Çerkezoğlu: İktidar ırkçılık, ayrımcılık ve cinsiyetçilik vaat ediyor

Çerkezoğlu: İktidar ırkçılık, ayrımcılık ve cinsiyetçilik vaat ediyor
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, 17 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının politikaları sonucu en derin krizlerden birini yakıcı biçimde yaşadıklarını söyledi.

KESK, TMMOB, TTB gibi meslek örgütleriyle, emek-meslek örgütlerinin örgütlenmedeki sorunlarını ve çözüm önerilerini tartışan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Adana'da forum düzenledi.

Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi'nde düzenlenen foruma katılan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği  (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ve Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman, siyasi iktidarın emek- meslek örgütlerine yönelik baskısını değerlendirdi.

'İKTİDAR IRKÇILIK, AYRIMCILIKVE CİNSİYETÇİLİK VAAT EDİYOR'

17 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının politikaları sonucu en derin krizlerden birini yakıcı biçimde yaşadıklarını söyleyen DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "İktidarın bugün vaat edebildiği tek şey ırkçılıktır, ayrımcılıktır, cinsiyetçiliktir" dedi.

Konuşmasında 20'inci yüzyılın son çeyreğinden itibaren sermayenin örgütsüzlüğü kendi sınıf çıkarları için bir strateji olarak belirlediği söykleyen DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu, iktidarın da krizi onlar yaratmış gibi işçilerin üzerine yıkmaya çalıştığını ifade etti. Çerkezoğlu, "Maliye Bakanı’nın finansman kaynağı olarak işçi sınıfının alın terine, emeğine, kıdem tazminatına el uzatacağını açıkça söylediği bir süreçte, Cumhurbaşkanı’nın grevleri yasaklamakla övünebildiği bir ülkede işçi sınıfının örgütlenmesi ülkenin geleceği ile ilgili bir meseledir" diye konuştu.

‘VAAT ETTİKLERİ IRKÇILIK, AYRIMCILIK VE CİNSİYETÇİLİKTİR’

İşçi sınıfının mücadele tarihine değinen Çerkezoğlu, işçi sınıfının örgütlülüğü ile demokrasi arasında bağ oluğunu vurguladı. Çerkezoğlu, "Emperyalist kapitalist sistemin vaat edeceği bir şey kalmadı. Tüm masalların bittiği, yaldızların döküldüğü bir dünyada ve 17 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının politikaları sonucu ortaya çıkmış olan Türkiye’nin en derin krizlerinden birinin sonuçlarını en yakıcı bir biçimde yaşıyoruz. Vaat edecekleri tek şey ırkçılıktır, ayrımcılıktır, cinsiyetçiliktir. Tüm bunların temeli savaşlardır, katliamlardır, barbarlıktır. Roza Lüxemburg’un ‘Ya barbarlık ya sosyalizm’ sözünün doğruluğunu bugün ülkemizde de yaşayarak görüyoruz. Her türlü düzeyde bölen, parçalayan ve çeşitli ideolojik mekanizmalarla, şovenizmle, cinsiyetçilikle bizleri birbiri ile çatıştırarak yönetmeye çalışan bu politikalar karşısında birlik ve örgütlenme, bizim açımızdan temel meseledir" diyerek 1 Mayıs’ta 'İş, Adalet ve Özgürlük' talepleri ile 1 Mayıs meydanlarını dolduracaklarını söyledi.

BOZGEYİK: MEMUR OLMAK DA GÜVENCE SAYILMAZ 

Neoliberal politikaların bir sonucu olarak kamuda istihdam şekillerinin değiştiğini dile getiren KESK Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik de, Türkiye’de örgütlenmenin önündeki en büyük engelin AKP-MHP bloğu, dünyada ise emperyalist güçlerin yürüttüğü politikalar olduğunu kaydetti.

Türkiye’de sendikal hakların kullanımı konusuda geride gidildiğini söyleyen Bozgeyik, "Bugün devlette memur olarak çalışmanın güvenceli çalışma olmadığını görüyoruz. Kadın emekçilerinin çalışma yaşamından koparılmasına dayalı esnek çalışma, sözleşmeli çalışma ile karşı karşıyayız. Emekçiler, esnek çalışma ile karşı karşıya" ifadelerini kullandı.

KORAMAZ: SEÇİM BİR FIRSAT

Yerel seçim sonuçları üzerinde duran TMMOB Genel Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise, belediyelerin bütçelerinin merkezi idarelerin bütçelerine göre daha gevşek şekilde denetlenmesi dolayısıyla İstanbul ve Ankara’nın, AKP’yi var eden kentler olduğunu kaydetti.

"Oralardan cemaatleri beslediler, vakıfları beslediler. Ondan dolayı İstanbul’da seçim kaybetmeyi içlerine sindiremediler" diyen Koramaz, şöyle devam etti: "AKP sınıfsal temelli örgütlenmeler yerine dinsel öğretilere dayanan örgütlenmeyi geliştirdi. Yaşamın tüm alanlarında kendi paralel örgütlerini örgütledi. KESK karşısında Memur-Sen, DİSK Genel İş karşısında Hizmet İş ile emek sömürüsüne, kentsel ortak alanların sömürüsüne dayanan anlayışa karşı çıkan tüm unsurları dağıtmak istediler." 

Koramaz, yeniden hukukun üstün olduğu, parlamentonun işlediği, yargının siyasallaşmadığı, üretilenlerin adil bir şekilde paylaşıldığı bir mücadele programı oluşturmak için 31 Mart seçimlerinin bir fırsat olduğunun altını çizdi. Koramz, "Bu fırsat değerlendirilmek zorundadır" diye konuştu.

ADIYAMAN: ÖRGÜTLENME TOPLUMA TAŞINMALI

Konuşmasında TTB olarak, üyeleri tarafından siyaset yapmakla eleştirildiklerini belirten TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman da, sağlığı sadece klinik olarak ‘iyilik hali’ olarak görmediklerini kaydetti.

Adıyaman, "Sağlığı fiziksel, sosyal ve ruhsal iyili hali olarak görüyoruz. Sosyal iyilik hali olması için tam demokratik, özgür, eşitlikçi, çağdaş ve barış içerisinde bir ülke olmak zorundayız. Bu konuda da çalışmalarımız devam ediyor. Ve bunu siyaset yapmakla eleştiren üyelerimiz de kabul etmeye başladı" dedi. Örgütlenmenin tek tek alanlarda değil, daha çok topluma taşınması gerektiğini vurgulayan Adıyaman, işçilerin, hekimlerin ve  mühendislerin birbirleri ile daha iyi iletişim içerisinde olması gerektiğini kaydetti. (M.A - HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar