Ekonomik ve siyaset/hukuk göstergeler seçimi

Cari açığın düşmemesi sorun değil. Ama, hukuk devleti sıralamamızı ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını yükseltmeden bize rahat, huzur yok.

Eser KARAKAŞ / EKONOMİ POLİTİK


Hangi göstergeler acaba daha anlamlı?

Hangi göstergeler neden, hangileri sonuç?

İçinde yaşadığımız iktisadi kriz ortamında gözler hep ekranlarda ve ekranların alt köşelerinde sürekli değişen göstergelerde.

Nedir bu göstergeler?

Kurlar, özellikle dolar ve avro, faiz oranları, BİST, vs.

Bu satırların yazarı tüm bu gözde göstergelerin bir sonuç olduğunu, temel göstergenin ise, gizli değil ama dikkatlerden kısmen kaçtığını düşünüyor.

Bir de hukuk devleti düzeyi mukayeseli göstergeleri mevcut.

Bu da çok ama çok önemli çünkü doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını büyük ölçüde bu belirliyor.

Türkiye Rusya değil.

Temel fark bizim yapısal bir cari açık problemimizin varlığı, Rusya’nın ise yine yapısal bir cari fazlası olduğu.

Yapısal cari açık problemi olan ülkelerde, Türkiye dünyada bunların başında geliyor, en önemli gösterge yurtiçi yabancı sermaye yatırımları.

Bu doğrudan yabancı yatırım gelmiyor ise, yetersiz ise, sistem yürümüyor.

Cari açığın finansman problemi ortaya çıkıyor, kurlar bugün olduğu gibi patlıyor, yükselen kur düzeyi cari açığı biraz frenliyor ama bu fren sonrasında da kucağınızda çok düşük büyüme oranlarını, işsizliği, sosyal sıkıntıları buluyorsunuz.

Hazine çok uzun süredir düzgün sayılabilecek ödemeler dengesi ve dış ticaret istatistikleri yayınlıyor.

Bu istatistik seti içinde cari açığın milli gelire oranı, mutlak büyüklüğü ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları çok belirleyici.

Ekranlarda sürekli olarak 24 saat kurları, faizi, BİST’i döndürmek yerine o seneki cari açık, doğrudan yabancı sermaye yatırımı rakamlarını döndürün, meselenin rengi, açıklamasıyla birlikte, ortaya çıksın.

Avro yedi buçuk TL demenin tek başına çok büyük bir anlamı yok zira bu kur dengesi tek başına bir şeyi açıklamıyor, olsa olsa bir sonuç.

Oysa, 2018 senesinde doğrudan yabancı sermaye yatırımı on milyar dolar olacak diyor Hazine, 2007’de 22 milyar dolar olmuştu, aradaki fark AKP’nin o dönemki ve şimdiki politik yönelimlerinin farkıdır.

Üstelik, bu 2018 için on milyar dolar FDI (doğrudan yabancı sermaye yatırımı) Haziran 2018 tarihli yatırım girişinin yıllıklandırılmış hali, Haziran sonrası yaşananlar ortada, muhtemelen bu miktar on milyar doların da altına düşecektir.

Yukarıda yazdım, bu yabancı sermaye girişinin en temel belirleyicisi o ülkenin hukuk devleti skalası.

Türkiye büyük bir hızla uluslararası sıralamada en gerilere gidiyor.

Bu gidişle senede on milyar dolar doğrudan yabancı sermaye çekmek bile hayal olacak.

Oysa, bizim sistemin, yapısal cari açığı ile, düzgün çalışabilmesi yani büyüyebilmesi, kriz üretmemesi için senede en azından elli milyar dolar doğrudan yabancı sermaye yatırımına ihtiyacı var.

Bunun aksini söylemek kanımca iktisatçı olarak mümkün değil.

Televizyon yöneticisi olsam, bizim artı TV’ye öneririm, ekranda sağ alt köşede bugünden yarına sürekli değişmese de, kurlar kadar oynak olmasa da, dünyada hukuk devleti sıralamamızı, cari açığı ve en belirleyici değişken olarak da doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının düzeyini gösteririm.

En temel, en açıklayıcı göstergeler bunlar bizim için.

Büyüme cari açık üretiyor ve üretecek.

Cari açığın düşmemesi sorun değil, hatta kanımca olumlu bir şey, çünkü büyümenin bir türevi.

Ama, hukuk devleti sıralamamızı ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını yükseltmeden bize rahat, huzur yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi