İşkence gören liseliler konuştu: Bunları vuracaksın diyorlardı

İşkence gören liseliler konuştu: Bunları vuracaksın diyorlardı
Kadıköy’de karne eylemi yaparken gözaltına alınan ve polisin ağır işkencesine maruz kalan öğrenciler yaşadıklarını Artı Gerçek’e anlattı.

Rıfat DOĞAN


ARTI GERÇEK- İstanbul Kadıköy’de dün gözaltına alındıktan sonra polisin darp ve işkencesine maruz kalan liselilerin görüntüleri tüm Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Polis aracında, kameraların önünde yapılan işkence sosyal medyada #KadıköydeİşkenceVar etiketiyle ilk sıraya oturdu. 

İLGİLİ HABER: LİSELİLERE POLİS OTOSUNDA ELEKTRİKLİ COP

Türkiye dün akıllardan çıkmayacak bir polis şiddetine tanık oldu. Karne günü eylem yapmak isteyen liseliler ters kelepçeyle sürüklenerek gözaltına alındı. Ters kelepçeyle uzun süre polis aracında tutulan gençlerin başına demir kelepçeyle vuruldu. Kafası yarılan, dudağı patlayan, dayaktan bayılan, karakolda polislerin "Bunları burada vuracaksın" tehdidiyle karşılaşan liseliler yoğun tepkinin ardından sabaha doğru serbest bırakıldı. Türkiye'nin gözü önünde işkenceye maruz kalan gençler yaşadıklarını Artı Gerçek’e anlattı:  

"SÜREKLİ KAFAMIZA YÜZÜMÜZE VURUYORLARDI"

Baran Yıldırım:
1 Mayıs’tan sonra genel olarak bir baskı uygulandı Dev-Lisli öğrencilere. Aileleri arandı. Duvara ketıl çizen iki arkadaşımız tutuklandı. Hem bunu hem de eğitim sistemini protesto etmek için toplanmıştık. Öğrenciler karnenizi bu şekilde veriyor demek için. Eylemimizi yapar gideriz diye düşündük ama kötü bir muamele ile karşılaştık. Hepimiz ters kelepçeyle alındık. Sürekli coplarla, ellerindeki sert eldivenlerle yüzümüze, kafamıza vuruyorlardı. Karakolun önüne götürdüklerinde de dövdüler. Arkadaşlarımızı "Sizi mahallede de bulacağız", "Hepiniz göreceksiniz" şeklinde tehdit ediyorlardı. 


Berivan Han ve Baran Yıldırım

"POLİSİN GÖZÜNDE NEFRETİ GÖRDÜM VE ÖLECEĞİZ ZANNNETİM"

Elektro cop getirip elektrik verdiler. Bu müdahale sırasında bir arkadaşımız darp nedeniyle bayıldı, öldü sanıp ambulans çağırdılar. Bizi döverken ellerinde sigara eğleniyorlardı. Sigara içen polisler akşam iftar organizasyonu yaptı ve bizi öyle de beklettiler. Çok sonradan kadın arkadaşımıza çıplak arama yapıldığını da öğrendik. Vücudum halen ağrıyor, ellerimi hissetmiyorum. Omuzum çıkacakmış gibi hissettim. Polislerin gözündeki o nefreti görünce 'biz burada öleceğiz' zannettim. 

"BERKİN VE CEYLAN ÖNKOL İÇİN"

Berivan Han:
Ketıl çizdikleri için tutuklanan Birol ve Saadetin arkadaşlarımız için toplandık. Çünkü Saadetin mezun olup sınava girecekti. Birol arkadaşımız da siyasi faaliyetlerinden dolayı işten atılmıştı. Çalışmak zorundaydı ailesi için. Aslında onların alamadığı karnelere işaret edip, iktidara karne vermeyi düşünüyorduk. Aynı zamanda öldürülen Berkin Elvan ve Ceylan Önkol için de bu eylemi yapmak istedik. Daha önce de arkadaşımın belirttiği gibi ailelerimizi arayıp "çocuklarınız terörist" diyorlardı. Arkadaşlarımız kanlar içinde kalmasına rağmen dövmeye devam ettiler. Polis otosuna sürekli bir aletle geliyorlardı. Onlar da bizden korkuyordu aslında. 

"SİLAH GÖSTERİP ‘BUNLARI VURACAKSIN’ DİYE TEHDİT EDİYORLARDI"

Hastane çıkışında da ters kelepçe takmaya çalıştılar ama biz avukatlar aracılığıyla engelledik. Dün gece hiç uyuyamadım, hem ağrılar nedeniyle hem de görüntüler hiç gözümün önünden gitmedi. Karakoldayken sadece bir milletvekilini görünce yalnız olduğumuzu hissettik. Polisler içeride bize silah gösterip "Bunları vuracaksın hiç uğraşmayacaksın" diyordu. 'Ya burada öleceğiz ya da direneceğiz' diye düşünürken, dışardaki kalabalığı görünce yalnız olmadığımızı gördük. 

"VÜCUDUMA ELEKTRİK VERDİLER"

Çağdaş Ekinci:
Devrimci Liseliler Birliği olarak diğer liseli örgütleriyle birlikte eylem yaptık. Polis otosuna alındıktan sonra sistematik olarak işkenceye maruz kaldık. Polisler ben ve diğer arkadaşımın başına ellerindeki muşta halinde getirdikleri demir kelepçeyle vurmaya başladılar. Coplarla vurdular. Kafam yarıldı, dudağım patladı ve aşırı kan kaybettim.

Buna rağmen tekrar dövmeye darp etmeye devam ettiler. Kafamda dikişler var. O arada ambulansa götürecekken yunus ekipleri geldi ve bu kez onlar saldırdı, ben o sırada baygınlık geçirdim ve iki koltuğun arasına düştüm.

Arkadaşlar beni kaldırıp başıma tampon yapmış. Tekrar polis otosuna bindirdiler ve "Seni ambulansa götüreceğiz" deyip arka koltuğa oturttular. Ancak bu kez elektro şok cop ile bacaklarıma elektrik verdiler. Ambulansla götürürken "Bu çocuk kafasını yola kaldırıma vurdu" dediler. 

Nimet Erben: Demir kelepçelerle vurdular. Kolumda ezilme var. Bir süre darp ettiler. Yarım saat sonra başka bir yere götürdüler. Yunus ekibi geldi bu kez onlar darp etti. Coplarla dövdüler. Kafamı yere vurdular. Yol boyunca darp edildik. 

"ARKADAŞLARIMIZIN ÜZERİNDE TEPİNDİLER"

Şeyma Çopur: Karneleri aldıktan sonra Süreyya Operası önünde küçük bir tiyatro oyunuyla sistemi eleştiren bir eylem yapacaktık. Ancak polis daha 10 kişi toplanmadan üzerimize geldi. Daha önce de benzeri sıkıntılar vardı ancak böyle bir sorun olmadı. Polis bu kez "Yapamazsınız" dedi. Yürümeye başladığımız anda saldırmaya başladılar. 

Biz direndik, arkadaşlarımız polis otosunun önüne geçerek gözaltılara izin vermedi. Polis otosu içinde elektro şok cop ile darp etmeye başladılar. Ağza alınmayacak sözlerle bize küfür ettiler. Yunus ekibi arkadaşlarımızın üzerinde onları ezecek şekilde tepindi.

"AİLELERİN POLİSE TEPKİSİ BÜYÜKTÜ"

Gözaltı sırasında aileler geldi ve polislere tepki gösterdiler. Mısra’nın annesi kendisine izin vermeyen polise "O benim kızım, ona bir şey olursa size dünyayı dar ederiz" dedi. Ailelerin bu tepkisi orada bulunanları da etkiledi ve o tepki büyüdü. 


Mısra Sapan, Meltem Çuhadar, Şeyma Çopur

Meltem Çuhadar: Her slogan attığımızda küfür ve hakaretle karşılaşıyorduk. Bizi polis otosundan indirip karakola götürdüklerinde vücudumuzda bir şey sakladığımızı iddia ederek üzerimizi aradılar, ardından çıplak arama yaptılar. 'Bu bir işkence' dedik. Kamerasız bir yerde çıplak arama uygulaması yaptılar. Toplam 12 saat boyunca gözaltında kalmış olduk. Psikolojik olarak üzerimize geldiler. Daha küçük olan arkadaşlarımıza alaycı bir şekilde "Beyninizi yıkıyorlar" diyorlardı. 

Mısra Sapan: Çok sert şekilde gözaltına dövdüler. Hırsla, nefretle dövüyorlardı. Ancak niye yaptıklarını onlar da bilmiyorlardı. Copla darp etmeye başladılar. Bu saatlerce sürdü. 

 

Öne Çıkanlar