31 Mart, Erdoğan'ın darbe gecesi olacak...

Erdoğan, İstanbul ve Ankara'ya kayyım atayacak mı, bence Ankara'ya atayacak, İstanbul'a zor, çünkü henüz ağızlarına sakız edecek bir konu bulamadılar.

Bu yaşıma dek kaç seçim yaşadığımı hesaplamadım ama bildiğim bişey var, o da normal seçimler dışında hem erken seçim yaşadım, hem de darbe seçimleri yaşadım. Darbe seçimleri de nedir diye sorabilirsiniz, oysa adının darbe seçimi olduğunu bilmeden hepinizin yaşadığı seçimlerdir. Son olarak 7 Haziran 2015 seçiminden sonra 1 Kasım 2015'te yaşanan seçim bir darbe seçimidir.

Bunun çok örneği var, darbecilerin en önemli 2 özelliği vardır, birincisi demokrasiye ara vermek, insanları hapsetmek, işkenceden geçirmek, evlerini-barklarını yıkmak ve kendi rahatlarına erdiklerinde de demokrasi adına seçim yapmak. 12 Eylül darbesi sonrası Kenan Evren "Bunlar demokrasiyi beceremediler" diye konuşmaya başlar ve onlarca arkadaşımızı katletmeye devam ederdi demokrasi adına. Sonra da demokrasi adına seçim kararı aldı ve hangi partilerin seçime katılacağına ve katılacak partilerden de kimlerin seçilebileceğine kendisi karar verdi.

Bu yapılanların günümüzle bir ilgisi var mı dediğinizde, "Evet var" diyorum. Ne diyor Recep Tamam Erdoğan, "Kimi adayların GBT'leri elimizde, seçilirlerse gereğini yapacağız". Oysa bu dediği doğru değil, çünkü aday olabilmek için GBT'ler alınıp Yüksek Seçim Kurulu'na veriliyor, GBT'nizde bir bozukluk varsa, zaten sizi partiniz hemen durduruyor ve yerinize başka bir aday listeye ekleniyor. Bunu ben 1999 seçimlerinde ÖDP'den aday adayı olduğumda yaşadım, GBT'mde bozukluk çıktı ve ben kendimden emin olduğum için işi sona bırakmıştım ve Ankara'ya gidip düzeltme zamanım kalmadı, yerime hemen başka arkadaşı koydular.

Erdoğan bunu neden söylüyor, görünenler artık AKP'nin hemen hemen hiçbir büyükşehiri kazanamayacağını gösteriyor. Sıradan başlayalım, kayyım atanan bütün Kürt illeri tekrar HDP'li başkan adayları tarafından geri alınacak. Hatta 2-3 şehrin artma olasılığı da var. İstanbul ucu ucuna olmakla beraber, Ankara, Bursa, Balıkesir, Mersin, Adana da gitmek üzere gözüküyor. Sadece bununla kalsa iyi, Erdoğan'ın İstanbul'da ikamet ettiği Üsküdar, CHP'ye geçiyor. İstanbul'daki ilçe sayısını ittifak neredeyse 2'ye katlıyor. Bu arada MHP hiç büyükşehir yada şehir alamayabilir.

Peki bu durumda Erdoğan ne yapacak, kendisi çok net açıklıyor, Kürt illerine kayyım atayacak, onlar daha herhangi bir iş yapmadan suçlu yada PKK'li ilan edilecekler ve başkanlıkları düşecek. Ama şu gerçek de ortaya çıkmış olacak, Kürtler kendilerine yapılanları misliyle sandıkta tepki olarak gösteriyor, yani korkutulmaları bir işe yaramıyor.

İkinci önemli şehir başkent Ankara, Avrupa ülkeleri için çok normal karşılansa da Türkiye'de bir hükümetin başkent belediyesini yönetecek kadar oyunun olmaması değişik algılanıyor ve namus belası noktasına çekiliyor. Hele bir de Türkiye'nin başkent sayısının 2 olduğunu düşünürseniz, biri kağıt üstünde gözüken Ankara ve diğeri de her şeyin karar verildiği İstanbul, o zaman ikisinin de belediyesini yöneten siz değilseniz, seçmenin size bakış açısı tümden değişir ve ANAP gibi artık bitmenin başlangıcına gelmiş olursunuz.

Bu durumda Erdoğan, İstanbul ve Ankara'ya kayyım atayacak mı, bence Ankara'ya atayacak, İstanbul'a zor, çünkü henüz ağızlarına sakız edecek bir konu bulamadılar. O zaman bu yaşananları nasıl açıklamak gerekiyor, bence bu düpedüz darbedir, adı da "Erdoğan'ın sivil darbesi"dir. İçişleri bakanı Süleyman Soylu alınacak seçim önlemlerinde havadan ve denizden de kontrol olacağını söylüyor. Ben hâlâ anlayabilmiş değilim, seçime mi gidiyoruz, savaşa mı? Unutmadan şunu da söyleyeyim, seçim sonrası ilk hükümet toplantısında Erdoğan, Süleyman Soylu'nun görevine son verebilir. Bu arada alınan oy oranına göre MHP desteğini çeker, çünkü bu sahte birlikteliğin kendi oylarını nasıl düşürdüğünü görecektir ve son olarak da Ergenekon, Erdoğan'ı sırtında taşımaktan ve kimi yapmak istediklerini siyasi olarak Erdoğan'a yaptırmaktan vazgeçecektir, çünkü yapılacak bir erken seçimle Ergenekon istediklerini yaptıracak başka parti koalisyonuna çoktan hazır durumda.

Bunları engellemenin tek yolu var, o da sandığa gidip ezici muhalefet oylarını atmak ve onların hilelerini en aza indirmek. Umarım pazartesi güzel bir demokrasiye adım atmaya hazırlanan Türkiye'yle uyanırız.   

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi