Avrupa'da yalan makinesine ilk Erdoğan otursa!..

Sayın Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının başkanı, 15 Temmuz darbe girişiminden daha önceden haberiniz var mıydı?

Başlıkta yazdığımın başı doğru ama devamı sadece bir düş yada beklenti. Avrupa Birliği sınır kapılarına "Yalan Makinesi" koymayı planlıyor, başlangıç olarak da seçilen 7 ülke var, Yunanistan, Litvanya ve Macaristan, Almanya, Güney Kıbrıs, Polonya ve İspanya. Yalan makinesi ülkelerine Avrupa Birliği dışından gelen 3. ülke dedikleri kişiler için kullanılacak. Yani bir Alman Fransa'ya gidiyorsa bu makineye girmeyecek ama Türk hangi Avrupa ülkesine giderse gitsin bu makineye girecek. Bunu her turiste uygulayacaklar mı bilmiyorum ama bilhassa iltica ve terör konusunda çok işlerine yarayacak bir sistem. Bu 7 ülkenin pilot ülke seçilmesinin nedeni de bu ülkelerin sınır komşularının hepsinin Avrupa Birliği üyesi olmaması.

Bunu söylerken kimse savunduğumu anlamasın ama Orta Doğu bu kadar karışmışken ve İslami terör bilhassa artmışken sanırım Avrupa böyle bir önlem düşünüyor, adı da "iBorderCtrl" yani "Sınır Kontrolü"

Bu sistem kurulduğunda kişi ayrımı yapılacak mı, dedim ya bilmiyorum ama Türkiye cumhurbaşkanının başkanı Recep Tamam Erdoğan'a uygulanırsa neler olur, merak da etmiyor değilim. Düşünebiliyor musunuz, Erdoğan Yunanistan'a Çipras'ı ziyarete gidiyor ama sınırda çapraz sorguya alınıyor. ARTI GERÇEK'te atılacak manşet geldi gözümün önüne "ÇİPRAS'TAN ÖNCE ÇAPRAZ SORGU"

Gözünüzde canlandırsanıza Erdoğan'ın "Yalan Makinesi" koltuğuna oturduğu an'ı, daha oturmadan boncuk boncuk terlemeye başlar büyük olasılıkla. Düşünsenize, Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminden evrakta sahtekarlıktan, kalpazanlıktan ve zimmete para geçirmekten fezlekeleriyle ilgili "Yalan Makinesi"ne oturduğunu ve gaipten bir sesin geldiğini, "Bu daha başlangıç" diye.

Bu uygulamayı bütün Avrupa Birliği karara bağlayacağına göre sorguya hepsinin katılma hakkının da olduğunu düşünüyorum. Bilhassa Avrupa Birliği Meclisi ve Birleşmiş Milletler'de Erdoğan'la ilgili ciddi dosyalar olduğunu hepimiz biliyoruz.

Gözümün önüne Recep Tamam Erdoğan'ın makiye bağlanmış durumu ve sorular geliyor:

  • Sayın Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanının başkanı, 15 Temmuz darbe girişiminden daha önceden haberiniz var mıydı?
  • Siz darbe olmadı mı demek istiyorsunuz? 
  • Sayın başkan daha önce Aydınlık Gazetesi ve sonra da Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan MİT tırları nereye ve kime silah gönderiyordu?
  • Bunları konuşmak ajanlıktır, iç meselemizdir, kemdir, kümdür ve hatta ve hatta kemkümdür.

Yazıyı sorularla doldurmak istemiyorum aslında, Erdoğan'ı böyle bir makineye bağlasalar ve bu kadar kısa bir zamanda nasıl bu kadar zengin olabildiği sorulsa bile verecek çok fazla yanıtı olduğunu sanmıyorum. Sadece Erdoğan'ı değil ki, Devlet Bahçeli'yi bağlasalar ve 12 Eylül döneminde arabasının bagajında yakalanan 2 otomatik tüfek, Meral Akşener'e faili meçhuller, Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu'na seçim gecesi suskunluk nedeni, Temel Karamollaoğlu'na Madımak Katliamı, Doğu Perinçek'e esas niyeti sorulsa ve hatta meclisin tamamını bağlasalar bu makineye, sizce kaç kişi sağlam çıkar?

O makineye bir de Selahattin Demirtaş'ı, Figen Yüksekdağ'ı, Gülten Kışanak'ı, Ahmet Türk'ü, Sebahat Tuncel'i bağlasalar neler çıkar acaba? Neden hapis yattıkları mı, yoksa boşuna mı özgürlüklerinin kısıtlandığı çıkar. Sonuçları da şeffaf bir şekilde yayınlasalar ve bizi kimlerin yönetebileceğine bundan sonra karar versek, kötü mü olur.

Tarihini henüz bilmiyorum ama "Yalan Makinesi"yle ilginç bir dönem başlayacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Nesin Arşivi