Adnan Oktar kimdir?

Adnan Oktar kimdir?
Hakkında 32 ayrı suçlama yöneltilerek gözaltına alınan Adnan Oktar'ın ismi son 25 yılda farklı soruşturmalar, suçlamalar ve açıklamalarla gündeme geldi.

Son yıllarda ise özellikle "kedicikler" olarak bilinen ve yapılanması içinde "kadın bacılar" olarak anılan kişilerle yaptığı televizyon programlarıyla gündeme geliyordu.

Yaptığı konuşmalarda "İslami yaratılış" adını verdiği teoriyi savunan ve Darwin'in evrim teorisini çürüttüğünü öne sürüyordu.

İLGİLİ HABER: ADNAN OKTAR VE DESTEKÇİLERİNE OPERASYON



Oktar hakkında 1999 yılında da örgüt suçlamasıyla yine dava açılmıştı. Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılandığı o dava kapsamında verdiği ifadeler, yapılanmasının ilk yıllarına ilişkin de ışık tutuyor.

1956 yılında Ankara'da doğan Oktar, 1979 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisini girdikten sonra kendi ifadesine göre "Adnan Hoca Grubu" isimli yapılanmasını da burada oluşturmaya başladığını söylüyordu: 1979-80 yıllarında Adnan Hoca Grubu olarak bilinen örgütlenmeyi tek başıma oluşturmaya başladım. O dönemde Yasin Gürlek ve 2-3 kişi daha benim yanımda idi. Daha sonra Akademi öğrencileri arasından 20-25 kişilik bir grup oluşturdum. Gürlek halen benim müridimdir ancak örgüt içinde bir görevi yoktur.

SAİD-İ NURSİ ETKİSİ

Oktar, "Harun Yahya" isimli internet sitesinde Mimar Sinan yıllarını "Güzel Sanatlar Akademisi, Fındıklı. Orayı gözüme kestirdim, orası çok iyiydi. Hem Marksistlerin çok yoğun olduğu bir yer, yani tamamen onların hakimiyetindeydi, hem de sanatın kalesi. Üstad Said-i Nursi Hazretleri de, sanat, marifet ve ittifakla karşı mücadele vereceğiz diyor, ateizme karşı. Ben tam yerine gidiyorum o zaman.



Oktar, "okulu üçüncü olarak kazandım. Okul benim için çok uygundu. Atölye çalışması vardı, devam mecburiyeti yani o kadar kontrollü değildi. Sabahtan akşama kadardı okul. Açıktı atölye de, yani inanılmaz kolay faaliyet yaptım Allah'a şükür. Darwinizm ile ilgili kitaplar dağıttım. Tebliğ yaptım, anlattım. Okul iyice doyduktan sonra, yani kanaatim geldikten sonra, ben dedim, şimdi Felsefe bölümüne geçeyim İstanbul Üniversitesi'nin. Üniversite imtihanlarına girdim. Orası da yine ilk tercihimdi, orayı da kazandım. Orada da faaliyetlerime başladım, devam ettim. Ama baktım ki, fert fert anlatmaktansa kitap olarak anlatmak daha etkili olacak, daha geniş kitlelere yönelecek. O zaman kitap yazmaya karar verdim" şeklinde anlatıyor.

1987'de Harun Yahya takma adıyla "Yahudilik - Masonluk" isimli bir kitap yazan Oktar kendi ifadelerine göre bu kitap yüzünden tutuklandı ve 9 ay cezaevinde kaldı.

ŞİZOFRENİ TANISI

Cezaevi sonrasında ise "şizofreni" teşhisi ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 10 ay kalan Oktar, Adli Tıp Kurumu'nun teşhisi "İdealist Pasoniye" (liderlik hezayanına sahip) çevirmesiyle tahliye oldu.

Oktar yine "Harun Yahya" isimli internet sitesinde, akıl hastanesi sürecini de şöyle ifade ediyor: Abdülhamit devrinden kalma eski bir binada 300 tane cinayet işlemiş akıl hastasıyla beraber, bahçeye çıkamayacak, telefon edemeyecek şekilde orada tutuldum, ki o zaman cinayet işlemiş akıl hastaları bile dışarıda geziyordu, ama bana bu yasaktı, hatta hemşirelerle, doktorlarla görüşmem de yasaktı benim, yani öyle bir durum vardı.

1991 yılında, 35 yaşındayken Bilim Araştırma Vakfı'nı kuran Adnan Oktar'ın yapılanması bu yıllarda büyümeye ve yapılanmasındaki kişiler de "Adnan Hocacılar" olarak anılmaya başlandı.

1999 yılında bir kez daha tutuklanan Adnan Oktar hakkında o dönemde başlatılan DGM yargılaması iki yıl sonra düşürüldü.



ERDOĞAN'I DESTEKLİYORDU

Adnan Oktar yapılanması, 90'lı yıllardan itibaren ünlü ailelerin çocuklarının gruba katılması ile de dikkat çekti. DGM yargılaması sırasında, "mürit" olarak tanımlanan bazı kişilerin ailelerinden meşru olmayan yollarla gelir elde edildiği iddiaları da dile getirildi.

Adnan Hoca, 2011 yılında kurduğu A9 televizyonunda "erkek kardeşler" ve "kadın bacılar" ile yaptığı müzikli programlarla daha fazla kamuoyu önüne gelmeye başladı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu da gündemine aldığı bu yayınlarla ilgili "Reyting kaygısıyla genç kızların cinsel meta olarak kullanılmaktan kaçınılmadığı, toplumun ahlaki değerlerini yozlaştıran bu tutumun ve aşırı dekolte giyim tarzının Adnan Oktar tarafından normalleştirilmeye çalışıldığı" ifadelerinin yer aldığı bir rapor yayınladı.

Dini içerikli konuşmalarında Said-i Nursi'ye sık sık atıflar yapan Adnan Oktar'a Nur cemaatinin geneli mesafeli yaklaşıyor.

Refah Partisi döneminde Necmettin Erbakan ile yakınlaşan Oktar, son dönemde kendisine ait yayın organlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da destekleyen mesajlar paylaşıyordu. (BBC Türkçe)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar