Hoca yine memnun!

Takım 45 dakika dökülmüş, Cocu hala onbirde ısrarlı. Zaten maç sonu toplantıda ‘Good game’ diye söze başlaması Fenerbahçe’nin durumunun bir özeti…

Lige çıktığından beri Sivasspor-Fenerbahçe maçları hep ilginç olmuştur…

Başkanı Fenerbahçe eski kongre üyesi olduğu için her türlü yoruma açık olmuştur bu 2 takımın mücadeleleri. Aziz Yıldırım başkanlığı döneminde Sivasspor kazansa ‘Bu nasıl Fenerbahçelilik’ diyen bir grup vardı. Berabere kalsalar ‘İşte, birbirlerini üzmediler’ diyenler olurdu. Fenerbahçe kazansa ‘İşte Sivasspor yattı’ eleştirisi olurdu.

Bu kez Ali Koç başkanlığında Fenerbahçe Sivasspor’a konuk oldu. Bu mantığa göre birbirlerini üzmediler demek lazım herhalde…

Ama bu lig sıralamasında Fenerbahçe’nin üzülmemesi mümkün değil…

Sivas-İstanbul arası 900 kilometre… Bu maç için yola düşüp hafta sonunu harcayanlar ne düşünüyor acaba…

Ya da arkadaş grubuyla yemeğe çıkıp şu ekonomik şartlarda ciddi paralarla keyif kovalayanlar?

Veya hafta sonu akşamı ailece program yapmak varken evlerde toplanıp maç izleyenler…

Kimse kazanamadı tamam da futbol keyfi ne kadar alındı?

Bir ilk yarı izledik. Sivasspor ortada yok… Fenerbahçe ondan beter. Bu mu milli arayı değerlendirip toparlanmak isteyen takım?

Evet, 2. yarı pozisyonlar oldu. Bana göre bu taş-kuş hikayesine benziyor. Koskoca 90 dakikanın yarısı harcanmış, yarısında da bu kadar bir pozisyon yaşansın. Sonuca bakarsak sıfıra sıfır, elde var sıfır….

Kabus gibi 45 dakikanın ardından Cocu’nun aynı onbirle başlaması memnuniyet ve umut içerisinde bir ruh halinin sinyali olmalı. Takım 45 dakika dökülmüş, Cocu hala onbirde ısrarlı. Zaten maç sonu toplantıda ‘Good game’ diye söze başlaması Fenerbahçe’nin durumunun bir özeti…

Sarı Lacivertlilerin son maçlarda kısmi kıpırdanma belirtileri verdiği doğru olabilir. Ama bazı kararlar var ki eleştirmemek mümkün değil…

Frey… Ne kadar pozisyona girmiş de olsa daha ciddi bir zamana ihtiyacı var. Onun sahalara dönüşünü beklemek çok ciddi bir zaman kaybı…

Soldado varken Frey’in işi ne diyenlerdendim. Soldado’ya bakıyoruz, gerçekten ben de futboldan anlamıyormuşum. Şu anki düşüncem ‘Fenerbahçe’nin gerçekten faydalı bir golcüsü yok’ şeklinde. Bu da attığı gol ortalamasından belli.

Bu araya bir de habercilik sıkıştıralım… Sezon başı Ali Koç futbol takımıyla ilk toplantısını yapar. Kurallar gereği TFF’ye her futbolcudan ‘Geçen sezondan alacağım yoktur’ şeklinde bir kağıt vermesi gerektiğinden futbolculara ‘Bu kağıtları imzalamanızı istiyorum ama geçen yıllardan 1 lira alacağı kalan imzalamasın, gelsin bana çözelim’ der. Geçmiş yıllarda ‘Siz imzalayın, Fenerbahçe’de kimsenin alacağı kalmaz’ tarzına alışık futbolcular Koç’un bu yaklaşımından büyük memnuniyet duyarlar. Bu arada Ali Koç Soldado’ya dönerek ‘Sakatlığından beri yaklaşık 5 aydır kulüpten hiç para almamışsın ve buna karşın bir şikayette bulunmamışsın. Sana özellikle teşekkür ederim’ der ve tüm alacaklarını öder. Soldado bu durum karşısında büyük mutluluk yaşar ve yeni sezonda çok farklı olacağının sözünü verir. Duyduğum bir yaşanmışlık bu. Eğer Soldado’nun söz vermiş hali buysa… Eyvah eyvah…

Futboldan anlamaz halimle şimdi de Benzia’nın bu kadar safdışı bırakılmasını aklımda sorguluyorum. Orta alan top üretemiyor. Biraz Eljif, o kadar… Ve Benzia ortada yok…

Fenerbahçe saha dışında aslında güzel şeyler yaşıyor. Geçen yönetimin kulübü içine soktuğu büyük maddi bataktan öyle ya da böyle çıkış için ciddi adımlar atılıyor. Başkan tarafından kulübe sağlanan maddi kaynak, sponsor çözümleri derken geçmiş yönetimin büyük deliği yavaş yavaş kapatılmaya çalışılıyor. Bunlar güzel şeyler…

Galatasaray bugün ‘men’ endişesiyle yaşıyor. Eğer geçmiş yönetim mantığı devam etseydi, bu endişeli bekleyiş yakında Fenerbahçe’nin de kapısını çalacaktı. Bu konuda Sarı Lacivertli kulüp Ali Koç’u iyi değerlendirmeli. En azından bu gidiş bunu gerektiriyor…

Ancak futbol takımının sportif başarısı açısından bir sinyal yine yok. Çünkü bir şey yapılmıyor. Aynı zihniyet, aynı yönetim biçimi, aynı tercihler devam ediyor. Sonuç gelmiyor, gelmedikçe de ortalık daha da kaos ortamına bürünüyor. Samandıra’da bir hava yakalanmıyor. Yakalansa bu futbol olmaz, en azından hissedilen bir hırs olurdu. Bu maçın özellikle ilk yarısı bu yönde en ufak bir gelişme olmadığını gösteriyor.

Ne olduysa muhtemelen devre arasındaki uyarılar sonrası 2. yarı bir kıpırdanma oldu ama o da yetmedi.

Şanssızlık var mıydı? Kısmen vardı. Özellikle Mehmet Ekici’nin iyi performans gösterirken sakatlanması şanssızlık olarak değerlendirilmeli. Ama Fenerbahçe gibi bir takım bir oyuncusuna mahkum kalmamalı… ‘Mehmet maçı bitirseydi Fenerbahçe kazanırdı’ zihniyeti Fenerbahçe gibi bir takıma yakışmaz…

Yakışmayan çok şey var Fenerbahçe’nin futbol takımında. Ama garip olan aynı noktalarda ısrarcı olunması. Belki bu takım ilerleyen haftalarda toparlanacak ama iş işten çoktan geçmiş olacak bu hızla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Deniz Derinsu Arşivi