İzmir kuşatması

Peki Kocaoğlu’nun İzmir’den yeniden aday olabilmesi ihtimali var mı? Benim Genel Merkez’de aldığım hava, tüm bunlara karşın Kocaoğlu’nun hiç şansının olmadığı yönünde…

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile dün Ankara’da CHP Genel Merkezi’ndeki bir grup gazeteci ile birlikte sohbet toplantısındaydık.
Türkiye 31 Mart seçimlerine usulsüzlük ve ihlal iddiaları nedeniyle daha şimdiden gergin bir ortamda gidiyor. Sadece Türkiye’nin genel gündemi değil, CHP’nin kendi iç gündeminde de kazan kaynıyor. Tüm bu tartışmalar içinde CHP Lideri oldukça sakin ve kendinden emin görüntüsüyle dikkat çekiyor. 
Malum bir gün önce CHP Genel Merkezi "İzmir kuşatmasına" maruz kalmıştı. Başkent gazetecileri, CHP’deki Parti Meclisi toplantısından artık İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının açıklanmasını beklerken; mevut belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’nun Genel Merkez ziyareti ile PM gündeminden İzmir konusu kalkmıştı. 
CHP Lideri ile Kocaoğlu’nun arasında gerginlik yaşandığı söylemlerine karşın Kılıçdaroğlu’nun bu iddiaları gülümseyerek geçiştirdiğini belirtelim. Genel Başkan, Kocaoğlu ile aralarındaki görüşmeyi gayet sakin anlattı ve "Tekrar aday olmak istediğini söyledi. Ben de sorun yok dedim" sözleriyle özetledi. Kocaoğlu, yazın gerçekleşen olağanüstü kurultay sürecinin de aktörlerinden biriydi. Olağanüstü kurultay talebi nedeniyle Kılıçdaroğlu’nun kendisine bir kızgınlığı var mıydı? Genel Başkan, bu iddiaların tersine Kocaoğlu’nun başarılı bir belediye başkanlığı yürüttüğü notuyla iddiaların doğru olmadığını ortaya koydu. 
Peki Kocaoğlu’nun İzmir’den yeniden aday olabilmesi ihtimali var mı? Benim Genel Merkez’de aldığım hava, tüm bunlara karşın Kocaoğlu’nun hiç şansının olmadığı yönünde… 
"Aziz Kocaoğlu bu çıkışının ardından bir hamle daha yapar da farklı bir partiden aday olur mu" sorusu Ankara’nın yanıtını aradığı sorulardan biri. Bu alternatif sadece Kocaoğlu için geçerli değil, tüm aday adayları için geçerli. Son virajda CHP’ye bu kartı gösteren çok sayıda aday adayı oldu. Hatta Kars’ta olduğu gibi aday gösterilmeyince istifa edenler de. Bu ve benzeri tercihler CHP Genel Merkezi için tamamen bir etik sorun. CHP Lideri, Kars’taki istifa için "Kişilik zafiyetini gösteriyor" yorumunu yaptı. Bu hamleler CHP’yi zor durumda da bırakıyor. 
Genel Başkan, "Bize böyle seçim kaybettirenler var" diyor. CHP Lideri bu sözleri Kars adayı için söylüyor ama diğer aday adaylarının tehditleri için de önemli. 

Türkiye, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayının kim olacağını merak ediyor; sorular da hep buradan geliyor. Kılıçdaroğlu "İYİ Parti ile görüşmelerin de neticesinde bunu belirteceğiz" diyor. 
Masada iki isim var: Tuncay Özkan ve Tunç Soyer. 
Kılıçdaroğlu, bu isimler söylendiğinde itiraz etmiyor ama deneyimli bir siyasetçi olarak rengini de ortaya koymuyor. Başka isimler de var mı? Bu konuda da renk vermiyor. 
Kılıçdaroğlu ile 11. katta Tunç Soyer’in şansını konuşurken; ilginç bir tesadüf aynı binanın alt katında bulunan müzede ise İYİ Parti’nin rezervine neden olan Nurettin Soyer’in imzası var! 
Nurettin Soyer, 12 Eylül döneminin ünlü savcılarından MHP Ana davasının iddianamesini yazıp Alparslan Türkeş ile birlikte 500 MHP’liyi hâkim karşısına çıkaran savcı. İYİ Parti’nin Tunç Soyer ismine rezerv koyması da bundan kaynaklanıyor. Sıkıyönetim Mahkemeleri'ndeki duruşmaları birebir izleyen Gazeteci Emin Özgönül’e sordum, Soyer’i. İlginç bir anısını anlattı: 
Siyasi parti faaliyetlerinin yasak olduğu 12 Eylül döneminde, Kastamonu’nda bir çorap/çamaşır dükkânı sahibi, vitrinine çorapları giydirdiği altı manken bacağı koyar. Biri de "Bunlar 6 ok", "Burada CHP propagandası yapılıyor" diye ihbarda bulunur. Dükkân sahibi tutuklanır, hakkında hazırlanan dosya ile birlikte bağlı bulunduğu sıkıyönetim mahkemesi olan Ankara’ya gönderilir. Suçlama 1402 Sayılı Sıkıyönetim Yasası'na muhalefet etme… Milli Güvenlik Bildirisi'ne aykırı davranarak, siyasi parti propagandası yapma. Dosya Savcı Nurettin Soyer’in önüne gelir, Soyer "Böyle saçmalık olmaz" deyip, dosyayı kapatır. Haberi yapan Emin Özgönül’e de o dosyanın kapatıldığına ilişkin evrakı verir. Emin Özgönül de evrakı yıllar sonra Deniz Baykal’a verir, Baykal da çerçeveletip CHP Genel Merkezi’ndeki müzeye koyar. 
Bugün Türkiye siyasetinin kilitlendiği İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı CHP’nin müzesinden İYİ Parti’nin hafızasına dokunan tortularını yaşıyor. Türkiye’nin girift, karanlık yollarında ikiye ayrılıp, yıllar sonra başka bir girift yolda yeniden bir araya gelen karmaşık bir politik yolculuk bu. Son durağında ise bir baba oğulun buluşması ilginç… 

İzmir’de süreç nasıl ve ne zaman sonuçlanacak?  
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce "Aday belirlenmesinin bu kadar uzaması da önemli" diye çıkışıyor CHP Genel Merkezi’ne. 
Kılıçdaroğlu dünkü görüşmemizde İzmir adayının belirlenme süresi için bir tarih aralığı verdi: 10-15 gün içinde açıklanacak. Bu süre içinde de ek anketler yapılacak. İl ve ilçe örgütlerinin görüşleri alınacak. 
Muhtemelen bu ay sonunda CHP tüm adaylarını açıklamış olacak. Ama tartışmalar bununla bitip seçim sürecine rahatça girecek değiliz! 
Türkiye’nin aday belirleme süreçlerinden daha çok tartışması gereken konu seçim güvenliği. Bir yanda arka arkaya çıkan Yüksek Seçim Kurulu’nun usulsüz seçmen kayıtları diğer yanda ise 24 Haziran seçimlerinde çokça tartışılan sandık güvenliği. 
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün 24 Haziran seçimlerinde yaşananlar için bir özeleştiri verdi. Ben bunu oldukça önemsiyorum. 31 Mart’ta sandık güvenliği için daha önemli bir denetim ağı kuracakları sözünü veriyor. YSK’nın usulsüzlük iddialarına karşı da hummalı bir çalışma başlamış durumda. 
Ana muhalefet bu seçimde sandık denetimi açısından nasıl bir sınav verecek göreceğiz; ama ana muhalefetin işi oldukça zor. Onu da Kılıçdaroğlu’nun tarif ettiği şu manzara özetliyor: 
"Şöyle düşünün iki boksör ringe çıkacak. Ring uluslararası standartlara uygun mu? Hakem YSK. Hakem diyor ki rakiplerden birinin elini kolunu bağlayın, ağzına bant yapıştırın. Ötekini de serbest bırakın. Bizde de tablo aynı…"

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi