Eyy yönetici, Beşiktaş'ın sorunu Vagner Love değil ki!..

Beşiktaş yönetiminin bu düzeni uzun süre böyle götüremeyeceği aşikâr. Ne günü kurtarmak için hamle yapabiliyorlar ne de gelecek sezonun takımını oluşturmak için.

Beşiktaşlılara önerim; teknik direktör Şenol Güneş ile futbolcuları yermeden önce kulüp çalışanlarına 3, oyuncularına ise 6 aydan bu yana tek kuruş ödeme yapamayan yönetimin yaşadığı ve de yaşatmakta olduğu 'kaosu' sorgulamaları...

Beşiktaş'ın Erzurumspor ile 1-1 berabere kaldığı karşılaşma sonrası Beşiktaşlı yöneticilerin ağızlarından çıkacak her cümle, maç bitimlerinde futbolcuların uzatılan mikrofona yaptıkları o malum klişe söylemi ile birebir örtüşür benim açımdan; "Artık önümüzdeki maçlara bakacağız..." Nitekim maçın bitiminde içlerinden birisi; "Vagner Love ile yollarımızı ayırdık" buyurmuş. Oysa Beşiktaş'a gönül verenlerin sorunu Vagner Love ile yolların ayrılıp ayrılmaması değil ki... Beşiktaşlılar sadece kısa geçmişte ligin en iyi futbolunu sergileyen takımlarındaki düşüşü sorgulamaktalar. Ne oldu da Beşiktaş bu duruma geldi? Vagner Love gitse ne olur gitmese ne olur, kaldı ki geldi de ne oldu? Teknik direktör aynı, kadronun büyük bölümü aynı, saha aynı, yandaş grubu aynı değişen ne? Astronomik boyuta ulaşan borç yükünden başka bir şey değil elbette! Oyuncu alamıyorsun, mevcut oyuncuna ödeme yapamıyorsun, çalışanların emeklerini yok sayıyorsun, kara kara düşünüyor ve borç yapılandırmasının yaşama geçmesinden medet umuyorsun. Bunu 'sıradan' bir kongre üyesi de yapardı. Ancak kuşkusuz bu konuda Fikret Orman ve ekibi kadar başarılı olamazdı!

Beşiktaş–Erzurumspor maçında oynanan futbolla ilgili atıp, tutmak kime ne yarar sağlar? Okuyucu zaten ya statta, ya ekran başında ya da şifre kırarak karşılaşmayı izlemekte! Maç için en gerçekçi yaklaşım, 'beceri yoksunu' Erzurumspor ileri uç elemanlarının atamayacağı golü Beşiktaş'ın kendi kalesine atması. Bir de kalıp kalmayacağı belirsizliğini koruyan Ricardo Quaresma'nın rakibine göstere göstere attığı tekme ve ardından gördüğü kırmızı kart. Ve tabii sonrasında yaptığının farkında olan alışagelmiş yüz ifadesi. Bir kere yaparsın hata olur ama bunu periyodik hale getirirsen adı 'edepsizlik' olur.

Beşiktaş'ın sahip olduğu kadro ligde oynayacağı maçların büyük bölümünü rahat kazanacak deneyim ve de beceriye sahip. Ama olmuyor ayrıca olacak gibi de gözükmüyor. Futbol tutkunları sanıyorlar mı ki siyah-beyazlı ekibe transfer edilecek bir-iki oyuncuyla eskisi gibi kazanmaya endekslenmiş takım oluşacak. Futbolda bunun örneği yok zira futbol takım oyunu. Huzuru olmayan oyuncu grubu kaldı ki çoğu 'futbol lejyoneri' parasını almadan oynamaz. Beşiktaş'ın gerçeği de şu sıralar bundan ibaret. Takım oynuyormuş gibi yapan futbolculara emanet. Otokontrollü bir sistem bu! Topun ardından koşarsın, vurursun ama topun attığı yere gidip gitmediği önem arz etmez. Vurdu mu, vurdu, oynadı mı, oynadı. Ne kadar ekmek o kadar köfte gibi, ne kadar para o kadar futbol...

Beşiktaş yönetiminin bu düzeni uzun süre böyle götüremeyeceği aşikâr. Ne günü kurtarmak için hamle yapabiliyorlar ne de gelecek sezonun takımını oluşturmak için. İşin ilginç yanı kimse onlara hesap da sormuyor. Zaten sormaya kalkışana da gerekli cezayı kesiveriyorlar. Sosyal medya hesabından eleştiri sunanların seçme ve seçilme haklarına ged vuruluyor. Beşiktaş çok zor günlerden geçmişti. Süleyman Seba'ya inanan arkadaşları kulübün bankadan kredi alabilmesi için 24 saat içinde evlerini ipotek ettirdiler. Durum şimdi çok farklı zira Fikret Orman'a güvenen yok, yanındakiler de dahil olmak üzere! Sahada oynanan futbol bu nedenle şu aralar 'minicik' ayrıntıdan ibaret...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi