‘Aynı gemideyiz diyorlar ama biz aç yatıyoruz'

‘Aynı gemideyiz diyorlar ama biz aç yatıyoruz'
'Kriz yok, hepsi manipülasyon','aynı gemideyiz' açıklamalarına, yarı aç, yarı tok yaşar hale getirildiklerini söyleyen Diyarbakırlılar soruyor: Nereden aynı gemideyiz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan "Kriz mriz yok, hepsi manipülasyon" açıklamaları yapa dursun, siyasal gelişmelerle bağlantılı olarak döviz kurlarındaki önlenemez yükseliş ve ekonomik kriz, kandini her geçen gün daha da çok hissettiriyor.

Ardı ardına gelen zamların piyasalarda durgunluğa yol açması nedeniyle işyerlerinin kapılarına bir bir kilit vurulurken, düşük gelirli yurttaşlar ise açlıkla yüz yüze geliyor.

Ekonomik krizin hamasi sözlerin arkasına gizlenmeye çalışılması, özellikle asgari ücretle geçinmeye çalışan aileleri son raddeye getirmiş durumda.

Özellikle bölge illerinde etkisini daha sert gösteren ekonomik kriz yüzünden geçtiğimiz gün Urfa'da aşure dağıtımı sırasında belediye başkanları ve milletvekillerinin yanına giderek iş isteyen bir genç olumsuz cevap alınca üzerine benzin döküp kendini ateşe verdi.

İLGİLİ HABER: İŞSİZİM VE AÇIM DİYEN GENÇ GERİ ÇEVRİLİNCE KENDİNİ YAKTI

Mezopotamya Ajansı'ndan Esra Solin Dal'ın konuştuğu Diyarbakır’ın en yoksul bölgelerinden Bağlar ilçesinde yaşayan ev emekçisi kadınlar, zamlar nedeniyle kuru ekmeğe muhtaç hale geldiklerini ifade edip, içinde bulundukları bu duruma dair tepkilerine dile getirdi.

'YARI AÇ YARI TOK YAŞIYORUZ. BU ZAMLARLA NASIL BAŞA ÇIKALIM? '

Geçimlerini hamallık yapan eşinin günlük kazancıyla sağlamaya çalıştıklarını dile getiren 5 çocuk annesi 45 yaşındaki Edibe Çiçek, son zamların ardından yarı aç, yarı tok yaşamaya başladıklarını söylüyor.

"Ayın sonunu getirmekte güçlük çekiyoruz. Eskiden ihtiyaç duyduğumuz malzemeleri kısmen de olsa marketten alabiliyordum ama şimdi bir paket deterjan 45 TL olmuş. Eskiden 50 lirayla pazar alışverişine çıkıyor, elimde beş poşetle dönüyordum. Şimdi iki poşetle eve dönüyorum. İhtiyaçlar sadece yemekle sınırlı değil ki. Ev ve okul ihtiyaçları, çocuklara elbise… Büyük un torbası 125 lira olmuş. Haftada iki gün fırına ekmek götürüyorduk, ona da zam gelmiş. Eşimin kazandığı para, aylık ortalama bin 500 TL. Bizim aylık gereksinimlerimiz ise 2 bin TL’nin üzerinde. Bu zamlarla nasıl başa çıkalım."

'YASAKLAR YÜZÜNDEN KİMSE EKİP BİÇMİYOR'

Ekonomik kriz va art arda yapılan zamlara bir de bölge illerindeki operasyonlar nedeniyle ilan edilen yasaklar nedeniyle kimsenin çiftçilik yapamadığını belirten Edibe Çiçek, zamların en çok yoksulları vurduğunu söyledi:

"Pazara gidiyoruz dolar diyorlar, markete gidiyoruz dolar diyorlar. Madem öyle dışarıdan almasınlar. Her yere yasak koymuşlar, kimse köyüne gidemiyor doğru dürüst. Yasaklar kalksın, insanlar kendi topraklarını ekip, biçsinler, üretsinler. Ama her yere yasak getiriyorlar. Çiftçiler tarlalarını ekip biçmeye korkuyor. Bu yasaklar kalkarsa kendimiz üretir, kendimiz satarız. Fakir fukara da biraz doyar."

'İŞ YOK, ZAM VE YOKSULLUK VAR’

Kentte asgari ücretle geçimlerini sağlayan ailelerden biri de, 7 kişilik Çakır Ailesi. Diğerlerinin iş bulamamaları nedeniyle evlerinde sadece bir oğlunun çalıştığını belirten anne Müslime Çakır, peş peşe gelen zamlar nedeniyle hiçbir ihtiyaçlarını doğru dürüst karşılayamaz duruma geldiklerini ifade etti.

Çakır, geçinmekte yaşadıkları zorluğu, "Bu pahalılık bizi perişan etti. İş yok, zam ve yoksulluk var. Bir teneke yağ 130 TL, bir un torbası 125 TL olmuş. Domates, biberin kilosu olmuş 3 lira. Bir akşam yemeği yapmak için iki defa düşünür hale geldik. Bunun yanında elektrik, tüp ve su faturaları….Bir maaşla nasıl geçinelim. Milletin evini yaktılar. Eskiden 300 lira ile bütün kış hazırlığımızı yaparken şimdi bir torba şeker ile un alamıyoruz" sözleriyle dile getirdi.

‘KRİZ ZENGİNLERİ VURMUYOR, OLAN BİZ GARİBANLARA OLUYOR’ 

Eşi ve 6 çocuğu ile birlikte 500 TL kira ödedikleri evde yaşayan Fatma Kızıltepe de yaşanan ekonomik kriz ve hayat pahalılığından dertli.

Eşi hasta olduğu için eve asgari ücretle çalışan oğlunun baktığını, bu yüzden geçinmekte zorlandıklarını dile getiren Kızıltepe, "Üç çocuk okula gidiyor onların aylık masrafları 300 TL, eşimin hastane masrafları her ay 150 TL. Pazar masrafı almış başını gidiyor. Eskiden her hafta 50 lirayla dolabı doldururken, simdi 100 lirayla bile hiçbir şey alamıyorsun. Evin diğer masraflarını hiç söylemiyorum" diye konuştu.

Daha önce mutfak masrafları için toptancıdan borca alabildiklerini, ancak krizden dolayı onların da artık veresiye vermemeye başladığını belirten Kızıltepe, içinde bulundukları bu durumdan "Pahalık giderek artıyor, iş yok. Hiçbir şey alamaz duruma geldik. Ben bu yaşıma geldim bu kadar dengesiz bir pahalık görmedim. Kriz zenginleri vurmuyor. Olan da biz garibanlara oluyor" diyerek yakındı.

‘ZAMLAR ARTTIKÇA EVİMİZDEKİ HUZUR DA KAÇTI'

Ekonomik krizin en çok kadınları etkilediğini söyleyen ev emekçisi Hanım Çetin (58) de, zamlar arttıkça evlerinin huzurunun kaçtığını ifade etti. Eşini kaybettikten sonra oğlu ve geliniyle birlikte yaşadığını belirten Çetin, yaşadıkları ekonomik zorluk karşısında duyduğu tepkiyi şu sözlerle dile getirdi: "Oğlum asgari ücretle çalışıyor maaşı belli. Her üç ayda bir elektrik faturalarına zam geliyor, su faturaları yine öyle. Pazar desen domatesin, patlıcanın kilosu 3 lira. Biraz Allah’tan korksunlar, biz nasıl alalım bunları. Bu sene bir kurutma dahi yapamadık. Torunlar hastalandığında artık hastaneye götüremez bir duruma geldik. Çünkü fiş parası ayrı, tahlil parası ayrı. Hastayım ilaç alamıyorum. Her şey daha da kötüye gidiyor. Halka biz ‘aynı gemideyiz’ diyorlar ama biz onlarla aynı gemide değiliz. Onlar gemiye biniyor, biz dolmuşa bile zor biniyoruz. Nerede aynı gemide olmak." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar