Bu yazıyı yazmadan önce gerilere, İmam Hatip'lerle ilgili ilk kuşku duyduğum döneme doğru gittim. İstanbul Milli Eğitim müdürü Ata Özer vardı ve onun yaptığı bir basın toplantısı geldi aklıma. Ata Özer basın toplantısında "Dünyada uygulanmamış bir proje ama başaracağız. Projeye 'tamam' dediğimizde okullarda uyuşturucu büyük ölçüde geri planda kalacak. Çalışma arılar üzerinde yapılıyor. Bunun sebebi, arı, insan üzerinde tek gezmeyen ve konmayan canlı. Sokar ve kaçar. Çalışmalar kapsamında arılara çeşitli uyuşturucu maddeler veriliyor. Bu çalışmalarda başarı sağlanırsa arılar bundan sonra insana konacak. Bende onun aradığı varsa konacak. O kişide uyuşturucu olduğunu anlayacağım. Projeyi uzmanlara danıştıktan sonra kamuoyuyla paylaşıp hayata geçireceğim." demişti.
Bu açıklamadan sonra bakanlık işi nasıl toparlayacağını şaşırdı ve bisüre sonra da Ata Özer'i görevden aldı. Bakanlık açıklamasında bunun sadece Ata Özer'in fikri olduğunu ve bakanlıkta böyle bir çalışma olmadığını söyledi, yani böyle birini nasıl atadıklarını hiç tartışmadılar. Tartışamazlardı, çünkü Ata Özer de İmam Hatip lisesi kaynaklıydı ve o sırada müdür yada vali olarak 30'u bile bulmuyorlardı.
Yıllar sonra bir TV kanalı bana program teklif etmişti ve ARTI TV'de yaptığım gibi USTURA gibi mizahi siyaset yapmak istedim ve bu konuyu işledim. Kanalın sorumlusu sadece program sonunda İmam Hatipli devlet memurlarının sayısını verdim ve bunun artarak sorun olacağını söyledim diye öneri programı kabul etmedi ve ben de hiç yapmadım. O halka göre program isterken ben gazeteciliğin halkı uyarmak gibi bir görevi olduğunu savundum ve hâlâ da aynı düşüncedeyim.
Buradan Istanbul'a yeni atanan vali Ali Yerlikaya'ya gelmek istiyorum. Yaşamöyküsüne baktığımda hangi liseden mezun olduğu yazmıyor ama kendisi 'Uluslararası Anadolu İmam Hatip ve Proje İmam Hatip Lisesi' projesi fikrinin ortaya atılmasından inşasına başlanmasına kadar etkin rol üstlenen kişi olarak biliniyor. Uluslararası İmam Hatip projesi nasıl bişey bilmiyorum ama bu projeyi başlatan kişi olarak Recep Tamam Erdoğan'ın gözüne girmiş gözüküyor.
Istanbul'a atanmadan önce Gaziantep valisi olan Yerlikaya IŞİD evine yapılan bir baskından sonra basın açıklaması yapıyor. Sanırım o basın toplantısında kurduğu tümce bütün geçmişinden daha da önemli. Yerlikaya toplantıda "Halen bugün de Hacer Durmaz beyle beraber, Hacer Durmaz teröristle beraber 11 kişi yargılanıyor." diye bir açıklama yapıyor. Bu arada "Hem Hacer hem de bey nasıl oluyor, yanlış mı yazdı bu adam" diyebilirsiniz ama IŞİD'linin esas adı Hacı Ali Durmaz, Hacı Ali'nin nasıl Hacer olduğunu da artık siz hesaplayın, o detaya giriyor ve benim işim değil, olsa olsa BEY heyecanındandır.
Daha sonra IŞİD'lilerin olduğu bir inşaata baskın yapılıyor ve sonrası Yerlikaya yine bir açıklama yapıyor: "Kendisi henüz bombayla ilgili etraftaki ev sakinlerine, komşulara da bir sıkıntı olmaması için karşıdaki inşaattan kendisini etkisiz hale getiriyor." Böyle düşünceli bir IŞİD'li karşısında ayağa kalkmamak elde değil ve ben de Erdoğan olsam, MİT tırlarını yazanlara düşman olsam, bu adamı Istanbul'a vali yapardım.
Ne yalan söyleyeyim gözlerim yaşardı, benim yerime Recep Tamam Erdoğan ve zevcesi Emine Erdoğan olsaydı, yanlarında da Bülent Arınç olsaydı, nasıl bir ağlama senfonisinin başlangıcı olurdu, tahmin bile etmek istemiyorum.
Çok detaya gerek var mı acaba, Istanbul'a hoş geldin IŞİDSEVER vali Ali Yerlikaya... Yakında Recep Tamam Erdoğan'a en bi çok ve hakiki baş danışman olman dileğimle...
