Yiğit Aksakoğlu’nun çok tehlikeli(*) faaliyetleri!

Aksakoğlu ünlü biri değil. Alanında yaptığı çalışmalarla tanınan, çalışma arkadaşlarının saygıyla, gözlerinde pırıltıyla andığı bir değer.

Son 1.5 yılda toplam 21.957 çocuk, hastanede doğum yapmış. CHP milletvekili Ali Şeker’in, çocuk gebelerle ilgili CİMER’e sorup cevap alabildiği tek bilgi bu.

Peki bu çocukların yaş dağılımı ne? Verilen rakam, sadece doğumhanelere yansıyanı kapsadığından, haricindeki başvuruların toplamı kaç?

En önemlisi, kaçıyla ilgili Emniyet Çocuk Şubesi’ne başvuru yapılmış?

Tısssss... Cevap yok.

Açıklansa, çocuk gebelikleri önleme konusundaki yetersizlikler ve istismar vakaları ortaya çıkacak; mesele çocukların zorla evlendirilmesi ve dini nikahlara varacak ki AKP iktidarının bu konudaki tavrını biliyoruz.

Genel anlamda Türkiye’nin çocuk hakları karnesi, utanç verici. Cinsel istismardan eğitime erişim hakkına, cezaevlerindeki çocuklardan işçi çocuklara, çığ gibi büyüyen sorunlara karşılık, hem kanun uygulanmıyor... Hem varolan iyi uygulamaları, çocuk çalışmalarını engellemek için özel çaba harcanıyor. Mesela okulöncesi eğitim yerine anaokul çocuklarına dini eğitimi önceliyor... Oysa bu yaşlar, bir çocuğun gelişimindeki en kritik dönem.

Manzara buyken Türkiye’nin zor yetişen pırıl pırıl eğitimcileri, işinden edilmekle kalmıyor, mesleğini icra edemeyecek hale getiriliyor.

Hatta, hapse atılıyor! Yiğit Aksakoğlu gibi...

ŞEHİRLERİ ÇOCUKLARA GÖRE TASARLAMAK (*)

Aksakoğlu, Osman Kavala’nın etrafında örülmeye çalışılan komplonun neticesinde gözaltına alınan bilim insanı ve sivil toplumcuların arasındaydı. Gözaltılar, başlı başına bu ülkenin utanç duvarına yeni tuğlalar ekledi.

Bir tek Bilgi Üniversitesi STK Eğitim ve Araştırma Birimi çalışanı ve Bernard van Leer Vakfı temsilcisi Yiğit Aksakoğlu tutuklandı. Neden?

Meslektaşımız Kemal Göktaş yazdı: Savcı, "içeriği bilinmeyen bir toplantıda sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem konuşulduğunu" varsaymış. 

Nasıl, en az "sübliminal mesaj vermek" kadar absürt bir tutuklama gerekçesi değil mi? Orwell’in 1984’üne rahmet okutan icatlarla nereye varılmak, nereye gitmek istenmekte?

Aksakoğlu ünlü biri değil. Alanında yaptığı çalışmalarla tanınan, çalışma arkadaşlarının saygıyla, gözlerinde pırıltıyla andığı bir değer. Aksakoğlu’nun nasıl biri olduğu, hangi konularda çalıştığını anlamak için şöyle bir sosyal medya taraması yapmak yeter.

16 Kasım’da, sabaha karşı kapısına dayanan polisçe gözaltına alınan Aksakoğlu, en son düzenleyicisi olduğu İstanbul95 konferansına katılmıştı. Konferans, şehirlerde çocukların oynayabileceği özel alanların tahsisi, dizaynı üzerineydi.

BÜYÜK TEHLİKE ARZ ETMİŞ, BELLİ!

Düşünebiliyor musun sevgili okur!? Bir çocuğun büyüdüğü çevrenin beyin gelişimini nasıl etkilediğine kafa yoran, çocukların ihtiyaçlarına göre şehir tasarlamaktan bahseden uzmanlar...

Ekim sonunda WRI Yükselen Şehirler Sempozyumu’nda konuşan Aksakoğlu’nun şu yorumuna ne demeli: "Şehirler, engelsiz erkek bireyler için tasarlanıyor."

Adamın derdine bak! Oysa şehirlerin, arabalarıyla dolaşacak kadar zengin erkeklere ait olduğunu sanıyorduk. Fakirlerse toplu taşıma noktaları arasında atlayıp zıplayacak kadar çevik, metrobüste konserve halinde gidebilecek kadar zayıf ve dayanıklı olmalı. Kadınmış, çocukmuş, engelliymiş, yaşlıymış... Ya evde otursunlar, ya Millet Bahçesi’ne gitsinler!

Bir başka tvitinde Aksakoğlu, öldürülen kadınların kız çocuklarına eğitim veren "Benim Kızım Okuyacak" bursunu tanıtmış...

Gördünüz mü, Türkiye Cumhuriyeti için "büyük tehlike" arz eden faaliyetler bunlar!

Haaa bak... Bunlar, Aksakoğlu’nun çalıştığı vakıftan bile nem kapmıştır. Ne yaparmış bu Bernard Van Leer Vakfı? Açın bakın: Mesela, İstanbul’da en dezavantajlı konumdaki çocukları tespit edip, belediyelerle çalışarak bu ailelere ulaşıyor... Boğaziçi Üniversitesi’nin geliştirdiği müfredatı kullanarak, aileleri ziyaret ederek destek oluyor. Parklarda, dezavantajlı çocuklara uygun tasarımlar için belediyelerle çalışıyor.

Yiğit Aksakoğlu, işte bu "korkunç" faaliyetleri yüzünden cezalandırıyor. Onunla birlikte, başta dezavantajlı çocuklar, aileleri, onlarla çalışan, onlara el uzatanlar... Daha büyük resimde, hepimiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehveş Evin Arşivi