Seçilmişler, sayılmışlar, öpülmüşler

Farklı bir seçim oldu bu sefer. Oy verme bitti, oy sayma bitmedi. Masal gibi denilebilir. Gökten üç elma daha düştü.

Otuz bir Mart iki bin on dokuz pazar günü Türkiye Mahalli İdareler Seçimleri yapıldı.

Seçimleri haliyle Adalet ve Kalkınma Partisi kazandı! En çok belediye başkanlığını kazandı. En yüksek oyu aldı. En çok belediye meclis üyesini kazandı.

Eski seçimlerden farklı oldu 2019 Mart 31 Mahalli İdareler Seçimleri... Eski seçimler yapıldığı gün yapılıp biterdi. Her seçimin tek kazananı partisinin balkonuna çıkar, konuşmasını yapar, sonra ülkede herkes yatar uyurdu. Ülke derin uykudayken sandık seçim kurulları ellerinde torbalarla ilçe seçim kurulları koridorlarında kullanılan oy pusulalarını, tutanakları teslim etmek için sabahlara kadar beklerlerdi. İşte bu esnada atı alan Üsküdar'ı geçer, uyuyanlar kaybeder, uyanıklar kazanırdı.

Oylar teslim edilmemiş ama kazanan "kazandım" der geçer; kaybeden de kaybetmenin sıradan olağanlığıyla bir iç mücadele aşamasına yönelir, olağanüstü kongresine giderdi. Yani her şey olması gerektiği gibi gelişirdi.

31 Mart Seçimleri'nde ise tam böyle olacakken, şöyle oldu. Daha doğrusu şöyle-böyle oldu. AKP büyükşehirlerin en büyüklerinde seçmenlerini kaybettiği gibi bir izlenim ortaya çıkıyordu ki, Anadolu Ajansı kendisine gelen sonuçları yayınlamaktan vazgeçti.

Bir şeyler yapmak gerekiyordu. Ülke bu sefer uyumak istemiyordu. AKP'nin İstanbul Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, 31 Mart Pazar gecesi 23.25'te kameraların karşısına geçti. Yüzünde Kaybedenler Kulübü yönetim kurulu üyesi ifadesiyle, herkesi uykuya davet etti:

-Seçimi 3 bin 783 oy farkla ben kazandım!

Artık bütün ülke uykuya yatabilirdi. Planlandığı gibi yürünebilirdi. Sabah uyanıp da sokaklara çıkanlar göreceklerdi "Gönül Belediyeciliğinin" kazandığını. Alınlarına da teşekkür öpücüğü kondurulmuş olacaktı!

Ama bu CHP'ye bir şeyler olmuştu: Uyumuyordu!

Hadi sen uyuma tamam da milletimizi de uyutmuyordu. İstanbul Belediye Başkanı unvanına en yakın yerde pozisyon almış Ekrem İmamoğlu saat başı kamera ( Fox TV ve Halk TV) karşısına geçiyor 30 bine yakın bir farkla önde olduğunu açıklıyordu. Yaygın medyanın da hakkını yememek lazım iktidarı üzecek hiçbir gelişmeyi haber yapıp ekranlarına getirmediler. Bu ilke çerçevesinde İmamoğlu'nun açıklamalarında haber değeri görmeyip yayınlamadılar.

Bütün ülke İstanbul'a kilitlenmiş beklerken Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya, Eskişehir, Edirne, Muğla, Bolu, Hatay, Ardahan CHP'nin, Diyarbakır, Batman, Siirt, Van HDP'nin, Tunceli ise TKP'nin kazandığı merkezler olarak ilan ediliyordu.

AKP birinci parti olmasına birinci partiydi ama içerilerden bir yerlerden sürekli ağlama sesleri geliyordu. Çanak gazeteler birinci sayfalarında "AKP'nin zaferini" müjdelerken iç sayfalarında "biz niye kaybettik"diye analizler yapıyorlardı.

Pankartlarda İstanbul'u kazanan(!) Binali Yıldırım hiç ortalarda görünmezken AKP, İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak'ın omuzlarına yıkılmıştı.

Farklı bir seçim oldu bu sefer. Oy verme bitti, oy sayma bitmedi. Masal gibi denilebilir. Gökten üç elma daha düştü.

Biri seçilmişlere, biri sayılmışlara, biri de öpülmüşlere..!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi