun karşısında durmak ve bunun düzeltilmesi için mücadele vermek gibi her insanın, her demokratın, her sosyalistin her vicdan sahibi insanın bu sorumlulukla hareket etmesi gerekiyor bizim yapmak istediğimiz bu.

100 belediyeye kayyım atanmış, yarın bu halk kayyım politikasına karşı çıkıp yine halkın iradesi tecelli ettiğinde, ikinci defa kayyım atarsanız bunun artık savunulacak bir tarafı kalmaz. Yürüttükleri politikanın ne kadar yanlış olduğu bütün dünya insanları tarafından görülmüş olur. Cumhurbaşkanı çıkıyor ‘kayyım çok güzel şeyler yapıyor’ diyor. göreceğiz çok güzel şeyler mi yapıyor. Seçimde halk bunun kararını verecek. Onaylıyor mu, onaylamıyor mu bu siyaseti kararı halk verecek. Bunun için halkın iradesinin tekrar ortaya çıkması gerekiyor. Ondan sonra kendilerinin bileceği bir iş. Antidemokratik bir uygulamayla, halkın iradesini yok sayan bir anlayışla yaklaşırlarsa bu Türkiye için, demokratik bir gelecek için yararlı olacak bir durum değildir. 

"'HALK KAYYIMLARA DESTEK VERDİ' DEMEK İÇİN HERTÜRLÜ HİLENİN İÇİNDE OLACAKLAR"

Seçmenlerde  ve  muhalefet partilerinde çok ciddi bir sandık güvenliği endişesi var. Halkın oylarının olduğu gibi yansıyacağını düşünüyor musun? Endişeleriniz var mı? Çıkan sonuç ya kayyımları kazanmış gibi gösterirse ne olacak? 

Tabii her türlü hilenin yapıldığını biz biliyoruz. Tespitler yapıyoruz. Şırnak gibi bir yerde 3 bin 100 seçmen kaydedilmiş. Bir daireye 200 kişi kaydedilmiş. 16 odalık bir yere 347 kişi kaydedilmiş. Birçok yerde bu konuda şikayetler, seçmen üzerinde yapılan spekülasyonlar bizler tarafından bilinmektedir. Kayyımların yürüttüğü politikaları savunmak için ve  ‘bakınız halkınız kayyımlara destek verdi’ demek için her türlü hile ve oyunların içinde olacaklarını biliyoruz. Ama halkımız da bilinçli. Bütün bu oyunlara rağmen aşabileceğimize inanıyoruz. Getirecek Mardin’de 10 binden fazla seçmen kaydedecek, bir ilden başka bir yere nakledecek veya hiç olmayan bir yerde bir apartman dairesine 147 kişi kaydedecek bunun hile olduğunu kör olanlar bile görür, çocuklar bile görür. 

"CHP’NİN BİZLERE BİR ETKİSİ OLMAYACAK AMA BÜYÜKŞEHİRLERDE BİZİM KATKIMIZ OLABİLİR"

Bu söylediklerinizden ben CHP’ye bir mesajınız olduğunu anlıyorum. Sizce CHP bu süreçte hem seçim güvenliği konusunda hem de HDP ile iş birliğinde, ortak bir platform yaratma konusunda eksik mi kaldı? CHP’ye eleştirileriniz var mı? 

Biz aslında demokratik bir gelecek için mücadele ediyoruz. Türkiye’de demokrasinin kalıcı hale gelmesi için her türlü özveriye hazır olduğumuzu da ifade ediyoruz. Burada özellikle Kürt bölgesinde Kürdistan’da CHP’nin bizler açısında çok fazla etkisi olmayacağını da biliyoruz ama büyük şehirlerde  bizim onlara  katkımız olabilir. Adana, İstanbul, Mersin, İzmir gibi yerlerde sonucu değiştirebilecek bir rol oynayabiliriz.

"BİZ KATKI SUNMAK İSTİYORUZ AMA CHP'NİN MESAFELİ BİR YAKLAŞIMI VAR"

CHP hep çekingen bir tavır koyarak işte bizimle beraber, veya ortak demokratik bir mücadeleyi esas alan bir yaklaşımda olmadığı için bizim seçmende de artık bir "Bunlar İyi Parti’yle rahat rahat görüşüyorlar bizimle neden böyle açık açık görüşmüyorlar " sorusu oluştu. Bunlar samimi değil. Biz CHP’ye katkı sunmak istiyoruz ama kendileri bu katkıyı reddediyor. Bizim İstanbul’da Adana’da Mersin’de İzmir’de Antalya’da Hatay’da bir beklentimiz yok ama buralarda sonucu değiştirebilecek bir güce sahip partimiz. Tüm bunlara rağmen bunu görmezlikten gelerek bu konuda ciddi bir demokrasi mücadelesi için ortak hareket etmeyi göze alamıyorsa halk orada diyor ki yarın o geldiği zaman ne farkı olacak ki? Demokrasi mücadelesi için katkı sunmaya çalışıyoruz ama o hala bizden farklı uzak ve mesafeli duran bir yaklaşım gösteriyor. Bu konuda insanlar özelikle Kürtlerin kafasında soru işareti oluşturdular iki aylık süre içinde. Sonuçta ne olacak? AKP ana muhalefet olsaydı belki daha fazla Kürtlere yanaşırdı seçimi kazanmak için. 

Bugün ana muhalefet partisi, sistemin de belki değişmesi için , bazı şeyleri değiştirebilecek bir yerel seçim yapılıyor olmasına rağmen CHP farklılıkları kucaklayacak bir noktada durmuyor.

CHP’nin çekingen davranmasının nedenlerinden biri HDP’nin "Türkiyeli parti" olma iddiasından uzaklaşmış olma ihtimali olabilir mi? Bu konuda bir özeleştiri yapar mısınız? 

Burada iki şeyi birbirinden ayırmak gerekiyor. Biz Kürt halkı üzerinden yürütülen siyasetin yanlış olduğunu söylüyor ve "kimlik ve kültürel ve birçok alanlarda " Kürtlerin talep ettiği bu hakların kazanımı konusunda mücadele ediyoruz. Bunu yaparken Türkiye halkıyla beraber bu mücadeleyi yürütmeyi esas alıyoruz.

Türkiye’deki sol, sosyal demokrat, sosyalist, vicdan sahibi tüm insanların, demokratik bir gelecek için Kürt sorunun çözümüne katkı sağlayacak bir rol oynaması gerekiyor. İnancımız bu. Biz bu nedenle hem kendi halkımızın demokratik özgür geleceği için mücadele ediyoruz hem de Türkiye halkıyla birlikte demokratik bir geleceği oluşturmak için. bizim felsefemizde, bizim ideolojimizde, siyasetimizde bir bölünme olsaydı belki farklı düşünürdük ama bütün sorunları Türkiye’nin bir demokratik cumhuriyete dönüşmesi ve Türkiye’nin birlikteliği içinde bunu çözmeyi esas alan bir yaklaşımımız var. Burada iki şeye oynanıyor. Bir Kürtler kendi iddialarından taleplerinden vazgeçti Türkiye’de sola teslim oldu deniliyor. Bazıları da diyor ki "Türkiye’de HDP bir Kürt partisi olmaktan öteye gidemedi". İkisi de doğru değil.

"KILIÇDAROĞLU PARTİMİN DE EŞ GENEL BAŞKANLARIYLA BİR ARAYA GELSİN"

CHP ile sürdürülen, alttan giden bir temas var mı? Bir de HDP’ye şöyle bir mesaj verildi. ‘Batıdan siz de aday çıkarın’. Batıdan aday çıkarmayı düşünecek misiniz?

Sonuçta ben de parti içinde bir adayım. Partinin genel merkezi var, komisyonlarımız var. bu konuda görüşmeler mutlaka yapılıyordur orda. Bazı bilgileri alıyoruz ama bu çalışmaların, bu konudaki gelişmelerin ne düzeyde olduğunu söylemek bana düşmez. Genelde şunu söyledik biz demokrasi için katkı sunmak istiyoruz. Bunu açık söyledik. Kılıçdaroğlu ile de yaptığım görüşmede ‘sonucu değiştirebilecek gücümüz var bazı yerlerde bu katkıyı sunmak istiyoruz fazla da beklentimiz yok demokrasi için, demokratik gelecek için artık buluşmanın, birlikte iş yapmanın, birbirimize destek vermenin dönemidir" dedim ama dediğim gibi biz isterdik ki İyi Parti’yle nasıl görüşüyorsa partimin de Genel Başkan’larıyla bir araya gelsin, görüşmeler yapsın ama bu konuda bir çekince koyunca ya da bu konuda o cesareti göstermeyince toplumda da bu durum tartışılmaya başlandı. 

SÖYLEŞİNİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Öne Çıkanlar