'Bu kez parlamentodan halka doğru yürüyoruz'

'Bu kez parlamentodan halka doğru yürüyoruz'
CHP'li Sezgin Tanrıkulu, 'Adalet Yürüyüşü'nün Türkiye'de bir ilki yaşattığını söylüyor. 'Hak arama mücadeleleri hep Ankara'ya doğru olurdu. CHP bu geleneği bozup halka doğru yürüyor' diyor.
 

Fatma YÖRÜR

 

Adalet Yürüyüşü 13'üncü gününde Bolu'yu geride bırakarak Düzce'ye ulaşıyor. Katılım ve coşku bugün de büyük. Zaman zaman yol kenarlarında yaşanan sataşmalar gerilime neden olsa da yürüyüşe gölge düşürmeye yetmiyor. Bolu'dan Düzce'ye girişte sataşmalar yoğunluk kazanıyor. Protestocu grupların rabia işareti yapmaları dikkatlerden kaçmıyor. Tertip komitesi bu tür sataşmalara hazırlıklı. Protestocu gruba karşılık vermeden yoluna devam ediyor kortej. Bugünün önemli konukları Gezi Aileleri... Yanlız bırakmıyorlar, Kılıçdaroğlu'nu... 

"PARLAMENTO SORUN ÜRETEN BİR MEKANİZMAYA DÖNÜŞTÜ"
Adalet Yürüyüşü'nün bugünkü etabının ilk konuğu Sezgin Tanrıkulu... Tanrıkulu bu yürüyüşü öncekilerden ayıran özelliklere dikkat çekerek başlıyor konuşmasına: Burada çok farklı bir şey yaşıyoruz. Genellikle hak talepli yürüyüşler dünyada ve Türkiye’de parlamentoya doğru olmuştur, başkente doğru olmuştur. Bugün ise Türkiye’de ana muhalefet partisi bir protesto yapıyor ve Ankara’dan İstanbul’a yürüyor.

Bu demek oluyor ki parlamento vesayet altına girmiştir. Sorun çözmekten uzaklaşıp sorun üreten bir mekanizmaya dönüşmüştür. Bu nedenle biz Ankara’nın dışında toplumla, yurttaşlarımızla buluşuyoruz. Herkesin mağdur olduğu yakındığı adalet talebiyle yollardayız."

"AKP, CHP BURADA DESTEK BULAMAYACAK ZANNETTİ"
AKP'nin dünün mağrudu bugünün zalimi olduğunu söylüyor Tanrıkulu. "Adalet ve Kalkınma Partisi at gözlükleriyle Türkiye'ye bakıyor. Kendileri dışında hiç kimseyi görmüyorlar. Dün mağdurdular, adalete ihtiyaçları vardı ama bugün zalimler, adaleti herkesten esirgiyorlar" diyen Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürüyor: Yürüyüşe Türkiye’nin her tarafından insanlar katılıyor. Başlangıçta AK Parti, "CHP herhalde bunu sürdüremez, kimse buna destek olmaz" diye düşündü. Ama topladığımız destek, buranın çekim merkezi olması ve kararlılığı görünce negatif bir algı oluşturmaya başladılar. Bütün bunlara rağmen biz bu algı yaratma çabasını da kıracağız. Yürüyüş Türkiye’de bir ortak vicdan yarattı. Adalet herkesin ortak isteği.

'İstanbul vardığınızda nasıl bir kent bekliyorsunuz?' diye soruyoruz Tanrıkulu'na, cevaplıyor: Çok etkileyici bir tablo çıkacak karşımıza. Türkiye'nin her kesimi bu yürüyüşe destek oldu. Kurumsal destekler de çok ciddi, sendikalar, dernekler ve vakıflar... İstanbul'a vardığımızda bu destek adalet talebiyle ortak bir zeminde buluşmalı. Herkes, inancını, partisini, politik görüşünü bir kenara bırakıp adalet çağrısına kulak vermeli. Bunu da başardık. Tabii ki Türkiye'de bu yürüyüşün bitmesiyle hayat güllük gülistanlık olmayacak veya Adalet ve Kalkınma Partisi "Ya biz nerede yanlış yaptık, hadi gelin bu işi düzeltelim" demeyecek.

"ADALETTEN KORKUYORLAR"
AK Parti'nin yürüyüşe yönelik saldırgan tavrının korkudan kaynaklandığını vurgulayan Tanrıkulu, "FETO'yla yatıp FETO'yla kalkanlar şimdi burada bizi "FETO"yla ilişkilendirip algı operasyonu yapmaya çalışıyorlar. Binlerce kişi yürüyor. Yani burada ilişkili bir kişi bulamazlar. Ama bununla bu yürüyüşü negatif yansıtmaya çalışıyorlar. Bu kadar saldırmalarının nedeni korku. Adaletten korkmaları. Hem Türkiye'de adalet hem ilahi adalet birgün bunları çarpacak. Bugün 24 günlük bir eylem hiç kolay değil. Herkes zor şartlarda ama kimse sıkıntı etmiyor çünkü artık buna mecburduk" diye tamamlıyor sözlerini. 



"BU YÜRÜYÜŞ BİREYSEL BAŞLADI AMA BİREYSEL BİTMEZ, SONUNA KADAR YANINDAYIZ"
Gezi Aileleri de 13'üncü günde yürüyüşte. Dört yıldır adalet aradıklarını söylüyorlar ve konuyu açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'ya getiriyorlar: Şu an birinci öncelik Semih ve Nuriye olmalı, onları yaşatmak zorundayız. Hükümet hemen onların taleplerini yerine getirmeli. Çok canlar yandı, artık yanmasın yeni acılar eklenmesin.

Berkin Elvan'ın annesi Gülsüm Elvan da orada. Yürüyüşü işaret ederek, "Çok güzel bir tablo" diyor. Adalet ararken tehdit edildiklerini söyleyen Elvan, şöyle konuşuyor: Son Ethem Sarısülük mahkemesinde polis bizi tehdit etti, sıra size de gelecek' dedi. Sosyal medyadan tehdit ediliyoruz. Adalet istemenin sonucu bu olmamalı. Onları yaşatmak zorundayız. Artık vicdana gelsinler. Olmayan bir yerde adalet arıyoruz. 6 Temmuz'da davamız var, lütfen orada olsun herkes, bu desteğe ihtiyacımız var.

Sözü Berkin'in babası Sami Elvan alıyor: Doğal ve geç kalmış bir yürüyüş ama Kemal Bey'in dediği gibi bıçak kemiğe dayandı. İnsanlar ve katılım çok güzel, İstanbul'a varışta da orada olacağız. Yolda protesto edenler oldu. Biz onlar için de bu ülkede adalet istiyoruz. Bakın burada herkes aynı sofrada, neden adalet, eşitlik olmasın? Adalet bir siyasi parti adı değildir. Hayata geçmeli.

Ali İsmail Korkmaz'ın annesi Emel Korkmaz da yürüyüşe katılanlardan. Katılmış olmaktan mutluluk duyduğunu söylüyor Korkmaz ve "Güzel bir kitle, burada olmaktan mutluyum, herkesin burada olması lazım. Şimdi bir arada durmak zamanı, bu yürüyüş bireysel başladı ama bireysel bitmez, sonuna kadar yanındayız. O kadar çok canlar yandı ki artık yeter. Başka canlar yanmasın artık. Bu da sadece adaletle mümkün. Nuriye ve Semih'e dönmemiz lazım yüzümüzü, onların durumu çok acil. Onların talebi acilen karşılanmalı" diye konuşuyor. 

 

 

Öne Çıkanlar