Mülteci kadınlar anlatıyor: 'Çocuklarıma özgür bir hayat sunmak en büyük hedefim'

Mülteci kadınlar anlatıyor: 'Çocuklarıma özgür bir hayat sunmak en büyük hedefim'
Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü. Mülteci kadınlar, fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik yani her türlü şiddete maruz bırakılıyor. Van'da yaşayan Afganistanlı H.H. ve İranlı Kürt Khadije Sareban yaşadıklarını Artı Gerçek'e anlattı.

Şenol BALI


VAN - İç savaşlar, çatışmalı süreçler, rejim baskısı, doğal afetler, açlık ve yoksulluk nedeniyle birçok Asya, Ortadoğu ve Afrika ülkesinden göç sürüyor. Türkiye'de mültecilerin göç güzergahındaki ülkelerden biri. Bazılar kalıcı, bazıları da geçici olarak Türkiye'ye geliyor.

Sınır kentlerinden Van; Asya, Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden mültecilerin geçiş noktalarından biri. TÜİK verilerine göre Van'da yaklaşık 5 bin göçmen bulunuyor. Ancak gerçek rakamlar bunun çok üzerinde. Van'da yaşayan mülteci kadınlara 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle yaşadıkları zorlukları konuştuk.

TALİBAN'DAN KAÇIŞ

Afganistanlı H.H. Van’da yaşayan mülteci kadınlardan. Çiftçi bir ailenin dört çocuğundan biri olan H.H., Taliban'ın baskıları ve babasına yönelik tehditleri nedeniyle 8 yaşındayken ailesiyle birlikte İran'a göç etmiş. Büyüdüğü İran’da Afganistanlı bir gençle evlenen ve üç çocuk sahibi olan H.H., arazi sorunu nedeniyle Afganistan’a giden eşi geri dönmeyince kayınpederi tarafından, eşinin evli olan abisiyle 'evlenmeye' zorlanmış. H.H., bunu kabul etmeyince kayınpederi çocuklarını kendisinden almakla tehdit etmiş. H.H. de babası ve kardeşiyle 2019 yılında Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış.

ÜÇ ÇOCUĞUNA, HASTA BABASI VE KARDEŞİNE BAKMAK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYOR

Beş yıldır Türkiye'de yaşayan H.H.'nin babası kalp hastası, erkek kardeşi de kemik hastalığıyla mücadele ediyor. En büyüğü 12 yaşında olan üç çocuğu okula gidiyor. H.H., evdeki hastalara ve çocuklara bakmak için Türkiye'ye geldiği günden bu yana birçok işte çalışmak zorunda kalmış. Şu sıralar gündüzleri terzilik yapıyor, zaman zaman da İranlı turistlerin gittiği kafelerde servis personeli olarak çalışıyor.

'MÜLTECİ OLMAK ZOR, MÜLTECİ BİR KADIN OLMAK DAHA ZOR'

Taliban’dan kaçan, erkek egemen sisteme karşı mücadele eden H H., mülteci bir kadın olmanın zorluklarını şöyle anlatıyor:

"Mültecilik gerçekten zor. Kadın mülteci olmak daha zor. Bir taraftan buraya alışmak zorunda kalıyorsun, bir taraftan da ekonomik olarak ayakta kalmak. Burada dul bir kadın olarak yaşamak da zahmetli. Bir yere gidiyorsun farklı gözle bakıyorlar sana, rahatsız ediyorlar. Avrupa’ya gitmek istiyorum. İran’a dönemem çünkü çocuklarımı alırlar. Ülkem Afganistan’da çıkarken de bir çocuktum. Oraya ilişkin bir hatıram yok. Zaten kadınların orada ne yaşadığını biliyorsunuz. Bir kadın olarak çok mücadele ettim. Dünyanın bizi anlaması lazım."

'EKONOMİ VE DİL SORUNU BİZİ ZORLUYOR'

İranlı Kürt Khadije Sareban da Van’da yaşayan mülteci kadınlardan. Eşinin rejimle yaşadığı sorunlardan dolayı 8 yıl önce dört çocuklarıyla birlikte İran'ın Piranshahr kentinden Van'a göç etmişler. Eşi kısa bir süre sonra Avrupa'ya gitmiş. Kuaför olan Khadije Sareban, çocuklarına bakabilmek için birçok işte çalışmak zorunda kalmış. Şu sıralar bir İranlı turistlere dönük hizmet veren bir işletmede çalışıyor. Sareban, mülteci bir kadın olmanın zorluklarıyla ilgili şunları söylüyor:

"Şu an hayatımız iyi değil. Her anlamda sorun yaşıyoruz. Ama bir anne olarak üzerime düşen bazı şeyler var. Çocuklarıma bakmak ve onları okutmak. Bunun için her gün saatlerce çalışıyorum. Ekonomi ve dil sorunu bizi çok zorluyor. Çocuklarıma özgür bir hayat sunmak ve onları okutmak en büyük hedefim. Bunun için çabaladım hep"

'İSTEYEREK GELMEDİK, KİMSE MECBUR KALMADIKÇA TOPRAĞINI TERK ETMEZ'

"Yalnız ve yabancı bir kadın olarak dışarı çıkıp çalıştığımda sorunlarla yüz yüze kalıyorum. Farklı bakıyorlar" diyen Sareban, kentte göçmenlere dönük olumlu algının olduğunu ancak turistlerden dolayı önyargılı yaklaşanların sayısının arttığını dile getiriyor:

"İsteyerek gelmedik. Kimse mecbur kalmadıkça toprağını terk etmez. Burada çok zorlanıyorum ve yoruluyorum. Çocuklarımın geleceği için mücadele ediyorum. Özgürce ve huzur içinde yaşamak istiyorum."

'İRAN'DA YASALAR DA TOPLUM DA KADINLARDAN YANA DEĞİL'

Avrupa’ya gitmek istediğini söyleyen Sareban, ülkesi İran’da kadınların durumu hakkında şunları anlatıyor:

"İran’da kadınların yaşam alanları sınırlı. Yasalar da toplum da kadınlardan yana değil. Çocuklarım sekiz yıldır burada yaşıyor, onları geri götüremem ki. İran rejiminde kadınların can güvenliği yok. Yasalar karşısında hakları yok. Tüm dünya bunu biliyor ama maalesef İranlı kadınlar için bir şey yapılmıyor. Kadın hakları konusunda toplum rejime göre iyi durumda olsa da burası gibi değil. Neyi, nasıl yapacağına başkaları karar veriyor."

Çeviri: Mubin Mohammadzadeh

Öne Çıkanlar