Muhalefeti rehabilite etmeye hazırlanıyor

Erdoğan yargı reformunu erken seçim öncesine denk getirerek bundan azami yararı sağlamaya da çalışabilir ama bütün olasılıklar kapalı kapılar ardındaki pazarlıklara bağlı.

AKmedyadan bazı isimler yazıp duruyordu, "Türkiye ittifakı dedi", "yumuşama mesajları verdi"… Bir de üstüne "Yargı Reformu" gelince yandaş kalemler Erdoğan’ın ‘yeni’ stratejisine ilişkin makaleler döktürdüler.

Ne yargı paketi var ortada, ne Erdoğan’dan en küçük geri adım.

Tersine ‘milletinin’ itibar etmediği "gönül belediyeciliği" sanki kazanmış gibi teşekkür turuna hazırlanıyor. Eylülden itibaren Anadolu’yu karış karış gezecek, "hain" söylemine kaldığı yerden devam edecekmiş. Tabii bu kez Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu gibi eski yol arkadaşlarını da hainlerin içine katarak…

Hürriyet’in ‘derin’ kalemi Abdülkadir Selvi de bunu "Erdoğan’ın yeni dönem stratejisi" diye yazıyor.

Strateji hiç değişmemiş yani.

Kurulması beklenen partilerle birlikte bütün muhalefeti kriminalize ederek meşruiyetlerine gölge düşürmeye çalışırken, taban örgütlenmelerini, muhalefete destek veren sivil oluşumları polisle, yargıyla baskı altında tutmak.

Baskının ve şiddetin daha da artacağının bütün işaretleri var, bunun tek nedeni siyasi değil.

Belki de daha önemlisi şirketlere verdikleri sözü yerine getirmek, giderayak rant odaklarından kazanacakları ne varsa hepsini toparlamak.

Son örneği ODTÜ’de yurt yapımı gerekçesiyle izinsiz, yasa, yetki tanımadan yapılmaya çalışılan ağaç katliamı.

Alenen suç işlendi, suçu işleyenler suçu engellemeye çalışan öğrencilerin ve akademisyenlerin üstüne polisi saldı, polis bir kez daha suçluların vurucu gücü olarak sahneye çıktı.

Olay yerine gelen CHP milletvekili Gamze Taşçıer de polis şiddetinden kısmen de olsa nasibini aldı.

Ya Gamze Taşçıer HDP milletvekili olsaydı?

Coplanır, yüzüne gaz ve su sıkılır, yerlerde sürüklenir, gözaltına alınırdı.

HDP milletvekili Remziye Tosun’un polis tarafından hastanelik edilmesi, HDP’li vekil Saliha Aydeniz’in müdahale sırasında polisin tacizine uğraması…

Daha iki gün önce HDP milletvekili Dersim Dağ’ı gözaltına alma cüretini gösterdi polis.

Hepsi son bir iki ayda gerçekleşti.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel konuyu meclise taşıyarak "HDP milletvekillerine CHP milletvekillerine davranıldığı gibi davranılmıyor. Bize de AK Parti milletvekillerine davranıldığı gibi davranılmıyor. Oysa herkes milletin vekili. Milletin vekillerini, İçişleri Bakanı’nın söylemlerinden etkilenen veya o kötü hedef gösteren dilden etkilenen bazı kamu görevlileri, anayasayı çiğneyecek işler yapıyor" dedi ama polis yasalara, anayasaya aykırı davranma konusunda en ufak bir tereddüt göstermiyorsa bunu ancak ya sözlü emirle ya da gizli talimatla yapabilir.

Özgür Özel’in konuşmasından bir gün sonra meclise yeni fezlekeler geldi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Milletvekilleri Oğuz Kaan Salıcı, Özgür Özel, Mehmet Göker, HDP Milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Kemal Bülbül, Alican Önlü, Ömer Öcalan, Ayşe Sürücü’nün dokunulmazlıklarının kaldırılması isteniyor.

Meclise fezleke yağıyor ama yargı paketi ortada yok.

Söylenenlere göre koalisyon partileri AKP ile MHP anlaşamamış. Belki Devlet Bahçeli Alaaddin Çakıcı ve diğer ülküdaşlarının yararlanmasını istemiş, Erdoğan yarınlarda kendisi için potansiyel tehdit oluşturacağı inancıyla yanaşmamıştır.

Bahçeli’nin Çakıcı’nın bırakılması yönündeki ısrarı ve Çakıcı’nın da Erdoğan’dan nefret ettiğini açıkça dile getirdiği hatırlanacak olursa…

Kulis bilgilerine rağmen tek neden AKP-MHP uzlaşmazlığı olamaz.

İktidar güçlerinin, Selahattin Demirtaş başta olmak üzere tutuklu bulunan diğer siyasilerle gazetecileri, akademisyenleri ve başka muhalifleri kapsayacak oluşu nedeniyle reform paketini geri çekmesi daha büyük olasılık.

Seçim öncesi özellikle Kürtlere ve küskün seçmenlere yönelik olan vaadin, Ali Babacan’ın parti kuracağının kesinleşmesi ile beraber güçlenen erken seçim faktörü de gündemdeyken meclise gelmesi şaşırtıcı olur.

Erdoğan yargı reformunu erken seçim öncesine denk getirerek bundan azami yararı sağlamaya da çalışabilir ama bütün olasılıklar kapalı kapılar ardında hem muhalefetle hem de MHP ile yapacağı pazarlıklara bağlı. Ki bazı pazarlıkların yapılmakta olduğu da iddialar arasında.

Söylendiği gibi Babacan’ın partisi, AKP’den katılımlarla mecliste grup oluşturabilirse Erdoğan’ın pazarlık gücü kalmaz ama bu gerçekleşene kadar elindeki tüm gücü kullanacaktır.

CHP niye iktidarın hazırlayacağı bir reformu bekliyor, o da ayrı. Eğer pazarlığa dahil değilse.

Millet İttifakı’nı oluşturan 4 parti bir araya gelip bir yargı reformu paketi hazırlayıp kamuoyunda tartıştırabilir ve gündemi belirleyebilir.

Muhalefetin seçim öncesi başardığı gündem belirleme kapasitesi düşmüşken böyle bir hamleye de ihtiyacı var. Hele iktidar sistemi değil sopayla, fezlekeyle muhalefeti ‘rehabilite’ etmeye hazırlanırken…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi