Seçilmenin yasaklandığı ülke

Erdoğan yerel seçimle kendi iktidarını pekiştirme çabasını ortaya koyarken, seçim yarışına giren muhalefete 'Girersiniz ama seçilemezsiniz' ayarı çekiyor.

Yerel seçimlere sadece 9 gün kaldı. Ankara,İstanbul, Bursa, Antalya, Mersin, Manisa ve Kars bu seçimde rekabetin en çok kızıştığı iller.

Ankara'da 'Millet İttifakı'nın ortak adayı Mansur Yavaş'ın yarışı nerdeyse 8 puan önde götürdüğüne ilişkin haberler siyaset kulislerini hareketlendirdi. İstanbul'da Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu için 'bıçak sırtı' deniyor. Antalya ve Bursa'da CHP adaylarının şansının uzun bir aradan sonra arttığı konuşuluyor. Mersin ve Manisa'dan aynı yönde haberler geliyor. Kars'ta HDP'li aday Ayhan Bilgen'in yarışı önde götürdüğü haberleri dalga dalga yayılıyor.

Liderler seçim meydanlarında din, beka ve savaş söylemi üzerinden yürüseler de, yerel düzeyde adayların burun buruna yarışı var. Adana, Antalya ve Kars'ta muhalefetten sürpriz çıkışlar bekleniyor.

Bu kıyasıya yarıştan ne çıkacak?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk seçimi olacak yerel seçimlerin, partiler ve adayları arasındaki yarışı boşa çıkarmaya kurulu olduğu algısına nerdeyse herkes kaptırdı kendini. Yarışın nafile bir uğraş olduğunu düşünenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok.

Nasıl mı?

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş hakkındaki soruşturmalar ortada. Mansur Yavaş, AKP'nin iddiasına göre sahte senetle tahsilat yapmaya çalışmakla suçlanıyor. Yavaş ise tam tersine, sahte senetle kendisinin dolandırıldığını öne sürüyor. Şu an savcılıkta Mansur Yavaş hakkında daha önce soruşturmaya gerek görülmeyen bir dosya var. Savcılık, bu soruşturmayı sürdürüyor. Ancak bununla da yetinilmiyor. Bir de Mansur Yavaş hakkında, Necati Kesgin ile ilgili olarak bambaşka bir olaya ilişkin "suçu gizleme suçundan" soruşturma açılıyor.

Bu iki soruşturma karşısında da Cumhur İttifakı'nın liderleri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP lideri Bahçeli, Yavaş'ın seçilse bile başkan olamayacağını söylüyor.

Erdoğan, "Bu belgelerin ortaya çıkması, yargının Sayın Yavaş'la ilgili vermiş olduğu karar, kenara konulacak bir şey değil. Bu seçime böyle girebilse dahi seçimden sonra bunlar milletin önüne gelecek, milletin önüne geldiği zaman burada çok ciddi bir bedeli kendisi ödeyeceği gibi Ankaralılara de ödetme durumuna düşürür" diyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de "Türkiye'nin başkentini bu kadar sıkıntıya sokmamak lazım" değerlendirmesi yapıyor.

Özetle; Yavaş belediye başkanı seçilse bile hakkındaki soruşturmalar yüzünden başkanlığının düşürüleceğini iddia ediyorlar.

Peki düşebilir mi?

Yavaş'ın adaylığını Yüksek Seçim Kurulu resmileştirdi. Seçilmesi durumunda görevinden alınması mümkün değil. Çünkü Yavaş hakkında bir mahkûmiyet kararı yok. Eğer olsaydı zaten Yüksek Seçim Kurulu, Yavaş'a adaylık yolunu açmazdı.

İkinci bir soruşturma daha var: "Suçu bildirmeme suçundan" açılan soruşturma. Bu soruşturmadan bir ceza çıksa bile 'yüz kızartıcı suçlar' kapsamına girmediği için Yavaş'ın başkanlığının düşmesi yine mümkün değil.

Ancak, Erdoğan ve Bahçeli, Yavaş'ın seçilse bile görevden alınacağını öne sürerek Türkiye'nin başkentinde bir kaos yaşanacağı algısını yerleştirmeye çalışıyor.

Erdoğan'ın 2014 yerel seçimlerinde Batı illerinden seçilmiş birçok belediye başkanını türlü gerekçelerle görevden aldığı hafızalarda. Batı'daki adaylara ilişkin soruşturma ve görevden alma furyası bu dönemde de sürer mi bilmiyoruz. Ama şu an Yavaş'ın adaylığının düşmesine ilişkin tartışmanın hukuki zemininin olmadığını söyleyebiliriz.

Doğu'da da durum farksız değil.

İktidar, kayyım tehdidini halen elinde tutuyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP'nin kayyım illerini yeniden alacağı iddiasına sert bir dille karşı çıkıyor ve HDP'nin bu illeri kazanması durumunda yeniden kayyım sistemini devreye sokacağını açıkça ilan ediyor. Ama bu durumun da hukuki altyapısı yok.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Erdoğan'ın tehditlerini 'boş' görüyor: "OHAL süreci bitti iktidar artık kayyım atayamaz."

Açıkçası; tüm yollar cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin devreye girdiği Temmuz 2018'deki büyük tartışmaya çıkıyor: Tek adam rejimi, tek adam demokrasisi. Erdoğan yerel seçimle kendi iktidarını pekiştirme çabasını ortaya koyarken, seçim yarışına giren muhalefete "Girersiniz ama seçilemezsiniz" ayarı çekiyor. Bir çeşit yasak diyelim. Seçilmenin yasak olduğu bir ülke.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi