Normal/Anormal

Muhalefet, akıl istiyor çünkü iktidar rasyonalite karşıtı. Domates biber fiyatını mermi fiyatı ile kıyaslayıp bütün olumsuzlukları dış faktörlerle açıklamak çok moda.

Geçenlerde bir arkadaş mı anlattı yoksa sosyal medyada mı okudum bilmiyorum. Bir devlet hastanesinde cerrah, hastasını ameliyata hazırlıyor. Hastanın dosyasında bir eksiklik var. Adam emekli olmuş ama Sosyal Sigorta kayıtlarına henüz işlenmemiş.

- Sizin sigorta kaydınız henüz tamamlanmamış, nedenini biliyor musunuz? ...

- Doktor bey bakın şimdi... Dünyayı iki büyük aile yönetiyor. Rockefeller ve Rothschild. Bakmayın siz Brexit hikâyesine Başbakan May hâlâ İngiliz emperyalizminin başıdır....

Doktor sorusuna cevap alamamanın sıkıntısı ve yaklaşan ameliyat saati nedeniyle, ayrıca da olgun bir adam olduğu için

- Peki efendim bunları daha sonra ayrıntılı konuşuruz... 5 dakika sonra ameliyathaneye gideceksiniz. Sizden ricam şu belgeyi imzalamanız...

Doktor hastasına imzalaması gereken belgenin içeriğini nedenini kısaca anlatır. Hasta,

- Peki tamam ama ben bir ıstampa rica edeyim

- Neden? Ne yapacaksınız ıstampayı?

- Doktor bey, benim okumam yazmam yoktur da parmak basacağım!

Aslında Türkiye tam da bu hastanın konumunda bir ülke. Devletiyle toplumuyla kelimenin gerçek anlamında hasta, cahil ve ukala.

* * *

Osmanlı'dan bu yana burada muhalefet geleneği, kültürü, refleksi yok denecek kadar az. Çok çeşitli nedenleri var: Biri, dini mesela. Padişah hem siyasi hem de dini lider konumunda. Çünkü aynı zamanda Halife. Yani Peygamber'in yeryüzündeki temsilcisi. Dolayısıyla ona karşı çıkmak Peygamber'e Allah'a karşı çıkmak olarak anlaşılır. Şimdilerde biri hem Parti Başkanı hem Devlet Başkanı ya. Seçim meydanlarında Parti Başkanı şapkasını takıyor. Ama biri kendisini eleştirdiğinde hemen Devlet Başkanı oluveriyor. Ve savcılar ''Cumhurbaşkanına hakaret'' davası açıyor.

Bugün memlekette kelimenin gerçek anlamıyla orta ve uzun vadeli bir muhalefet stratejisi geliştirebilmiş bir siyasi parti namevcut. CHP yönetimi zaten rejimin payandası olmuş. HDP binbir saldırı altında ayakta durmaya çalışıyor. Kendini muhalif sananlar da sadece kendi dar çıkarları açısından muhalefet yapmaya çalışıyor. Kürtler, solcular, liberaller, Kemalistler... Pek bir araya gelemiyor. Geldikleri zaman da birbirlerini yiyorlar. Bir de Cemaat var: Eski iktidar, yeni muhalif görünümlü müesses düzen yanlısı bir grup.

Ancak, bu durum Türkiye'ye has değil. Duvar 1989'da yıkıldığından bu yana sol, bütün dünyada ideolojik bir krize girdi. Popülist sağın, ırkçılığın yükselmesi karşısında sol, orta ve uzun vadeli bir muhalefet stratejisi geliştiremiyor. Bütün dünyada Trump, Putin, Erdoğan, Duterte, Bolsonaro, Orban vs... hüküm sürüyor. Toplumlarda da yabancı ve mülteci düşmanlığı, maçoluk, kadın ve çocuk cinayetleri artıyor, yükseliyor.

Ne var ki, dış dinamikler, Türkiye'deki iç dinamiklerin olumsuzluğunu tek başına açıklamaya yetmiyor. İktidar, her şeyi ya İsmet İnönü ya da karanlık dış güçlerle açıklıyor. Oysa ki herhangi bir olguyu, o olgunun dışındaki faktörlerle açıklamak mümkün değil. Rockefeller ya da Rotschild ailesi mesela.

* * *

Muhalefet açısından üç olumlu örneği hatırlayabiliriz: Fransa, İsrail ve İspanya. Fransa'da 39-45 Direniş döneminde Nazi İşgaline karşı Komünistler ve De Gaulle'cüler kendi kimliklerini muhafaza ederek, son derece olumlu bir işbirliğine girerek ülkelerini kurtardılar. Ve daha sonra da iktidara geçtiklerinde uygar bir iktidar-muhalefet diyalogu kurabildiler.

İsrail'de 1948 öncesinde henüz devlet kurulmamışken Likud ile İşçi Partisi de iyi bir muhalefet bloğu oluşturmuştu. Hiç de matah olmayan -çünkü siyonist, çünkü ırkçı- devletlerini kurunca da, İngiliz etkisi altında çift partili bir sistem kurdular.

Nihayet İspanya'da 1939-1975 Franco diktatörlüğü döneminde, özellikle sürgünde, mesela Fransa'da, İspanyol Komünistleri, sosyalistleri, liberalleri hatta Kralcıları iyi bir dayanışma ile birlikte güçlü bir muhalefet bloku oluşturmayı başarmıştı. İktidara geldiklerinde de bu farklı siyasi akımlar kendi konumlarına uygun bir şekilde yine uygarca birlikte çalışmayı sürdürdü.

Henüz muhalefette iken işbirliği, dayanışma hatta koalisyon kurabilenler iktidara geldiklerinde de bu ilişki türünü demokratik bir ortamda sürdürebiliyor.

Unutmayalım, köfte ile ekmek arasındaki orantı, iktidarla muhalefet arasında da mevcut. Recep Bey'in iktidar olduğu bir ülkede Kemal Bey'in ana muhalefet lideri olması normal mi anormal mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi