Türklerin yurtdışında ne kadar parası var?

2017'nin üçüncü çeyrek verilerine göre, Türklerin yurtdışında 41,3 milyar dolarlık şirket yatırımları var. Yine yurtdışındaki kayıtlı portföy yatırımları ise 1,13 milyar dolar.

Sermaye hareketlerine sınırlama gelip gelmeyeceği tartışması, neredeyse dövizdeki dalgalanmayı ve enflasyondaki yükselişi bile geride bıraktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan hafta sonu yaptığı bir açıklamada, "Bazı işadamlarının varlıklarını yurtdışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum. Buna izin verilmeyecek, bu adımlar vatana ihanettir" deyince, tepkiler de yükselmeye başladı. 

Genellikle Erdoğan, piyasaları ve ekonomi çevrelerini etkileyecek bir söz ettiğinde düzeltmesi Mehmet Şimşek'e kalır. Oysa bu kez Erdoğan, Şimşek'ten de hızlı davrandı, ertesi gün kendi sözlerine kendisi 'düzeltme' getirdi.

Sözleri, ilk açıklamaya göre daha ılımlıydı, "Türkiye, serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülkedir. İsteyen herkesin yurtdışına parasını çıkarma hakkı vardır. Yurtdışından yatırımcı çekmenin yanında yurtdışına yatırım yapan da bir ülkeyiz. Yatırım için yurtdışına kaynak götürene, ihracat arayışı içinde olana, ticaret yapana asla sözümüz yoktur, olamaz" ifadelerini kullandı.

Hemen ardından Başbakan Yardımcıları Bekir Bozdağ ve Mehmet Şimşek, koroya katıldılar. Bozdağ, "Cumhurbaşkanımızın para transferinin kısıtlanması konusunda herhangi bir talimatı olmamıştır" derken, Şimşek de, "Sermaye kısıtlamaları veya benzer sonuç üretebilecek hiçbir husus veya politika değişikliği hükümetimizin gündeminde kesinlikle olmamıştır" açıklaması yaptı.

Yalnız şu önemli notu da düşmek gerek. Zira, piyasaları yatıştırmak için peşi sıra açıklamalar geldi ancak salı sabahı gelen bir açıklama gözlerden kaçtı. 

Merkez Bankası, torba tasarı olarak bilinen 7061 sayılı 'Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesiyle, gerçek ve tüzel kişilerin döviz pozisyonunu etkileyen işlemleri izlemek amacıyla belirleyeceği gerçek ve tüzel kişilerden her türlü bilgi ve belgeyi istemeye yetkili oldu.

Merkez Bankası tarafından istenen bilgi ve belgeleri vermeyen, gerçeğe aykırı veren veya belirlenen usul ve esaslara aykırı olarak veren gerçek kişiler ile tüzel kişilerin ilgilileri hakkında 1000 günden 2000 güne kadar adli para cezası verilebilecek.

Küresel sermaye ve finans sistemine bu kadar entegre olmuş bir ülkede, sermaye hareketlerine yekten kısıtlama getirilmemiş olabilir ancak sermaye hareketlerinin izlemeye alınmış olması da işin peşinin bırakılmadığına işaret...

Bu gelişmeler içinde en çok merak edilen elbette Erdoğan'ın konuşmasında kimleri kastettiği. Erdoğan, bu sözleri mutlaka boşuna etmemiştir, o sözlerin gideceği adres de bellidir. 

Soruyu belki de şöyle sormalı: Sadece birkaç hafta içinde Paradise Papers'tan Başbakan Binali Yıldırım'ın oğullarının ve sülalesinin Malta'da offshore şirketlerinin kayıtlarının çıkmasına ve ardından CHP'nin açıkladığı Erdoğan ailesine ait Man Adası belgelerine karşı bir hedef şaşırtma, göz korkutma girişimi mi?

Çünkü, Türkiye'de 1989'dan bu yana kanunlarla Türkiye'den yurtdışına döviz ve TL çıkartmak serbest. Bankalara talimat vererek para transferlerine kısıtlama getirmek ya da para çekmeye limit koymak, günümüz dünyasında ekonomik intiharla eşdeğer olur herhalde...

Daha geçen hafta Başbakan Yıldırım ve diğer bakanlar, İngiltere ziyareti esnasında Ferit Şahenk ve Hüsnü Özyeğin'in ortaklaşa kurduğu Londra'daki ilk Türk sermayeli Dome Group Yatırım Bankası'nın açılışını yaptı. Bu yatırımlar da radara takılanlara dahil mi acaba, insan merak ediyor. 

Muhtemelen, en az Erdoğan'ın kimleri işaret ettiği kadar merak edilen bir diğer konu da Türkiye'den kişilerin yurtdışında ne kadar varlığı olduğu...

Merkez Bankası'nın Uluslararası Net Yatırım Pozisyonu istatistiklerinden Türkiye'de yerleşik kişilerin yurtdışında ne kadar varlığı var görmek mümkün. 

2017'nin üçüncü çeyrek verilerine göre, Türklerin yurtdışında 41,3 milyar dolarlık şirket yatırımları var. Yine yurtdışındaki kayıtlı portföy yatırımları ise 1,13 milyar dolar. 

Türkiye'deki yerleşiklerin yurtdışındaki kayıtlı toplam mevduatları ise 47,2 milyar dolar. Buna kayıtlı offshore varlıkları da dahil. Bunun 30,8 milyar doları bankalarda. 23,2 milyar doları yabancı para cinsinden, 7,5 milyar doları ise Türk Lirası cinsinden... 

2016 yılı geneliyle 2017'nin birinci ve ikinci çeyreklerine bakıldığında da çok ciddi hesap hareketleri görülmüyor.

Madalyonun bir de diğer yüzü var tabi. Türkiye'deki yabancı şirketlerin toplam varlıkları ise 177,4 milyar dolar. Yine Türkiye'deki portföy yatırımlarının toplamı ise 176,7 milyar dolar. Yani Türkiye'de gerek sermaye yatırımıyla gerekse portföy araçlarıyla yer alanlar tası tarağı toplayıp Türkiye'den gitmeye karar verirse, işin rengi değişir.

Türkiye'nin beyin göçü ile birlikte sermaye göçü de verdiği doğrudur. Hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, güvenin azaldığı ülkelerden beyin ve sermaye göçü olması normal.

Global Health Review tarafından yapılan bir çalışmada, 1 milyon dolar ve üzeri gelire sahip 6000 kişinin Türkiye'den göç ettiğinden bahsedilmişti. 

Sebepleri muhteliftir, en fazla öne çıkan da muhtemelen insanların çocuklarının eğitimiyle ilgili kaygılardır. 

Diğer yandan Erdoğan'ın, yurtdışına öğrenci olarak giden Türklerden söz ederken, "Maalesef Batı'nın gönüllü ajanları, adanmış havarileri haline gelmiştir" gibi sözleri durumu daha da güçleştiriyor. 

Genel anlamda mal ve can güvenliğiyle ilgili kaygılar, ekonominin gidişatıyla ilgili endişeler, hukukun çok fazla zedelenmiş olması, muktedir siyasetinin giderek yükselen ötekileştiren, ayrıştıran, tehdit eden dili, her eleştiri yapana hain denmesi hatta mahalle baskısı servetlerin çıkışını hızlandırıyor olabilir.

Sermayenin rahat dolaşım hakkının olmadığı, hukukun ve demokrasinin kesintiye uğratıldığı, can ve mal güvenliğiyle ilgili endişelerin olduğu yere kim gelir sorusunu geçtik, esas soru orada kalmak istemeyene kim ne diyebilir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi