'Savcı iddianame hazırlıyor, Zaytung haberi gibi'

'Savcı iddianame hazırlıyor, Zaytung haberi gibi'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, İnsan Haklarında Eşitlik ve Adalet Çalıştayı'nda konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin düzenlediği İnsan Haklarında Eşitlik ve Adalet Çalıştayı'nda konuştu. Sözcü yazarları hakkında başlatılan 'FETÖ' davasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu "Gerçekten de Zaytung haberi gibi" dedi.

Çalıştayın açılış konuşmasını CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba yaptı.

Veli Ağbaba'nın konuşmasından satır başları şöyle:

Basın özgürlüğü hiçe sayılarak bir yanda havuz medyası yaratılırken diğer yanda Sözcü gazetesine operasyon yapılarak muhalif basın susturulmak istenmektedir. Halen 145 gazeteci tutuklu. 

"16 YILDA 21 BİN İŞÇİ İŞ CİNAYETİNE KURBAN GİTTİ"

Hak ihlallerinin en çok yaşandığı alanlardan biri de emek alanıdır. Baskılar öyle bir hal almıştır ki Türk-İş Başkanı Sayın Ergün Atalay'ın konuşması çarpıtılıp hedef gösterilmektedir. AKP iktidarı boyunca en az 21 bin işçinin iş cinayetine kurban gittiğini görmekteyiz.

7'si OHAL'de olmak üzere 15 grev yasaklanmıştır.

Ağbaba'nın ardından sözü Kılıçdaoğlu aldı.

"EŞİT HAKLARIN VERİLİP VERİLMEDİĞİ SORGULANMALI"

"FETÖ'nün siyasi ayağı Saray'da duruyor. Oturuyor beyfendi orada. Sen ne istiyorsun Emin Çölaşan'dan" diyen Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

İnsan olarak eşit haklara sahipsek, biz adaleti büyük ölçüde gerçekleştirmiş oluruz. O nedenle yasalarda eşit haklardan söz edilir o hakların bize verilip verilmediğinin sorgulanması gerekir.

Bizim Anayasamızda da insan hakları ile ilgili önemli düzenlemeler var. Bugün farklı boyutlar konuşulacak ben ekonomi konusundaki haklara değineceğim.

Herkes yaşama hakkına sahiptir diyor Anayasa. Sokağa bırakılan, açlıktan ölen çocukları düşünün gerçekten bu hakkı savunabiliyor muyuz?

"GELİN BİRLİKTE AİLE SİGOSTASI'NIN ÇIKMASINI SAĞLAYALIM"

Mülkiyet Hakkı, Aile ve Çocuk hakları için de bir düzenlememiz var. Buradan tüm hak derneklerine sesleniyorum gelin birlikte Aile Sigortası'nın çıkmasını sağlayalım. 102 Sayılı düzenlemeyi parlamento yıllar önce kabul etmiş. Kişiyi açlığa ve yoksullağa mahkum eden, dilenciliğe mahkum eden bir süreç var. Sendikaların ısrarla bunu istemesi gerek.

Emekli yaşı oldu 65, işten çıkarıyorlar. 55 yaşında iş bulamıyorsunuz, devlete gidiyorsunuz devlet diyor ki yaşın daha genç. Nasıl yaşayacak bu insan

Kıyılardan herkesin yararlanma hakkı var. Kim faydalanabiliyor bu haktan. Kıyılar gökdelenlerle doldurulmuş.

"KİMSE KORKUDAN DAVA AÇAMIYOR"

Yasaya göre çiftçiye verilmesi gereken bir hak verilmiyor. Bugüne kadar ödenmesi gereken 124 milyarın üzerindeki ödeme verilmedi. Ziraat odalarının dava açması lazım. Kimse korkudan dava açamıyor.

Bu çarpık düzene önce isyan etmesi gereken esnaf kardeşim değil mi? Bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Burada önemli bir düzenleme var. Anayasa’nın 65'inci maddesi. Ben size bu hakları tanıdım ama ekonomik ve sosyal hakları devletin mali kaynakları gözeterek yerine getiririm diyor. Siyasal iktidarlar genelde bu Anayasa'nın 65'inci maddesine sığınıyor. Para var. Neden para var her şey kayıtlı. Tercih parayı kimin için harcayacağız? Neden bu soru sorulmuyor. Çünkü vatandaş ödediği vergilerin nereye harcandığını sorma hakkına sahip ama sormuyor.

Nereye gidiyor bu para? Eğer tefeciye 159 milyar faiz ödeniyorsa, ben işsizim bana asgari ücret mi ödeyemiyorsun? İnsanlar haklarını yeterince arayamıyor. İnsanlar yargıda hak arar. Yargının bağımsızlığını anlamlı kılan da budur. Bağımsız ve tarafsız yargıdır. Yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruyamazsa adalet dağıtmaz. Türkiye'de geldiğimiz nokta budur.

"EN ÇOK İSYAN ETMESİ GEREKEN KURUM SENDİKALARDIR"

Kamu şirketlerinin tamamının halka ait olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Çünkü bizim vergilerimizle kuruldular. Benim vergilerim ile bir şirket kuruluyorsa benim vergilerim ile bir fabrika kuruluyorsa ve orada binlerce işçi çalışıyorsa, eğer bu yer özelleştirilecekse anayasanın öngördüğü kurallara göre diyor ki 'devletleştirme veya özelleştirme gerçek karşılığı üzerinden yapılır' Hangi gerçek karşılığı üzerinden? Birilerine satılan ve talan edilen fabrikaları biliyoruz, 'babalar gibi satarım' diyen politikacıları biliyoruz. Bu haklar neden aranmadı peki? Sendikalar neden bu konuda kendi istedikleri ölçüde cılız sesler ile mücadele ettiler? Daha gür seslerle neden mücadele etmediler? Binlerce kişi işsiz kaldı. Yüzlerce fabrika kapandı. Arazileri rantiyeye teslim ettiler. Çalışma hakkı da anayasa da güvence altına alınmış. Çalışma herkesin hakkı deniliyor. Herkesin çalışma hakkı varsa bu çalışma hakkını yerine getirecek olan kurumun adı devlettir. Hepimizin ortak kurduğu bir devlet var. Bunun adı sosyal, laik ve hukuk devletidir. Ve bu devlet işsize iş bulmak zorundadır. Bunun alt yapısını oluşturmak zorundadır. Eğer bir devlet çalışma hakkını vatandaşına teslim etmiyorsa çalışabilecek bir ortamı sağlamıyorsa o devlet sosyal devlet olmaktan uzaklaşmış demektir. Bunu en çok sendikaların dile getirmesi lazım. En çok isyan etmesi gereken kurum sendikalardır'' diye konuştu.

"İŞÇİLER MEYDANA ÇIKMIYORSA O İŞÇİ İŞCİ DEĞİLDİR"

Çalışma şartlarını düzeltin diye hak aradığı için eğer bu ülkenin işçileri hapse atılıyorsa ve sendikalar bu konuda sessiz kalıyorsa orada bir sorunumuz vardır'' diyen Kılıçdaroğlu şunları dedi:

Bu işçiler hak istiyorlar. İstedikleri haklardan biri de ücretleri elden almak yerine bankadan almayı istemek. Bunu da sigorta primlerinden dolayı istiyorlar. Bunu istedi diye işçiler yakalandı ve topluca hapse atıldı. Bütün meydanların dolması lazımdı. Şimdi diyecekler ki, 'Kılıçdaroğlu işçileri isyana davet etti'. Eğer hak arama talebinde bulunan bir işçi yakalanıp 'neden hakkını arıyorsun?' diyerek hapse atılıyorsa ve işçiler meydana çıkmıyorsa o işçiler işçi değildir.

"FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI SARAYDA OTURUYOR"

Bir şey eksik FETÖ'nün siyasi ayağı. FETÖ'nün siyasi ayağı Saray'da duruyor. Oturuyor beyfendi orada. Sen ne istiyorsun Emin Çölaşan'dan. Bunlar sosyal devletten, cumhuriyetten, kardeşlikten, demokrasiden yanadır. Bunlar açlığa, gelir dağılımındaki dengesizliğe karşı çıkmıştır. Onların aklemi özgürdür. Oturur istediğini yazar.

"SAVCI İDDİANEME HAZIRLIYOR ZAYTUNG HABERİ GİBİ"

Beni üzen ne biliyor musunuz? Yargının içine düştüğü sefalet. Bir savcı iddianame hazırlıyor. Gerçekten de Zaytung haberi gibi. Kaldı ki savcının bütün bu olayları bilmesi gerekiyor. İddianamede de diyor ki snein geçmişte FETÖ'yü eleştirmen FETÖ'cü olmadığın anlamına gelmiyor. Yani FETÖ'yü eleştirdiğini de biliyor. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar