HDP’nin önceki dönem eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılanmasına devam ediliyor. Demirtaş’ın, "çözüm süreci" öncesinden başlayarak tutuklanarak cezaevine konulduğu 4 Kasım 2016 tarihine kadar yaptığı her konuşma, attığı her adım tek tek takip edilmiş. Bu açıklama ve konuşmalar içeriğinin suç teşkil edip etmediğine bakılmadan, polisler tarafından notlara dökülmüş. O notlara "fezleke" deniyor. O notlar da aynı şekilde Savcılıkça herhangi bir inceleme yapılmadan yargılamaya konu ediliyor. Buna da "iddianame" deniyor…
Demirtaş da tam bir yıldır işte bu fezlekelerin tek tek okunduğu, saatler hatta günler süren duruşmalarda yargılanıyor.
Bu hafta da duruşmalara devam edildi. Demirtaş, tutuklu bulunduğu Edirne Cezaevi’nden SEGBİS yöntemiyle yargılamaya katıldı. Sincan Cezaevi’ndeki adliye salonu yine bomboş…
Hem polisin aşırı derecede aldığı önlemler hem de Demirtaş’ı görmek için henüz yola çıkmadan otobüslerin durdurulup gözaltı işlemlerinin yapılması; davaya ilgiyi azaltıyor. Bu hafta duruşmaları sadece bir grup HDP milletvekilleri izliyor.
Demirtaş, beyaz bir gömlek giymiş üzerine de mavi ceketini geçirmiş. Yanında bulunan iki avukat da ifade sırasında kendisine eşlik ediyor. Ankara’daki duruşma salonunda da avukatlar, Demirtaş’ı savunuyor.
Fezlekelerde sıra 2011 yılındaki sivil Cuma namazları…
Bir sivil itaatsizlik eylemi olarak sivil Cuma namazlarının bir özelliği daha var. O da dinin genel olarak siyasete, özel olarak da bölgedeki güvenlik politikalarına alet edilmesine karşı bir duruş sergilemek.
8 Nisan 2011 yılındaki sivil itaatsizlik eyleminde o dönemki adıyla BDP’nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuşurken, alana gelen binlerce kişiye şöyle sesleniyor:
"Bu devletçi, ırkçı, Fethullahçı imamların arkasında saf tutmasınlar…"
Aradan 8 yıl geçti…
Demirtaş’a Sincan’daki duruşmada işte bu konuşmasını soruyor hâkim. Ancak küçük bir farkla. O konuşma, "Devletin imamların arkasında saf tutmasınlar" diye değiştiriliyor…
Demirtaş da şaşkın. Zira o gün o konuşmada "devletin imamları" değil, "FETÖ’nün imamları" ifadesini kullanmış. Davada görevlendirilen bilirkişiler de o konuşmaya dair haber bültenlerinin deşifrelerini yapmış. Konuşmaya dair Fox TV’deki haberde, Demirtaş’ın "FETÖ’nün imamları" ifadesini kullandığı; Samanyolu TV’de ise "Diyanet’in imamları" ifadesini kullandığı belirtiliyor. Ancak nasıl oluyorsa fezlekeye Samanyolu TV’deki ifadeler geçiyor.
Emniyet, Samanyolu Haber’in haberini suç kaydı olarak dosyaya koyuyor…
Evet, Emniyet onlarca televizyon kanalının haber görüntüsü elinde dururken, Demirtaş ile ilgili fezlekeyi Samanyolu TV’den yapıyor.
Çünkü Samanyolu TV, Demirtaş’ın sivil Cuma eylemi haberini verirken, "Fethullahçı imamlar" ifadesini sansürlemiş. Bilirkişi de bu görüntüler üzerinden Demirtaş için ‘Diyanet’in imamlarına uymaması çağrısı yaptığı görülmektedir’ yorumunu yapmış.
Demirtaş da şaşkın… O da şaşkınlığını, "'Bu devletçi, ırkçı, Fetullahçı imamların arkasında saf tutmasınlar' demişim. Emniyet bunu suç telakki edip delil olarak dosyaya koymuş Samanyolu Haber’den. Cemaatin televizyonu, oradan almışlar" diyor.
Demirtaş, duruşmada tüm bu kafa karışıklıklarına izin vermeden, o gün net olarak şunları söylediğini anlatıyor:
"İslamiyeti bugüne kadar koçbaşı olarak kullanan bir parti halkımızın kendi inisiyatifi ile meydanlarda kıldığı Cuma namazlarına hakaret edecek kadar pervasızlaşabiliyor. Camilerde Kürtçe hutbe okutmak neden yasaktır bunu açıklamıyor. Diyanet eliyle ırkçılığı ve Türkçülüğü yaymanın üstünü örtmek için halkın meydandaki kendi dili ile verdiği Cuma hutbelerini küçümseyerek hakaret ediyorlar. Buna karşın halkımız şunu yapmalıdır. Diyanetin gönderdiği Fetullahçı bütün imamları reddederek kendi içindeki imamın arkasında namaz kılmaya devam etmelidir."
Peki bunun neresi suç?
Diyanet’in ya da devletin görevlendirdiği imamın arkasında namaz kılmayı reddetmek Türk Ceza Kanunu'na göre bir suç mu? Cemaat kendi içinden imamını seçemez mi?
Fezlekeye göre bunlar suç değil ama satır aralarına bakılırsa, "Fethullahçı imamların arkasında saf tutmayın" demek suç.
Demirtaş hakkındaki o bilgi notlarını hazırlayan polislerin bazılarının, 96 fezlekede imzası olan savcıların 10’unun FETÖ’den tutuklu olduğunu anımsatalım.
Demirtaş davasının hemen her duruşmasının bu ve buna benzer çelişkilerle dolu olması da o yüzden şaşırtıcı değil.
Davanın bu duruşması üç gün süren oturumlarla sona erdi. Demirtaş, bu gibi toplam 96 fezlekeden yargılanıyor. Her duruşmada birkaç fezlekenin içeriğine dair konuşan Demirtaş’ın yargılamasının ne zamana kadar süreceği meçhul...
