HDP’yi dışlayarak, Ahmet Türk'le görüşmek!

'HDP ile siyaseten görüşmüyoruz' diyen Kılıçdaroğlu’nun Türk'le gizli buluşmasında, yerel seçimde Kürtlerin desteğini istediği söyleniyor.

Üst üste CHP yazısı yazmayı düşünmüyordum ama, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir açıklaması üzerine bu düşüncemden vazgeçtim.

Kılıçdaroğlu ayaküstü kendisine sorulan bir soru üzerine, "HDP ile siyaseten görüşmüyoruz" demişti.

Bu ‘siyaseten’ lafı hayli ilginç bir sözcük.

Kılıçdaroğlu, bu sözcüğü, HDP ile yerel seçim ittifakı için görüşüp görüşmedikleri ile ilgili haberler hakkında sorulan bir soruya yanıt olarak söylemiş. Cümlenin tamamı şöyle:

"Milletvekilleri parlamentoda birbirini görüyor, konuşuyor ama siyaseten görüşmüyoruz"

Bu aslında yeni bir şey değil. "Görüşüyoruz" dese o zaman haber değeri taşıyabilirdi.

CHP sözcüleri zaten olur olmaz her yerde, ne olur ne olmaz diyerek HDP ile görüşmediklerini, görüşmeyeceklerini vurgulayıp duruyor. Bazılarının, konuyu sulandırmak amacıyla, "Biz gerekirse herkesle görüşürüz" dedikleri bile oluyor.

Konu HDP ile, Kürtlerle görüşmek olunca bu soruyu nasıl geçiştireceklerini bilemiyorlar.

Buna karşılık, İYİ Parti ya da sağdaki herhangi bir parti ya da oluşumla görüşeceklerse bunu herkesin duyacağı şekilde ilan etmeye büyük özen gösteriyorlar.

Tabii konu yerel seçimler. Ve bu seçimlerde CHP özellikle İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana, Manisa, Denizli vb. gibi kentlerde iddialı olduğunu söylüyor.

Yalnız bu iddiasını gerçekleştirmek için desteğe ihtiyacı var.

Söz gelimi İstanbul’da seçimi kazanabilmesi için sadece İYİ Parti’nin değil, HDP seçmeninin de oylarını alması gerekiyor. Hatta Kürtlerin oyunu alamazsa kazanması oldukça zor.

CHP SAĞA YÖNELİP OYLARINI ARTIRACAĞINI SANIYOR

CHP klasik olarak her seçimde yaptığını yapıyor. Desteğe, daha doğrusu ittifaklara ihtiyacı var, ama bunu sağcı, milliyetçi partilerle gerçekleştirmeyi tercih ediyor.

Nedense CHP yönetiminin, başta Kılıçdaroğlu olmak üzere sola ilişkin saplantıları var. Sözde Sosyal Demokrat bir parti olarak sola, sol politikalara yöneleceklerine sağdan medet umuyorlar ama, her denemeleri hayal kırıklığı ile sonlanıyor. Sağ politikalar ve sağ ittifaklarla partinin oyu kesinlikle artmıyor. 

Devlet ne der, AKP ne der, MHP ne der, kendi içlerindeki Kürt düşmanı ya da Kürtlerle herhangi bir ittifaka karşı olan ulusalcılar ve diğer sağcılar ne der endişeleri ön plana çıktığı için sürekli savruluyor.

Sanılmasın ki sağa sola savruluyor. Sadece sağa savruluyor.

2014 Yerel seçimlerinde MHP ile birlikte ANKARA Belediye Başkanlığı için desteklediği eski MHP’li, ama her zaman milliyetçi Mansur Yavaş'la, onu aday göstermeye sıcak bakan İYİ Parti ile ittifaka dünden razı bir havada.

İş Kürtlere geldiğinde, CHP’nin yetkili ağızları, ittifakın tavanda değil, tabanda yani seçmenlerle gerçekleşeceği öngörüsünde bulunuyor.

Yani biz kimseye gitmeyelim, ne olur ne olmaz, onlar bizi desteklesin diyorlar.

"Peki ne karşılığında?" denildiğinde verecekleri cevap yok.

"Aman bizi, devletle koalisyon yapmakta olan partilerin terörist olarak suçladığı bir partiyle işbirliği içinde, hatta bir arada görmesinler" endişesi içindeler. Ülkede adım adım yerleşen faşizme karşı bile Kürtlerle yan yana görünmekten müthiş korkuyorlar.

KILIÇDAROĞLU İLE AHMET TÜRK’ÜN GİZLİ GÖRÜŞMESİ

İşte böyle bir ortamda, CHP liderinin gazetecilere, "HDP ile görüşmüyoruz" dediği sıralarda, Kılıçdaroğlu’nun Kürt politik dünyasının saygın bir ismi olan Ahmet Türk ile gizli bir görüşme yaptığına ilişkin bir haberin gündeme düştüğünü gördük.

Kuşkusuz bu haber herkesi çok şaşırttı.

Sadece HDP üyesi olan, görevinden uzaklaştırılmış Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ile yapılan bu görüşmenin içeriği hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Buna karşılık CHP ve HDP tarafından bu görüşmenin yapıldığı doğrulandı.

Bu doğrulama açıklamalarından önce ise Kürt yazar, düşünür ve siyasetçi Tarık Ziya Ekinci’nin T24’de yayınlanan görüşmeye ilişkin zehir zemberek bir eleştirisini okuduk.

Ekinci bu gayri resmi görüşmeyi siyasi bir skandal olarak nitelendirdi.

CHP'nin böylesi bir görüşme yapması için doğru adresin HDP Eş Genel Başkanları olduğunu ifade etti.

Ekinci, "Her hâl ve koşulda CHP Genel Başkanı’nın HDP ile görüşme isteğinin tek yolu Eş Genel Başkanları muhatap kabul etmekten geçer. HDP Eş Genel Başkanları ile görüşmek istemeyen ya da Sayın Erdoğan’dan korkarak kaçınan Kılıçdaroğlu’nun, unvanı ve müktesebatı ne olursa olsun, herhangi bir HDP üyesi ile parti adına görüşmesi ve müzakerelerde bulunması, kabulü mümkün olmayan hatalı bir davranış, bir siyasal skandaldır" görüşünü dillendirdi.

Nitekim HDP yönetimi böyle bir görüşmeden haberdar olmadığını açıklamıştır.

T. Z. Ekinci, Ahmet Türk’ü de bu görüşmeyi kabul ettiği için eleştirmektedir.

Ekinci gösterdiği tepkide çok haklıdır.

Erdoğan’ın gazabından korktuğu için HDP ile resmen görüşmekten kaçınan Kılıçdaroğlu’nun bu kaçamak görüşmesi, işbirliği adına bir anlam ifade etmez. Hele sağcı, milliyetçi adaylar için, iddia edildiği gibi Kürtlerin oyunu istemişse bu tavır skandaldan da öte, ‘siyaseten’ bir intihar sayılabilir.

Kürt seçmenini aşağılamak, onun değerlerini, iradesini yok saymak anlamı taşır.

Kılıçdaroğlu bu yaklaşımıyla yeni bir seçim hezimetiyle karşılaşmaya hazırlanmalıdır.

Yerel seçimlerin sonuçlarıyla ilgili tahminler ve beklentiler bir yana…

Giderek yerleşmekte olan faşizme karşı bütün demokrasi güçlerinin bir araya gelmesinin, yan yana durmasının yolu, bu tür kaypak, kaçamak adımlar değildir.

Milliyetçi, devletçi politikalar ve yaklaşımların faşizme karşı oluşturulması kaçınılmaz olan demokrasi cephesinde yeri olamaz.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi