Galatasaray yine 11 yabancıyla başladı.
Bu ne demek?
İki cevabı var:
1) Kulüplerin görevleri arasında "kitlelerin spor yapmasını teşvik" varsa, Galatasaray yanlış yaptı demek.
2) Kulüplerin görevi mümkün olduğunca para kazanarak daha iyi kadrolar kurmaksa, Galatasaray doğru yaptı demek...
Çünkü gerçekten muhteşem başladı sarı-kırmızılılar.
İlk yarıda Trabzon, Rodi'nin gol vuruşu dışında ezim ezim edildi rakibi karşısında.
Galatasaray'ın kaç pozisyona girdiğini ise sayamadım.
Trabzon kalesine gittiklerinde bencil davranmasalar, 45 dakikaya rahatça beş gol sığdırırlardı...
***
Gerek kupada gerek ligde tanımaya başladığımız 18'lik Yunus, 83. dakikada sahaya çıkmadan önce kulübede otururken, abilerini dikkatle izliyordu. Goller kaçtıkça, umarım içinden, "Herhalde şahsi oynadığımda ben de böyle sevimsiz oluyorumdur" diye geçiriyordur.
Dilerim öyledir.
Çünkü bazen olumsuz sinyaller veriyor...
Tabii burada asıl görev Fatih Beylere düşüyor. Ağzı henüz süt kokan çocuğu sağlam bir psikoloğa emanet ederse, Ozan'dan daha çok kazandırır kulübe...
***
Belhanda sevdiğim futbolcu tipi değil.
Trabzon'a attığı goller nedeniyle fikrimden vazgeçmeyeceğim.
Çünkü tek maçta saman alevi olmak, göz boyamak değil de nedir?..
Kimi beğendin derseniz, tereddütsüz Onyekuru derim.
Galatasaray vakit geçirmeden onun da tapusunu almalı. Aksi halde araplar, Adapazarı Tank Fabrikası gibi hüüüp yaparlar...
Nagatomo ve Linnes her zamanki gibi.
Sanki ellerinde bir kurallar kitabı var ve hangi pozisyonda ne yapılması gerektiğini oradan okuyarak uyguluyorlar...
***
.aşakşehir haftayı iki puan kayıpla kapatınca, sekiz puanlık fark altıya düştü.
Anlaşılan Erzurum'la berabere kaldıkları maçı yöneten Cüneyt Çakır'a reyiz meyiz sökmedi...
***
.aşakşehir'i anınca, aklıma sanatçı Serdar Ortaç'a sipariş ettikleri marş geldi.
Çuvalla paraları var ama marşı söyleyecek taraftarları yok. Ama ne diyeyim; keyifleri bilir...
Şimdi sakın Serdar Beyler sanatçı mı diye sormayın bana.
Ben Cumhuriyet gazetesinin yalancısıyım...
