Şimdiden “16 Nisan Cephesi kuruluyor” yaygarası

İktidar medyası: ‘Hayır’ın arkasında FETÖ ve diğer terör
örgütleri ile dış güçler var. Bu uluslararası bir kalkışmadır.
Bu güçlere karşı iktidarımızı korumak için Esad’la bile
anlaşmalıyız, işbirliği yapmalıyız"

Koray DÜZGÖREN

Utanmazlığın, rezilliğin bir sınırı var mı?
"Vardır herhalde" diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Bizim, kendilerine İslami kesim yazarları adı yakıştırılan ama sadece güce ve avantaya tapınan oportünist iktidar medyasına bakarsanız herhangi bir sınırı olmadığını göreceksiniz.
Onlar için gerçeğin, aklın, bilimin, insanlığın, ahlaki kuralların, saygının "kendi kutsal amaçlarına (!) ulaşabilmek adına hiç mi hiç önemi yoktur. Hele de vicdani, insani ve ahlaki değerlerin onların gözünde beş paralık hükmü de bulunmamaktadır.
Bakın şimdi referanduma bir ay kala, ‘evet’ oylarının pek çantada keklik gibi görünmediği anlaşıldıkça ne diyorlar?
İçte ve dışta bir "16 Nisan Cephesi" kuruluyormuş. Bir hazırlık varmış, bu kutsal Erdoğan iktidarını yıkmak için. Buna karşı düşmanla bile işbirliği yaparlarmış.
Yaparlar hakikaten. Buna inanmak lazım.
Düşman kim? Şimdilik tam olarak Esad demeye utanıyorlar ve Şam yönetimi diyorlar.
Yani şimdiden şunu ilan ediyorlar:
Referandumda ‘hayır’ çıkarsa bunu tanımayacağız. Çünkü bu, Erdoğan’a ve bizim kutsal iktidarımıza karşı bir darbedir. Bir iç ve dış komplodur. Bize karşı uluslararası bir kalkışmadır!
Henüz açıkça ‘tanımıyoruz’ demiyorlar ama bu lafların ardında yatan niyetin bu olduğu çok açık.
Hatırlayacak olursak Erdoğan, başta HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş olmak üzere muhalefet sözcülerinin yaptığı "Referandumun sonucuna saygı duyacağını açıkla" çağrısına cevap bile vermedi.
Hiçbir iktidar sözcüsü bu konuda yarım ağızla bile olsa referandumdan çıkacak ‘hayır’ sonucunu ya da sadece referandum sonucunu kabul ediyoruz diyemedi.
‘Hayır’ rüzgarının esintisi kuvvetlendikçe bu sonucu nasıl yok sayacaklarının yollarını aramaya başladılar.
Yine bir bahane bulup, ‘FETÖ’cülerin tezgahı ya da dış güçlerin oyunu deyip, referandumda ‘olası bir ‘hayır’ sonucunu şimdiden gayrimeşru ilan etme çabalarıdır bunlar.
Tıpkı 7 Haziran seçim sonuçlarının Erdoğan tarafından tanınmaması gibi…

Ve Yeni Şafak’ta komplo teorisyeni çıraklığına soyunan savaş ve şiddet düşkünü bir yazar, tehlikenin ne kadar büyük olduğunu anlatmak için yazıyor:
Türkiye’ye karşı bir referandum cephesi kurulduğunu anlatıyor. İçerde FETÖ, PKK-PYD ve cümle terör örgütlerinin ‘hayır’diyeceklerini, bunlara başta Almanya olmak üzere hain dış güçlerin de katıldığını söylüyor.
Türkiye’nin Berlin’den Suriye’nin kuzeyine kadar kuşatıldığını kendince resmen açıklıyor!
Bu saçma, bayatlamış ama maksatlı psikolojik savaş faaliyetine karşı söylenecek söz çok.
Şuradan başlayalım:
Referandumu kim, neden istedi? Referandum yoksa bu şer güçleri tarafından istendi de bizim mi haberimiz olmadı?
Bir şık daha var. Erdoğan’ı yine birileri referandum yapması için oyuna getirip, kandırmış olabilir mi?
Hadi diyelim ki bir şekilde referandum Türkiye’ye dayatıldı ve Erdoğan’ın tek adam diktatörlüğüne halkın desteği ile meşruluk kazandırılmak istendi.
Bu referandumun sadece ‘hayır’ seçeneği yok ki…
Niye ‘evet’i destekleyen iç ve dış güçlerden de söz edilmiyor?
Tamam; ‘hayır’ın arkasında cümle münafık, hain, Türkiye’yi yıkmak isteyen iç-dış güçler var diyelim.
‘Evet’ i kimler destekliyor peki?
Devlet içindeki bütün karanlık güçler, çeteler, mafyanın en güçlü adamları, uluslararası kara para örgütleri, silah tüccarları, bu tüccarların komisyoncuları,
İŞİD, El Nusra ve cümle cihadçı örgütler, Müslüman Kardeşler, Türkiye Hizbullah’ı, partilerinden koparılan çeşitli ülkücü grupların mensupları, Gülen örgütü lanetlendikten sonra AKP’nin kanatları altında palazlanan tüm açık-gizli tarikatlar. Katar, Suudi Arabistan ve bazı Körfez şeyhlikleri, Sudan, Uganda vb. eli kanlı diktatörlükler… Kendilerine Erdoğan’dan daha iyi müttefik bulamayacağına inanan Putin, Trump yönetimleri…
Daha çok var ama şimdilik bu kadar yeter.

Saray’ın gazetecisi, "referandum için şer cephesi kuruldu" derken bu ülkeler, örgütler ve çevreler için nasıl bir yakıştırma yapacaktır acaba?
‘Hayır’cılar yakın tehlike ise bunlar nedir? Bunlar da Türkiye’nin esenliği için çalışan örgüt ve gruplar mıdır?

Özetle, korku dağları bekliyor.
Referandumdan ‘hayır’ çıkma korkusu ile neredeyse referandum da iç ve dış güçlerin bir dayatması olarak ilan edilmek üzere. Hatta "referandumdan vazgeçilebilir" dedikodularını da muhtemelen bunlar çıkarıyor!
Bu nedenle şimdiden iç-dış güç edebiyatı yapılıyor. "Türkiye’ye bu sefer de 16 Nisan komplosu kuruluyor" şarlatanlığına başvuruluyor.
Referandumdan kaçarlarsa korktuklarını göstermiş olurlar. Korkak bir iktidarı da kimse desteklemek istemez.
Ama referandumdan çıkacak ‘hayır’ı tanımamak, sonun başlangıcı demektir.
İşte bu korku nedeniyle OHAL’i yeniden üç ay daha uzatmak istiyorlar.

Putin’den sonra gidip Esad’dan da aman dileyip barışsanız bile bir işe yaramaz.
Önce kendi insanlarınızdan özür dileyip onlarla barışacaksınız…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi