Mustafa Sağlamer

Mustafa Sağlamer

Çeker vururum, karı gibi...

Ne büyük günahımız varmış ki, bunca seviyesiz karakter, başımızın üstünde tuttuğumuz kurumların başına çöreklenmiş.

Son doksanyedi dakikası İngiltere 9'uncu liginden esintiler taşıyan 57'nci Ziraat Türkiye Kupası Galatasaray'ın...

"Ziraat" ne manidar bir isim, değil mi?

Ne tarımımız kalmış ne hayvancılığımız.

Et bile Muslera'nın kuş uçuşu onbin küsur kilometrelik memleketi Uruguay'dan geliyor.

Soğan Mısır'dan, susam Bangladeş'ten, saman Sudan'dan; saman...  

Ama kupanın adı Ziraat...

Komedi mi trajedi mi bilemedim.

Buna karşılık bu final, son yıllarda izlediğim en tatlı komediydi... Pozisyon hatalarıyla, futbolcuların beceriksizliğiyle, sanki olumlu bir şeyler yapmış da hakları yenmiş gibi, maç sonunda horozluğa özenen sporcu, teknik adam ve yöneticileriyle... 

***

Penaltılar ve kırmızı kart bu kez doğruydu doğru olmasına. Yine de Suat Aslanboğa'ya, hakemliği hemen bırakmasını şiddetle tavsiye ederim.

Çünkü bu tiyatroda ona uygun rol yok. Vücut diliyle verdiği kararlar birbiriyle hiç uyuşmuyor...

*** 

Galatasaray'ın Rize maçında iki büyük hata yapıldığını (kırmızı kart ve ikinci penaltı), dolayısıyla sonucun içime sinmediğini bu sütunlarda yazmıştım...

Ama "Tabancam cebimde olsaydı, ben böyle hakemi çeker vururdum" demeyi aklımdan bile geçirmedim.

Velev ki geçirseydim ve bunu satırlara dökseydim, kuşkum yok ki "Artı Gerçek" yönetimi işime derhal son verir, savcılık da hakkımda kovuşturma başlatırdı...

Peki birileri de derse ki, "Burnunun dibindeki Trabzon'da, senin de sık sık yararlandığın havalimanı dururken, takımının formasındaki İstanbul Havalimanı reklamını vereni, üstelik benim vergimle haksız rekabete sebep olduğu için çeker vururum..." 

Ne cevap vereceksin Hasan Kartal efendi?..

***

Ya sen Fikret Orman beyzade?

"Karı gibi arkadan konuşmak" ne demek?

Ayıp deseeek, ayıp olacak.

Resmen terbiyesizlik.

Bir süre sonra da özür dilemez mi.

Demek ki ne yaptığının farkında...

***

Başta da dedim ya; futbol değil, komedi izledik.

Buna karşılık iki kaleci ve Feguli'yi diğerlerinden ayırmak isterim.

Çünkü işini ciddiye alan sadece üçüydü.

Ah keşke Akhisar kalecisi Fatih, Sinan'ın attığı penaltı golünden sonra topu hakeme fırlatmasaydı.

Çünkü penaltı kararı doğruydu.

Üstelik veren de Aslanboğa değil, var'ın başındaki Beşiktaşlı Mete Kalkavan'dı...

Neyse ki, arkadaşları katılmadığı halde kupa töreni sırasında sahaya çıkarak Galatasaraylıları kutladı ve tüm kadroyla kucaklaştı... Bu da pişmanlığının ifadesi olarak değerlendirilmiş olmalı ki, seyircilerin alkışlarıyla karşılandı...

***

Bir keşke de tüm Akhisarlılara...

A be kızanlar; şu maçtaki hırsınızı ligdeki 34 maça yaysaydınız da küme düşmeseydiniz olmaz mıydı?

Geçen yıl bileğinizin hakkıyla iki kupa birden kazanmanız, binlerce "diğer takım" taraftarının "ikinci takımı" olmanıza yol açmıştı.

Şimdi bizler gelecek sezon hangisine "İşte benim ikinci takımım" diyeceğiz?

Oldu mu ya şimdi?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mustafa Sağlamer Arşivi