Kadınsız kamusal alan olmaz

Kadınların önünü tıkayan sadece siyasi iktidar değil. Siyasi iktidarın kadına bakışı bu kadar açıkken, buna alternatif olması gereken siyasi partiler de ne yazık ki sınıfta kalmıştır.

Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Bugün, kadınların günü. Kadınlar, gününü, tüm gün kamusal alanda kutlayacaklar. Sokaklarda, meydanlarda çeşitli etkinliklerle, gösteri ve yürüyüşlerle "biz buradayız" diyecekler en güçlü biçimde.

Kadınların kamusal alanda görünür olmasının her yıl daha zorlaştığı siyasal iklimde, bu görünürlüğü sadece 8 Mart’ta değil, her fırsatta desteklemeliyiz. Çünkü kadınsız kamusal alan, çöldür.

İSTATİSTİKLERDE KADIN

Geçtiğimiz günlerde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "İstatistiklerle Kadın 2018" çalışmasının sonuçlarını açıkladı.

Bu araştırmanın en önemli bulgusu kuşkusuz şudur: Kadınlarda eğitim seviyesi arttıkça, iş gücüne katılımları artıyor. Bu bir anlamda kamusal görünürlüklerinin ve hayatın içinde olmaları demektir.

Bu sonuç kız çocuklarının eğitim almasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor.

Araştırmada okuryazar olmayan kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 15,9 iken bu oran; lise altı eğitimli kadınlarda yüzde 27,7, lise mezunu kadınlarda yüzde 34,3, mesleki veya teknik lise mezunu kadınlarda yüzde 42,6’ya yükseliyor. Aynı oran, yükseköğretim mezunu kadınlarda yüzde 72,7’ye çıkıyor.

Bununla ilgili önemli bir oran da hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarıdır.

Araştırmada, ülkede 15 ve daha yukarı yaştaki istihdam edilenlerin oranı yüzde 47,1 olarak belirlenirken; bu oran erkeklerde yüzde 65,6, kadınlarda ise yüzde 28,9 seviyesinde.

25 ve daha yukarı yaşta olan ve en az bir eğitim düzeyini tamamlayanların toplam nüfus içindeki oranı yüzde 89,5. Bu oran erkeklerde yüzde 95,5 iken, kadınlarda ise yüzde 83,6.

KADINLAR HİZMET SEKTÖRÜNE MAHKÛM OLMASIN

Hane halkı iş gücü araştırması sonuçlarına göre, cinsiyete ve ekonomik faaliyetlere göre istihdam oranı incelendiğinde ise karşımıza çıkan tablo şöyledir.

Ülkede tarım sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 19,4. Bu alanda erkek istihdam oranı yüzde 15,4 iken, kadın istihdam oranı ise yüzde 28,3.

Sanayi sektöründe toplam istihdam oranı yüzde 26,5 ve bunun yüzde 31,4'ü erkek iken bu alandaki kadınların istihdam oranı yüzde 15,6 oldu. Bunun yanında hizmet sektöründe ise toplam istihdam oranı yüzde 54,1’i bulurken, bu alanda erkek yüzde 53,2, kadınlarda yüzde 56,1. Yani kadınlar, sanayi alanında istihdama yüzde 15,6 oranında katılırken bu oran hizmet sektöründe yüzde 56,1’e çıkıyor.

Aşağıda tablo bazı alanlarda kadın-erken oranlarını kıyaslamak açısından önemlidir.

Cinsiyete göre seçilmiş göstergeler (2017)

http://www.tuik.gov.tr/hb/373/kapak/30707_img_1_373_06.03.20191795799028.jpg

Kaynak: TUİK İstatistiklerle Kadın 2018 Raporu

EĞİTİM ŞART

Yukarıda andığım araştırma verilerinde de görüldüğü gibi kadının kamusal alanda görünürlüğünün ve varlığının artmasında en temel araçlardan birisi eğitim. Eğitim oranı yükseldikçe kadınların hayata katılımı artmaktadır. Unutmayalım ki eğitim aynı zamanda herkes için bir sosyal mobilizasyon aracı.

Araştırmada göze çarpan ikinci nokta, kadınların daha çok hizmet sektöründe var olabildikleridir. Oysa kadınlar, sadece hizmet alanında değil her alanda erkeklerle eşit oranda var olabilmelidir.

Bu ise her şeyden önce kadının toplumsal algısıyla ilgilidir.

Ne yazık ki, siyasi iktidarın inşa etmeye çalıştığı kamusal alanda kadın olabildiği ölçüde ikincildir. Kadın/ları kamusal alandan özel alana itmek için pek çok araç kullanılıyor.

Kadının özel alana itilmesi iki türlü yaşanıyor. İlki kadın ve erkeğin kamusal alanda birlikte kullandığı, birlikte olduğu ortak alanlar ayrıştırılıyor.

İkincisi ise, kadının işgücüne katılımı kamusal alandan özel alana yönlendiriliyor. Yani evde çalışma, ev işleri devlet araçlarıyla teşvik edilerek kadın eve çekilmek isteniyor. Bu açıdan kadın iş gücündeki göreli artışı nitelikli bir iş gücü artışından çok hizmet sektörüyle sınırlı kalıyor.

Bugün devlet yönetimindeki idari görevlere bakıldığında kadın adının olmadığı görülecektir. Örneğin 28 yüksek yargı üyesinden (15 AYM+13 HSK) sadece 1’i kadındır. 81 validen sadece 1’i kadındır. 957 kaymakamdan sadece 14’ü kadındır. 129 üniversite rektöründen sadece 4’ü kadındır. Bu devletin her kademesinde benzerdir.

ÇALIŞMA, ANNE OL

Özetle iktidar, kadına kamusal alanda erkeklerle eşit haklara sahip, bunları eşit imkânlarla kullanan bireyden çok, kadına annelik ve vatana iyi evlatlar yetiştirme misyonu biçiyor ve bunu dayatıyor.

Oysa kadınlar, bu toplumun eşit parçası: Kadının kamusal alanda olmadığı, eğitimde, istihdamda olmadığı hiçbir toplumun kalkınma imkânı yoktur.

Dahası eğitim sistemi üzerinden kız ve erkekleri küçük yaşlarda ayırmak ileride kadın-erkek arasına aşılması güç duvarların örülmesini ve güçlü bir sosyalleşmenin önünün de tıkanması demektir. Bunun sonuçlarından birisi kadına yönelik şiddet olarak karşımıza çıkmakta, diğeri ise kadının eğitimden dışlanması yani kamusal alanın dışına çıkarılması.

Ama kadınların önünü tıkayan sadece siyasi iktidar değil. Siyasi iktidarın kadına bakışı bu kadar açıkken, buna siyaseten alternatif olması gereken siyasi partiler de ne yazık ki sınıfta kalmıştır. Bu konuda HDP'nin eş başkanlık üzerinden getirdiği büyük adımı bir kenara bırakırsak, CHP'de ve diğer partilerde kadının görünürlüğü "vitrin" olmaktan öte gidememektedir. Yerel seçimlerdeki kadınsız aday listesi bunun bir göstergesidir.

Bunun için kadını, kadınlığı bir güne hapsetmek biz erkeklerin en büyük hatası olur. Unutmayalım ki kadınlar vardır, kadın her yerde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi