TRT’nin harcamaları, gelirleri, basından alıntılar ve görüşlerim

Kamu gelirleri ile finanse edilen bir yerde ticari sır olamaz; TRT’nin dışarıdan hizmet alması normaldir, anormal olan bunun ticari sır kapsamına girmesidir.

Bu satırların yazarının senelerdir, harcamalarını, finansman yapılarını kafasına taktığı kurumlar vardır, bunların en başlarında da TRT, Anadolu Ajansı ve Diyanet İşleri Başkanlığı gelir.

Yine bu satırların yazarı bu üç kurumun gelirlerinin ağırlıklı olarak kamu parası olmasına bir kamu maliyesi hocası olarak itiraz eder çünkü bu kurumların yaptıkları hizmet üretiminin kamu hizmeti olmadığını düşünür, bilir, zira bu hizmetler kamu hizmeti tanımının tamamen dışında kalmaktadır.

31 Mart yerel seçimlerinin yaklaşması ile birlikte muhtemelen TRT yayınları tekrar kamuoyunun gündemine haklı olarak gelip yerleşecektir.

Bu konuya ilişkin bugün basından yapacağım bazı alıntıları okurlara aktarmak istiyorum, karar siz okurların daima.

Diken’den bir haberle başlayalım:

"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın ‘ticari sır’ diyerek açıklamadığı TRT’nin harcamaları Sayıştay raporuyla ortaya çıktı: Kurum dışından alınan program ve haberler için geçen yıl 882 milyon 135 bin lira ödenirken, kiralanan program giderleri de yüzde 152.9 artmış."

Fuat Oktay’ın bu ifadesi hiçbir yere oturmuyor, bir kurum düşünün ki, gelirleri bandrol gelirleri ve elektrik faturalarından kesilen TRT payları olsun, bunlar bal gibi kamu parası, kanun ile alınıyorlar, kurumun zararı bütçeden karşılanıyor ama Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı bu kurumun harcamaları için "ticari sır" diyebiliyor.

Türkçede bu tür sözler için "lafın bittiği yer" diye bir ifade var, muhtemelen Fuat Oktay’ın bu sözü en iyi örnek.

Aynı haberin devamı da şöyle:

"CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen’in TRT’de yayınlanan dizi, film ve belgesel sayısı ve harcamalarına ilişkin soru önergesine yanıt veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yapımlara ne kadar ödendiğini ‘ticari sır’ olduğu gerekçesiyle açıklamamıştı."

Gelelim başka bir gazeteden başka bir habere:

"Sözcü’den Ali Ekber Ertürk’ün haberine göre; 8 bin personeli olmasına karşın TRT, kurum dışı yapımlar için 2016’da 1 milyar liralık ödeme gerçekleştirdi.

TRT, vatandaşın elektrik faturasından elde ettiği geliri, özel şirketlere ve konuklarına aktardı. 2016'da elektrik faturalarından 793 milyon lira toplayan ve 2.1 milyar lira toplam geliri olan TRT, 2 milyar lira da harcama yaptı.

8 bin personeli olan TRT, bu paranın 1 milyar 32 milyon TL’sini 'Kurum dışı yapımlara' aktardı. TRT’deki programlarda yer alan konuklara da, 'İstisna akdi' adıyla bir yılda 49 milyon lira para ödendi. Sayıştay, TRT’nin 'Kurum personeli ile kurum içi yayınlara ağırlık vermesini' istedi. TRT son 10 yıl içinde 3.455 adet dış yapım satın aldı. Aynı dönemde 4 bin 125 adet de kurum içi yapım gerçekleştirildi.

Sayıştay’ın hazırladığı TRT raporunda şu çarpıcı bilgilere yer verildi: 2016'da kurum dışı yaptırılan program giderleri, bir önceki yıla oranla biraz düşerek, 361 milyon 231 TL oldu. Kurum dışı kiralanan program giderleri de 5.7 milyon lira olarak gerçekleşti. Kurum dışı temin edilen haber ve haber programları giderleri ise, bir önceki yıla göre 70 milyon lira artarak, 386.5 milyon liraya yükseldi."

Yazıyı kendi nihai kanaatimle noktalamak istiyorum:

1-TRT gelirleri kamu gelirleridir, zarar üretirse bütçeden karşılanmaktadır, kamu gelirleri ile finanse edilen bir yerde ticari sır olamaz; TRT’nin dışarıdan hizmet alması normaldir, anormal olan bunun ticari sır kapsamına girmesidir.

2-TRT’nin ürettiği hizmetin kamu hizmeti ile uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur, dolayısıyla bir kamu birimi olması ve kamu gelirleriyle finanse edilmesi zaten baştan yanlıştır; bu statü teknolojinin bu noktalara gelmediği ve TRT’nin teknolojik tekel olduğu dönem için geçerli idi, bugün bu aşama çoktan geride bırakılmıştır.

3-TRT ve Anadolu Ajansı hemen özelleştirilmeli, alıcı çıkmaz ise de kapatılmalıdırlar.

4-Sorunun özü TRT’nin, AA’nın iyi yönetilip yönetilmediği meselesi değildir, genel müdürün hükümet tarafından atandığı bir kurum için zaten bu tartışmalar bile abestir, tarafsızlık anlamsız bir kavramdır.

5-TRT gibi kurumların taraflı olması eşyanın tabiatındandır.

6-Özel yayın kuruluşlarının tarafsızlığı da anlamsız ve tanımsızdır ama en azından bu kurumlar yine en azından kağıt üzerinde kamu gelirleriyle finanse edilmemektedirler.

7-Gazete, televizyon, radyo sahiplerinin kamu ihalelerine katılımı sistemin zehiridir, bunu da unutmamak lazımdır.

8-En komik ifade de TRT gibi kamu gelirleriyle finanse edilen kamu birimlerinin faaliyetlerinin, harcamalarının ticari sır içinde yer almasıdır.

9-Aynı çerçevede kamu bankacılığı da yasaklanmalıdır, bu meseleyi de Fuat Oktay’a sorsanız yine ticari sır ya da bankacılık sırrı diyebilir, ama bu ifade TRT gibi kamu bankaları için de tamamen anlamsızdır.

10-Ziraat Bankası, Halk Bankası gibi kamu bankalarına verilen kamusal görevler de yanlıştır, bu görevler şayet kamu hizmeti niteliğindeler ise hemen bütçeleştirilirler ve bu kamu bankaları özelleştirilir.

11-Kamu yayıncılığı kavramı teknolojinin geldiği bu aşamada anlamsızlaşmıştır, fazla pederşahi bir kavramdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi