Şaka gibi!

YSK, bir köyde, iki ailenin husumetini gerekçe göstererek, sandık taşıma kararı veriyor. İki aile aynı okulda oy kullanmaya gelirse kavga çıkar diye düşünmüş.

Ankara'da gazeteci olarak izlediğim ilk seçim 18 Nisan 1999 seçimleriydi. O günden bugüne geçen toplam 20 yılda, kaç tane genel seçim, yerel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi ve referandum izledim sayısı belli değil; ancak 31 Mart yerel seçimlerinin hepsinin içinde bambaşka bir vaka olarak yerini koruyacağına eminim. Bugüne kadar olmamış öyle çok olay baş döndürücü bir şekilde yaşandı ki; her şey şimdiden bir 1 Nisan şakası gibi...

Aslında bu seçimlerin bir 1 Nisan havasında geçeceğinin sinyallerini Binali Yıldırım vermişti. Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını açıklamasının ardından TBMM Başkanlığı'ndan neden istifa etmediğini, "Seçim bir siyasi faaliyet değil ki" sözleriyle açıkladığında, bir şakaya kurban gideceğimiz belliydi.

Sondan başlayalım:

Önceki gün fısıltı gazetesi bir başkan adayının ortadan kaybolduğunu yaydı başkente. Adres, Ankara Merkeze 35 kilometre uzaklıktaki Elmadağ ilçesi. Saadet Partisi'nin Elmadağ belediye başkan adayı Nuri Yurdakul, gece evine gelmemişti. Nuri Yurdakul'un eşi, haberi aktaran kaynağımın deyimiyle "Yenge Hanım", hemen partinin ilçe başkanını arıyor. Eşinin hâlâ eve gelmediğini söylüyor.

Yenge Hanım'ın eşinden, dostundan, akrabasından önce partiyi aramasının bir nedeni var. Çünkü son beş gündür kapısından vekiller eksik olmuyor. İktidar partisinin milletvekillerinden biri geliyor, biri gidiyor. Her biri de şansı ilçede epey yüksek olan adayına hafif tehditkâr, hafif cazip tekliflerde bulunuyor.

Son günlerde ziyaretler hayli artmış.

45 bin kişilik ilçede niye bu kadar ziyaret var demeyin. Çünkü Perşembe günü AKP'nin mitingi vardı, Cumartesi günü de Saadet o ilçede miting yapacak. Miting tarihi yaklaştıkça ziyaretler artıyor, ilçe adayı gündüz iktidar partisinin vekillerini zoraki evinde ağırlarken; gece de kendi partisinin mensuplarıyla harıl harıl Cumartesi mitingine hazırlanıyor. Ama ne oluyorsa oluyor, Çarşamba akşamı ortadan kayboluyor.

Tüm gece de eve gelmiyor. Eşi önde Saadet'liler arkada,

Sonunda "memleketten siyasetçi kaçırdılar" diye ayağa kalkarken;

Sabah, Nuri Bey'den bir haber geliyor: AKP'ye geçtim!

Nuri Bey kendi isteğiyle; Saadetliler tehditle bu transferin olduğunu söylesin, Çarşamba'nın sırrı 31 Mart'ın arifesinde kayıtlara geçsin.

***

Gelelim şaka gibi gerekçelerle üyelerinin görev sürelerinin uzatıldığı YSK'ya.

Şaka gibi gerekçelerle diyorum çünkü, CHP'nin, YSK üyelerinin görev sürelerinin uzatılmasına ilişkin kanunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru geçen günlerde reddedildi. CHP, Anayasa'nın 67. Maddesinde "Seçimlere bir yıl kala seçimlerle ilgili değişiklik yapılamaz" hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle, yasanın iptalini istemişti. Yüksek Mahkeme, YSK üyelerinin görev süresinin uzatılmasına ilişkin değişikliği, "seçim işlerinden" saymadığını açıkladı. Anayasa Mahkemesi'ne göre bu değişiklik özlük haklarıyla ilgili basit bir işlem!

Şaka gibi ama böyle...

Bu kararla önü açılan Yüksek Seçim Kurulu, geçen hafta tam 14 ilde sandıkların taşınmasına karar verdi. 95 bin seçmenin oy kullanacağı sandıklar taşınıyor. Peki YSK'nın sandık taşıma gerekçeleri neler?

YSK, bir köyde, iki ailenin husumetini gerekçe göstererek, sandık taşıma kararı veriyor. İki aile aynı okulda oy kullanmaya gelirse kavga çıkar diye düşünmüş. Koca köyde iki aile, bakkalda, tarlada, yolda, camide yan yana gelmiyor ya! Olur da oy kullanırken, yan yana gelirse diye...

Başka bir bölgede ise "slogan atıldığı, duvarlara yazı yazıldığı ve bildiri dağıtıldığı" gerekçesiyle, sandık taşınmasına hükmetti. Anlaşılan o ki; YSK'ya göre de slogan atmak, bildiri dağıtmak, seçim işi, seçim propagandasının bir parçası değil!

Bir başka bölgede ise geçmiş tarihlerde bir gasp olayının yaşanmış olması da YSK'nın sandık taşıma gerekçelerinden biri. Üşenmedim TÜİK rakamlarına baktım, sadece 2017 yılında gasp suçundan 12 bin 285 kişi cezaevine girmiş, yani binlerce gasp vakası yaşanmış. Böyle yaygın bir suçun, bir bölgede sandık taşınmasına gerekçe gösterilmesi de şaka gibi,

Ama gerçek.

Kısacası Binali Yıldırım öyle bir şaka havasına soktu ki Türkiye'yi,

Kendi geri adım attı ama görünen o ki diğerlerinin şakası olmadı!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi