Geçmiş zamanda Ankaragücü'nün kalesini koruyan Sırp file bekçisi Rade Zalad 35 dakika içinde Galatasaray'dan 5 gol yemiş, karşılaşma 8-0 Galatasaray'ın galibiyetiyle sona erince de sarı-kırmızılı ekip Beşiktaş'ı averajla geride bırakıp şampiyon oluvermişti. 'Beşiktaş'ın rakibi Başakşehir, bu anekdot nereden ve de niye çıktı şimdi?' sorusuna yanıt; Beşiktaş kalecisi Loris Karius'un performansından elbette ki!..

Maçın hemen başında Eljero Elia'nın attığı ancak 'hakem heyeti' tarafından ekrandan tekrar izlendikten sonra geçersiz sayılan pozisyonda Alman kaleci kendi sağına 'laf olsun' bağlamında uzanıverdi. Çok geçmeden bu kez Alexandru Epureanu'nun şutu geldi Karius'un yine sağına. Zaten o da gecenin ve de maçın skorunu belirleyen vuruş oldu. Beşiktaş kalecisi ilk pozisyondan biraz daha farklı olarak kalesine giren topta hiç hareket etmedi. Doğal olarak benim de aklıma Rade Zalad ile 'o' maç geliverdi.

Şenol Güneş'i sahaya sürdüğü kadro için yeremem zira ligin en iyi oyun kuran takımını bu şekilde durdurabileceğini düşünmüş, ki haksız çıktığını söylemek olası değil. Başakşehir orta alanda Gary Medel ve Atiba Hutchinson engeli ile karşılaşınca çareyi uzun toplarla oynamakta buldu. Bildik, kanıksanan oyunlarından ödün vermek zorunda kaldılar. Şenol Güneş'in yapabileceği çok şey mevcut değildi elindeki kadroyla. O da biliyordu Mustafa Pektemek'in yetersiz kalacağını, Jermain Lens'in isteksiz olacağını ve sahada oynuyormuş gibi yapacağını, Vagner Love'ün buluştuğu her topu yitireceğini. Eldeki malzeme bu, ne yapacaksın? Adım Hıdır elimden gelen budur!..  Şenol- Güneş'in kafasını ilk attıran Jeremain Lens oldu, ki ekran başındakiler sanıyorum Güneş'ten çok daha fazla söylendiler. 63'üncü dakikada Ryan Babel sol kulvardan topu sağ kanattaki Jeremain Lens'e attı. Sandı ki Hollandalı futbolcu Ricardo Quaresma gibi topu almak için çabalayacak. Yok öyle olmadı, Lens top üzerinden geçtikten sonra kafaya çıktı ama hem zamanlaması hem de yeri yanlıştı. Özetle, "Benden bu kadar oynuyorum işte" mesajını verdi hemen ardından da yerini Adem Ljajic'e bıraktı.

Vagner Love ise 23'üncü dakikada verdi, beceri ve fiziksel olarak bu oyunu artık kaldıramadığının sinyalini. Basakşehir ceza alanı içinde Beşiktaş ilk ve tek kez rakibini 3'e 2 yakaladı Love ayağındaki topu solunda uygun pozisyonda duran Lens yerine rakibe ikram etti. Vagner Lovu izlerken salt Beşiktaşlılar değil 1'inci amatör kümede oynayan yetenekli genç golcüler de sinirlerine hakim olamıyorlar sanıyorum. Sevgili gençler tartışmasız Love'ün şu andaki halinden çok daha iyi, çok daha üretkensiniz ne var ki sizin pazarlık yapacak gücünüz ama daha önemlisi menajeriniz yok! Beşiktaş, Başakşehir'e tek golle yenildi ve üç önemli puan daha yitirdi. Yitirilen puanla sınırlı kalsa neyse de, Beşiktaş adım adım ayrıcalığını yitiriyor.

Transfer ettiği futbolcunun bonservisi için verdiği çek karşılıksız çıkıyor. Çalışanlarına maaşlarını ödeyemiyor. Beşiktaş'tan alacaklılar kuyruğa girmiş, sıra bekliyor. Ve bulduğu her fırsatta konuşma yapan, onlarda da 'Ben' merkezli nutuklar atan Fikret Orman ile Beşiktaş uçurum kenarında yürümüyor, dolanıyor! Ya Beşiktaşlılar ne istiyor? Sportif başarı mı, sağlam kurumsal yapıya sahip kulüp mü? Beşiktaş'ı 'borç batağının' içine saplayan Fikret Orman 32 dişini göstererek sırıtırken, takıma gönül verenler dişlerini sıkıyor. Yakındır tribünlerin 'Fikret Orman istifa' tezahüratı, laf aramızda onun da canına minnet!