Notirvan revî, polîs tune, paşayê çe bike?

Asena Özkan ne der bilmem ama Onyekuru, kupkuru bir maçı kendisi gibi renklendirdi.

Yıl 1968, Diyarbakır.

Peygamber (Nebi) Camii'nin önünde bir adam, kan revan içinde yatıyor.

Belli ki ölmüş.

Soruyorum oradakilere ne oldu diye.

"Kan davası" diyorlar.

Görev 15-16 yaşlarında bir çocuğa verilmiş. Zanlı iki el ateş edip kaçtıktan sonra geri dönmüş, ya ölmediyse... Köye döndüğümde anamın babamın yüzüne nasıl bakarım diye; iki el daha sıkıp yeniden kaçmış.

Ben karşıdaki Şeyhmus Pastanesi garsonunun yalancısıyım...

Kalabalıktaki yaşlı bir adam ellerini göğe kaldırıp, Kolordu Komutanı'na sitemkâr bir gönderide bulundu, kan davalarını neden sona erdirmiyor diye. Bir başkası da "Notirvan revî, polîs tune, paşayê çe bike?" (Bekçi kaçtı, polis yok; paşa ne yapsın) diye söylendi kendi kendine...

Bakar mısınız bir Galatasaray-Sivas maçı yarım asırlık bir cinayeti nasıl da getiriyor insanın aklına...

Yuro kaçtı, dolar uçtu; futbolcu ne yapsın demeyip de ne diyelim dostlar?..

***

Dokuzda Robinho klasik şutlarından biriyle Sivas'ı öne geçirdi ama Galatasaray savunmasının bu pozisyonda neden çil yavrusu gibi dağıldığını da anlayamadım...

Bundan dokuz dakika sonra Eren, takımının gol yemesinde başrol oynayan Onyekuru'nun anormal driplingi sonucu doğan penaltıyla beraberliği getiren golü attı...

30'da N'Diaye öyle bir çalımla aktardı ki pası Feguli'ye, bunu atamamak, adamı zurna pozisyonuna sokuverirdi...

***

Dakika 40. Yine Robinho ve 2-2.

Ama belli ki bu maç dört golle bitmeyecek...

51, en kritik dakika. Onyekuru pası aldı, gitti, golü attı.

Yan hakem anca o zaman bayrağı kaldırdı, ofsayt diye. Hakem Meler de karara uydu.

Ama itirazlar üzerine makineye baktı ve golü verdi...

69'da Onyekuru farkı ikiye çıkardığında herkes maç bitti diyordu ama Sivas teslim olmamakta kararlıydı.

Onlar da Galatasaray gibi olumlu futbola devam edip seyircilere zevkli bir maç izleme imkânı sundular...

***

Heyecan zirve yapmıştı ki, Galatasaray'ın bir şutu da mucizevi şekilde direkten döndü...

Haydi toparlayalım...

Sezonun en zevkli maçını izledik.

Galatasaray'da Belhanda bile görevini lâyıkıyla yaptı; "İkinci yarıda Akbaba da geldi mi herkesi ısırırım, şampiyonluk benim, Avrupa'da da iş yaparım" dedi...

Bu maça kadar şampiyonluk adayları arasına Sivas'ı da katıyordum ama bugün vazgeçtim.

Çünkü tüm umudu yaşını başını almış Robinho'ya bağlamakla fazla gidemezler.

Altıncılık, yedincilik; hepsi o kadar.

Maçın bitmesine yirmi saniye kala oyuna giren tüyü bitmemiş adaşım Mustafa'yı da kutluyor ve öpüyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi