'AKP, HDP'ye kazanabileceği bir test hediye etti'

'AKP, HDP'ye kazanabileceği bir test hediye etti'
Diyarbakır merkezli Rawest Araştırma'ya göre HDP bölgedeki ilçe belediye sayısını artırıyor, ancak bazı illerde oy kaybediyor.

Remzi BUDANCİR


ARTI GERÇEK- HDP ve AKP bölge adaylarının büyük bölümünü açıkladı. HDP'nin Kürt partileriyle ittifak halinde girdiği seçimlerde Hüda-Par yok. Adayların açıklanmasıyla birlikte bölgedeki seçmen eğilimi de yavaş yavaş netleşmeye başladı. HDP'nin yeni belediyeler kazanma şansı var mı? AKP kayyımları aday gösterdiği kentlerde umduğunu bulacak mı? Saadet Partisi kimi kentlerde sonucu değiştirebilecek mi? Bu soruları Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Esir Girasun'a sorduk.

-Saha çalışması yapıyorsunuz. Kürt illerindeki durum nedir? Seçmen ne diyor?

24 Haziran seçimlerinin üzerinden yaklaşık 7 ay geçti. Bölgede 7 ayda durum pek değişmedi. Ekonomik krizin daha çok derinleşmesinin AK Parti aleyhine getirdiği bir durum var. Kayyımların genel hizmetlerinin seçim sonuçlarını ciddi anlamda etkileyeceği bir durum yok. Aşağı yukarı 24 Haziran’a benzer bir sonuç var ortada. 

DÖRT BÜYÜK İLÇE HDP'YE GEÇECEK

- Mevcut tabloya baktığımız zaman HDP kendi belediyelerini koruyabiliyor mu? Ya da belediye sayısını yükseltebiliyor mu?


Muş ve Bitlis gibi illerde HDP’nin kısmi yükselişi var. HDP ilçe belediyelerinde çok net bir şekilde artış sağlayacak. Tatvan, Kurtalan, Kozluk, Patnos… Patnos Ağrı’nın, Tatvan Bitlis’in, Kozluk Batman’ın, Kurtalan ise Siirt’in en büyük ilçeleridir. Daha önce HDP’de olan bu 4 ilçe, 2014 yerel seçimlerinde AK Parti’ye geçtiler. Bu 4 ilçenin 31 Mar'tta yapılacak olan seçimlerde HDP’ye geçeceğini söylemek mümkün.  

HDP’nin Van, Diyarbakır ve Mardin’de de 24 Haziran seçimlerinin altında olduğunu görüyoruz. HDP Van’da belediye sayısını artıracak, Gevaş’ı alacak örneğin. Elindeki Bahçesaray’ı kaybedebilir. Merkez ilçe olan Tuşba’yı alacaktır. Bunun dışında HDP’nin 14-0 yapma ihtimali Van’da çok yüksek. Ya da 13-1 olabilir. Van, Diyarbakır ve Mardin için net şunu söyleyebilirim. HDP 24 Haziran’ın altında bir sonuçla karşılaşacak. Ama üç büyükşehirde de 2014 yerel seçim sonuçlarının üstünde seyrediyor. 

- Adayların etkisi ne kadar olur? 

Ahmet Türk, Mardin için doğru bir tercih. Ahmet Türk bilinen, tanınan, kendi taban oyları olan biri. Bölgede HDP’li olmayan, AK Parti'nin politikalarından rahatsız olanların bile oyunu alabilecek bir isim. Karşısında 2014’te de aday olan Ahmet Vecdi Kahraman var. Doğrusu 2014 yerel seçimlerinden farklı bir sonuç çıkacağını sanmıyorum. Hatta HDP’nin 2014 yerel seçimlerine oranla oyunu arttıracağını düşünüyorum. 

AK Parti, Van’da Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı gibi güçlü bir aday gösterdi. Hatta HDP tabanından oy olabilecek bir isimdi. Ancak Van’da şu an o rüzgar gittikçe duraksamaya başladı. Yine sonuçlar çok farklı olacak gibi değil. HDP’nin aday gösterdiği Mustafa Avcı her ne kadar Van yerelinde fazla tanınmıyor olsa da Kürtler arasında bir popülaritesi olan bir isim. Özelikle kırsala etki edecek bir isim. Bir diğer aday Bedia Özgökçe, Bruki aşiretine mensup. AK Parti’ye oy veren Bruki oylarını da alabilecek bir isim. Örneğin Gevaş’ta AK Parti Murat Sezer’i aday gösterdi. Genç bir aday. Bu adayın çok bir etkisi olmayacak. AK Parti'nin tersine etkisi olacak. HDP’nin Gevaş’ta adayı iyi. Kazanmasına kesin gözüyle bakılıyor. 

HDP, KARS VE MUŞ'TA İDDİALI

İl belediyeleri için bir şeyler söylemek gerekirse; HDP Kürt illeri özelinde yeni belediyeleri kazanma savaşından çok, mevcudu koruma savaşı verecek. Bugün baktığımızda HDP'nin aslında Kars ve Muş dışında iddialı olabileceği yeni bir yer yok. 

Hakkari ve Şırnak’ta ise HDP 2014 yerel seçim sonuçlarının altında seyrediyor. Bunlar politik ve kültürel Kürtlüğün çok güçlü olduğu kentler. Bunun en önemli sebeplerden birisi 7 Haziran’dan beri Kürt siyasal hareketinin bir başarı hikayesi ortaya koyamaması. Kürtlerin kazanımlarını kaybetmeye doğru gelişen süreç insanlarda umutsuzluk yarattı.

HDP 2014 YEREL SEÇİMLERİNİN ÜSTÜNDE

- Bu umutsuzluk hali seçmende sandık başına gitmeme gibi bir eğilime mi neden oluyor? 


AK Parti-MHP ittifakı, kayyımlar, ihraçlar gibi durumlar HDP’ye 1990’lardan beri geleneksel olarak oy veren seçmeni HDP’de kemikleştirdi. Hatta daha çok radikalleştirdi. Bu kesimden ayrı bir de daha önce AK Parti'ye, DYP'ye, merkez sağa oy veren Kürtler vardı. Bu kesim 2009 sonrası Kürt siyasal hareketine doğru meyil etmiş, 2014 Kobani sürecinden sonra HDP’ye yönelmişti. Şimdi o gri bölge dediğimiz seçmen kitlesi tekrar bir zemin yoklama sürecine giriyor. AK Parti'ye yakınlaşabiliyor, zaman zaman oy kullanmayabiliyor. Ancak tüm bunlara rağmen hala HDP'nin 2014 yerel seçimlerinin üstünde olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz. 

- Yani oy oranında düşme olsa bile HDP belediye sayısını koruyabiliryor mu?

Oy oranında düşme olsa dahi, HDP'nin elindeki belediye sayısını arttıracağını gözlemliyoruz. 

AK PARTİ HDP'YE KAZANABİLECEĞİ BİR TESTİ HEDİYE ETTİ

- AKP, Diyarbakır ve Hakkâri’de mevcut kayyımları aday gösterdi. Adayın kayyım olması AKP teşkilatı ve seçmeni üzerinde nasıl bir etki yaratıyor?


Bu AK Parti açısından seçim sonuçlarına sayısal anlamda olumlu bir etki yapabilir. AK Parti Diyarbakır’da yüzde 25 oy almak yerine, yüzde 32 oy alabilir kayyımla. Kayyım diğer konuşulan adaylara göre son seçimde HDP’ye oy vermiş olan seçmenin bir kısmının oyunu da alabilir. Ama burada AK Parti, HDP’ye bir test imkanı vermiş oldu. "Kayyumun hizmeti kimliği yendi" argümanını çürütecek bir test. HDP’nin kazanabileceği bir testi HDP’ye hediye etti. Atama ile gönderdiği birini seçimle gönderme şansını HDP’ye eline verdi. AK Parti kazanamayacak buraları. Hem Hakkari hem de Diyarbakır’da AK Parti'nin bir şansı yok.

Kayyımlar her ne kadar AK Parti’nin oylarına olumlu etki etmiş olsa da -kısmi olarak söylüyorum bunu- bu uzun vadede AK Parti için büyük bir risk. Kayyımların aday gösterilmesinin bir diğer riski, AK Parti açısından teşkilatlarını bitirme anlamına geliyor. 16 yıllık siyasal parti. 16 yıldan sonra AK Parti’nin Diyarbakır’da göstereceği bir aday bile yok. Kendi içinden bir aday gösteremeyen, devletten, bürokrasiden eleman devşirmek zoruna kalan bir AK Parti’nin teşkilatlar nezdinde çöktüğünü, devletleştiğini gösteriyor. 

- Teşkilatlardan istifalar olabilir mi?

AK Parti bugün güçlü olduğu için teşkilatlardan istifa olmuyor olabilir, kaybetme olasılığı olmadığı için insanlar çekiniyor. Ama emin olun bu rahatsızlık küçük bir sarsıntı yaşaması durumunda AK Parti'ye çok başka bir şekilde dönecek. 

- Kayyımların aday gösterilmesinin teşkilatlarda rahatsızlık yarattığını söyleyebilir miyiz?

Evet rahatsızlık yaratıyor. En azından teşkilatlarda çalışma motivasyonu sarsılıyor. En nihayetinde bir siyasal partinin teşkilatında çalışan insanlar kendilerini bir yere layık görürler. Milletvekilliğine, belediye başkanlığına ya da başka bir şeye. Buradaki emeklerinin bir şekilde bir şeye dönüşmesini isterler. Tamam bu gün AK Parti devlet aygıtları üzerinden kendini ifade edebilen, teşkilatlara belki çok fazla ihtiyacı olmayan, bürokrasi üzerinden seçim propagandasını, kampanyasını yürütebilen bir parti olabilir ama yarın öbür gün böyle olmayabilir. Bu çöküntü yaratır. 

KÜRT SEÇMENİN MEMNUNİYETSİZLİĞİ ARTTI

- AKP demokrasi ve Kürt sorununun çözümüne ilişkin vaatlerle iktidara geldi, bu söylemlerle destek aldı. Son birkaç yıldır güvenlikçi politikalara yöneldiğini görüyoruz. AKP’nin bu politika değişikliğinin kendisinde destek veren Kürt seçmen üzerinde nasıl bir etkisi var?

Biz bunu 16 Nisan referandumunda ve 24 Haziran seçimlerinde test ettik. Seçmenin AK Parti politikasından memnuniyetsizliği arttı. Seçmen bu memnuniyetsizliğine rağmen gidebileceği bir umut görmüyor hala. 7 Haziran’a benzer, hatta daha fazla bir AK Parti'den bir rahatsızlık var. Ama sahada 7 Haziran'daki gibi güçlü bir umut olan muhalefet yok. Bu o oyun olduğu yerde durmasına sebep oluyor. Bu sebeple AK Parti oylarını koruyor. 

- Seçmen rahatsız olmasına rağmen yine de ‘AKP’ye oy vereceğim’ diyor mu?

Evet bunu söyleyen seçmen var. 

- Tabanda alternatif bir parti,  yeni bir oluşma ilişkin talep var mı? 

24 Haziran seçimlerinde AK Parti-MHP ittifakından rahatsız olan kesim daha çoktu. Yine de AK Parti'ye oy vereceğini söylüyordu. Bu rahatsızlık giderek azalıyor. Türkiye’de milliyetçilik artıyor, normalleşiyor. Seçmen bunu kanıksıyor. Biz 1 Kasım ya da 7 Haziran 2015 seçimlerinden hemen sonra olası bir AK Parti-MHP ittifakını eğer seçmene sormuş olsaydık, eminim ki AK Parti seçmeninden çok ciddi kopuşlar olacaktı. O dönemin siyasal atmosferi böyleydi. Ama üstünden bir 15 Temmuz geçti, Türkiye çok ciddi bir güvenlik konseptine geçiş yaptı ve seçmende bir şekilde kanıksadı bunu. 

- Bu kanıksama Kürt seçmeni için de geçerli mi? Milliyetçilik yükseldi diyorsunuz, AKP oy veren Kürt seçmen kendisini nerede görüyor?

Bir defa hangi Kürt seçmen diye sormak lazım. Yekpare bir Kürt seçmen yok ortada. Kürt hassasiyetleri, politik hassasiyetleri, ideolojik hassasiyetleri, Kürt meselesini önceleyen bir Kürt seçmen profili var. Bu önemli bir oran. Özellikle bu seçmen kitlesi Diyarbakır, Mardin, Van, Şırnak, Hakkari ve genel olarak HDP’nin geleneksel olarak güçlü olduğu kentlerde var. Bir de Kürt meselesini önemsemekle beraber, Kürt meselesine duyarlılığı olmakla beraber, güvenlik, istikrar, ekonomik kaygılar taşıyan ikinci bir seçmen profili var. Bir diğer seçmen de Kürt meselesine diğer seçmenlere göre duyarsız olan, hatta Kürt meselesini çok önemsemeyen, muhafazakarlığı daha ön planda olan, hatta muhafazakarlıkla yer yer ekonominin önceliğini değiştiren bir seçmen var. Şimdi bu seçmen daha çok garanti alabileceği yerlere gidiyor. Bu sebeple güvenlik politikasını artırsada, karşıda bir umut olmadığı zaman bu seçmen AK Parti'de kalmış oluyor. 

AKP ASLA OY VERMEYECEĞİ PARTİ HALİNDE GELDİ

Kürt meselesi üzerinden oy veren seçmen ise AK Parti'ye karşı gittikçe mesafeyi açıyor, CHP’ye yakınlaşıyor. Biz 2007’de HDP’ye oy veren Kürt seçmene ‘HDP’den sonra oy vereceğiniz siyasal parti hangisi?’ diye sormuş olsaydık, 'AK Parti' derdi. ‘Asla oy vermeyeceğiniz siyasi parti hangisidir?’ diye sormuş olsaydık ‘CHP-MHP’ cevaplarını alırdık.
Ama bugün HDP seçmenine ‘asla oy vermeyeceğiniz siyasal parti hangisi?’ sorusuna AK Parti cevabını alıyoruz. Bu önemli bir şey… Hiç mi etki etmiyor diye sorulduğunda evet, böyle bir etki ediyor. AK Parti bu seçmeni karşısına düşman olarak alıyor. Ama aradaki o kesim ise adaylar, ekonomik politikalar, yer yer gücü tahkim etme meselesi üzerinden koruyabiliyor. 

HÜDA-PAR TABANINI AKP’YE KAPTIRMA RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA

- Bir de Hüda-Par var. Seçimlere girmeme kararı aldı. Hüda-Par’ın seçimlere girmemesi AKP lehine bir sonuca neden olabilir mi?

Diyarbakır’ın Hani ilçesi, Bitlis’te, Ağrı’da seçim sonuçlarının kıl payı geçebileceği yerlerde Hüda-Par’ın seçimlere girmeyişi HDP aleyhine bir durum. Hüda-Par seçmeni açısından şunu söylemek gerekli: Hüda-Par, Mustazaflar Cemiyeti iken, henüz partileşmemişken 2010 Anayasa Referandumu'nda 'evet' demişti. O tarihte kamuoyuna ilk defa seçimler üzerinden bir deklarasyon yayınladı ve evet çağrısında bulundu. 1 Kasım 2015 seçimlerinde ise seçime katılmama kararı aldı ve seçmenini serbest bıraktığını açıkladı. Ama Hüda-Par gibi kapalı bir cemaatin, bir grubun televizyon kanalı olan Rehber TV’de AK Parti reklamları, AK Parti adaylarının tanıtımları döndü. Bir diğer şekilde de genel başkanları dahil olmak üzere bir çok kişi gidip oy kullandı.

Bunun seçmeni nasıl yönlendirdiği ortada. Sonrasında Anayasa Referandumu'nda AK Parti-MHP ve BBP ile birlikte evet çağrısında bulunan siyasi partilerden biri oldu. Yine cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldı. Mitinge çıkardığı kişi sayısı ile neredeyse aynı oyu alan bir yapının artık kendi tabanını AK Parti'ye kaptırma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu görünüyor. Hüda-Par bundan sonraki seçimlerde artık bağımsız bir güç olma iddiasını ciddi oranda yitirdi. Çünkü bu kadar fazla bir siyasal partinin politikalarına angaje olmak ya da seçmenini bu kadar başıboş bırakmak bir siyasal partinin geleceği açısından çok ciddi tehlikedir. Bir defa bölgede üçüncü güç olabilme iddiası anlamında ayağına sıkmaktır. Bundan sonra seçmeninden dönüş alabilecek mi? Bence zor.

URFA’DA ÇATI ADAY OLABİLİR

Urfa ve diğer illerin durumu nasıl? Siyasi partiler nasıl bir yol izliyor. 

Urfa’da, Adıyaman’da Saadet Partisi üzerinden çatı adaylar konuşuyor. Urfa’da Sabahattin Cevheri ismi konuşuluyor. Sabahattin Cevheri daha önce AK Parti’den seçilen biri. Sonra AK Parti kendisini aday göstermeyince istifa edip bağımsız seçilmişti. AK Parti'den aday gösterilmeyince tekrar aday olacağı konuşuluyor. Cevheri kentte sevilen bir isim. Bağımsız aday olsa, milletvekili olabilecek kişisel oyları var. Bu ismin AK Parti'ye oy veren kesim üzerinde de bir ağırlığı var. Cevheri'nin Saadet Partisi gibi asgari müşterekleri birleştirebilen bir siyasal parti adı altında aday olması durumunda AK Parti’nin Urfa’da çok ciddi bir şekilde sarsılacağını düşünüyorum. Böyle bir durumda AK Parti’nin seçimleri kaybetme olasılığının çok yüksek olduğunu, ikinci bir Fakıbaba durumunun ortaya çıkabileceğini düşünüyorum.  Cevheri’nin çatı aday olacağına ilişkin bilgi var. 

Adıyaman’da ise Saadet Partisi’nin adayı Ahmet Faruk Ünsal. CHP ve HDP’nin kendisine destek verme ihtimali var. İYİ Parti de başta destek vereceğini açıklamıştı ancak Ünsal’a destek vermeyerek kendi adayını çıkardı, Abdulkadir Kırmızı’yı. Refah Partisi'nden iki dönem Adıyaman’da belediye başkanlığını yapmış biri. Faruk Ünsal’ın ve Abdulkadir Kırmızı’nın AK Parti’den alacakları oylarla orada ikisinden birinin sürpriz yapma şansı var. Muhalefeti ciddi bir şekilde konsolide edebilirse AK Parti'ye oy verenlerden destek alabilirler. 

Seçimlerin sonucunu Saadet Partisi'nin alacağı oy belirleyebilir. Hüda-Par bu seçimlerde yok. Saadet Partisi iki yerde güçlü adaylar gösterdi. Ağrı’da eski Ticaret Sanayi Odası Başkanı’nı aday gösterdi, Bitlis’te eski Belediye Başkanını aday gösterdi. İkisi de güçlü isimler. Bunlar AK Parti’den ne kadar oy alabilir, bekleyip göreceğiz. 

Öne Çıkanlar