HDP'den sahte bildiri tepkisi: Örgütlü bir bakanlık organizasyonu

ARTI GERÇEK- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Saruhan Oluç, dün Diyarbakır’da yapılan olağanüstü MYK toplantısının ardından Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenleyerek, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

MYK’de açlık grevleri ve seçimlerin değerlendirildiğini söyleyen Oluç, Leyla Güven’in açlık grevinin 140. gününde olduğunu hatırlattı. Oluç, "İmralı’da 1460 gün, 35 bin saattir süren mutlak ve ağırlaştırılmış tecritin sona ermesi için yapılan açlık grevleri bütün kritik eşikleri aşmış vaziyette. Suskunluğunu sürdüren, adım atmayan Adalet Bakanlığı başta olmak üzere yetkililere çağrı yapıyoruz, bu konuya ciddiyetle eğilmelerini bekliyoruz" dedi.

Cezaevlerinde 4 tutuklunun tecriti protesto etmek için yaşamlarına son verdiğini hatırlatan Oluç, ölümü değil yaşamı ve yaşatmayı savunduklarını dile getirdi. Oluç, yetkililerin "intihar" açıklamalarına yanıt vererek, "Siz hangi açıklamayı yaparsanız yapın sorumluluktan kaçamazsınız, cezaevlerinde bulunan insanların devletin koruması altında olduğunu biliyoruz" diye konuştu.

96 BİN 500 SEÇMEN TAŞINACAK

Oluç, seçim gündemine dair konuşmasının büyük bölümünü hukuksuzluklara ayırdı. Seçmen kaydırma konusunda yaptıkları itirazların önemli bir kısmının kabul edilmediğini belirten Oluç, aynı zamanda sandık birleştirme ve sandık taşıma konusundaki itirazlarının da kabul edilmediğini ekledi. 14 ilde 973 sandık için taşıma ve birleştirmeler olacağını kaydeden Oluç, 96 bin 531 seçmenin bu karardan etkilendiği bilgisini verdi. Oluç, şöyle devam etti:

SANDIK TAŞIMA GEREKÇESİ: KAVGALI AİLELER VAR

"Bu sandık taşıma ve birleştirme kararları objektif olmayan nedenlere dayandırılıyor. Güvenlikli ve güvenlikli olmayan sandıklar ayrımı yapılıyor. Güvenilir ve güvenilir olmayan seçmen ayrımı yapıyor. İktidar seçmenin bir kısmını güvenilir olmayan seçmen olarak damgalıyor. Gerekçelere baktığımızda durumun komediye dönüştüğünü görüyoruz. Gerekçeler arasında; aileler arasında husumet sayılamayacak basit kavga ve yaralamalar var. Kimi yerlerde yapılan panel, konferansların terör etkinlikleri olduğu; her partinin yaptığı afiş, pankart asma, slogan atma, sosyal medya üzerinden propaganda yapma sandık taşıma için gerekçe yapılmış."

‘25 KM UZAĞA TAŞINAN SANDIKLAR VAR, OY KULLANMA HAKKIN ELDEN ALINIYOR’

YSK’nin seçim güvenliğini sağlayan bir kurum olmaktan çıktığını kaydeden Oluç, insanların yürüme mesafesi dikkate alınarak belirlenen 5 kilometre esasına uyulmayarak, 20-25 kilometreye kadar sandıkların taşınacağını belirtti. Oluç, kış koşullarında, ulaşım araçlarının kısıtlı olduğu bölgede bu karar ile seçmenlerin oy verme hakkının YSK tarafından ellerinden alındığını dile getirdi.

Seçmenlerin sandıklara ulaşması için tüm imkanları sağlayacaklarını vurgulayan HDP Sözcüsü Oluç, 100 binin üzerinde sandık görevlisi olduğunu da belirterek, sandıklardan gelecek ıslak imzalı tutanaklar ile YSK verilerini karşılaştıracaklarını belirtti.

KAÇ TANE 142 BELGESİ VAR?

Saruhan Oluç, kolluk kuvvetlerinin 142 belgesi ile oy kullandığını ve 24 Haziran’da birçok yerde 142 belgesini sandık kuruluna teslim etmeyerek başka sandıklarda da oy kullandıklarının tespit edildiğini hatırlattı. YSK’ye başvuru yaparak 142 belgesi ile nerelerde oy kullanılacağını sorduklarını ancak güvenlik gerekçesiyle açıklanmadığını belirten Oluç, "Biz isim istemiyoruz, hangi il, ilçe, köyde 142 belgesi ile kaç oy kullanılacağını YSK bize bildirsin dedik, bunun cevabını bekliyoruz" dedi.

SAHTE BİLDİRİLER: ÖRGÜTLÜ BİR BAKANLIK ORGANİZASYONU

"Seçim ahlaksızlıkları bitmiyor" diyen Oluç, HDP ve diğer partilerin logolarının yan yana getirilerek dağıtılan bildiriler ile hiçbir ilgi ve alakalarının olmadığını söyledi. Oluç, aynı bildirinin birkaç ilde ortaya çıktığını, bunun organize bir iş olduğunu belirterek, "Belli ki bir bakanlığın işidir. Bu kadar örgütlü bakanlığın hangisi olduğunu siz biliyorsunuz. Bu tür seçim ahlaksızlıkları tarihe kara harflerle yazılacak" diye konuştu.

‘BEYAZ TOROS MESAJI VERİLİYOR’

Oluç, Sabah, Hürriyet, Milliyet dahil bazı basın organlarında yayınlanan istihbarat fişlemelerine de tepki göstererek, şunları söyledi: "Bu kadar ahlaksızlığın, bu kadar büyük bir suçun işlendiğine tanık olmadık. Bu gazeteler Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na göre büyük suç işlemiştir. Bellik ki milli istihbarat bu fişleri gazetelere iletmiştir. İçinde bir sürü zırva bilginin olduğu fişlerdir. Ama bütün bilgiler Kürt düşmanlığının çok bariz bir örneğidir. Çiller-Ağar-beyaz Toros koalisyonunu kurmuş olan AKP-MHP ittifakı açısından bunlar doğal işlerdir. 90’lardaki anlayışın yeniden uygulanır olması çok anlaşılır bir şeydir, ittifakın gereği budur. Çiller ve Ağar ile Bahçeli-Erdoğan fotoğrafları halka çok net olarak beyaz Toroslar mesajı vermiştir. Bunu halk bunu unutmayacaktır."

‘HAKARETLERİN HESABI DEMOKRATİK SİYASETTE SORULUR’

Cumhurbaşkanı dahil AKP ve MHP’nin tüm yetkililerinin kendilerine yönelik hakaretlerine de tepki gösteren HDP Sözcüsü, "Alayınıza o hakaretleri aynen iade ediyoruz ve bu hakaretlerin hesabının demokratik siyasette sorulacağını hatırlatıyoruz. Türkiye toplumuna kötülük yapıyorsunuz. Bu toplum sağduyulu olmasaydı sizin yaydığınız nefret diliyle çoktan birbirine düşmüş olurdu" diye konuştu.

‘KÜRT HALKI HAKARETLERE CEVABINI SANDIKTA VERECEK’

Oluç, gazetecilerin AKP-MHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım’ın "HDP’lilerin oylarına talibim" açıklamasını hatırlatması üzerine de aynı açıklamanın Mehmet Özhakesi ve Nihat Zeybekçi tarafından da yapıldığını belirterek, "Siz bir taraftan Kürtlerin oylarına talip olacaksınız ama öbür taraftan sizin genel başkanınız, bakanlarınız meydan meydan dolaşarak Kürt halkının iradesi olan partisine, yöneticilerine, milletvekillerine her türlü hakareti edeceksiniz. Önce genel başkanlarına söylesinler, hakareti kessin. Onlar istemeye devam edebilirler, seçmen o kadar bilinçsiz değildir, o hakaretlerin cevabını mutlaka sandıkta verecektir" diye konuştu.