'Afrin'e zulüm taşıyorlar'

'Afrin'e zulüm taşıyorlar'
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Antalya Konyaaltı Açık Hava Tiyatrosunda düzenlenen Newroz kutlamasında konuştu.

HABER MERKEZİ - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Antalya Konyaaltı Açık Hava Tiyatrosunda düzenlenen Newroz kutlamasına katılarak bir konuşma yaptı. Newroz'un anlam ve önemine değinenTemelli, gündemki konulara ilişkin değerlendirmelerde de bulundu Temelli, şunları söyledi:

Newroz bir bayramdır. Ama zulmü anlamlı kılan Newroz’un direniş ruhudur. Zulme karşı, faşizme karşı Newroz ateşlerini yakmaya devam edeceğiz. Newroz ateşi barış ve özgürlük ateşidir. Nerede olursak olalım bu ateşi yakmaya devam edeceğiz. Bugün Dehaklar ÖSO olmuş, Afrin’i kuşatmış. Afrin’de özgürlük ateşini yakan 7’den 70’e herkese selam olsun!

Bizler barış dedik. 2013 Newrozunda Amed’de barış için mücadele sözü verdik. Barışın inşasının güç olacağını biliyorduk, savaştan beslenen bu zulüm iktidarının kolay kolay barışı var etmeyeceğimi biliyorduk. Nasıl ki 2013 Amed Newrozunda bu sözü verdiysek hala bu sözün arkasındayız. Selam olsun İmralı’ya, sözünden dönen namert olsun.

Sayın Öcalan bu ülkede nasıl bir arada yaşayacağımız, ortak vatanda demokratik cumhuriyeti anlatıyordu. Biz de söz verdik, hala devam ediyoruz. Bir arada yaşamak için, demokratik cumhuriyet için mücadeleye devam ediyoruz.

'CEZAEVLERİNDEKİ ARKADAŞLARIMIZIN SUÇLARI YOK, SEVDALARI VAR'

O gün bu mücadeleyi sırtlayanlar tam 500 gündür tutsak, selam olsun zulmün gözünün içine bakan kadına, Figen’e selam olsun. Selam olsun Gültan Kışanak’a Sebahat Tuncel’e.

O gün bu mücadeleyi yürüten, Türkiye’ye umut veren sevgili Selahattin’e, yoldaşımıza Selahattin Demirtaş’a da selam olsun. Tam 500 gündür tutsaklar. Hiçbir suç yok. Onların bir suçu yok, sevdaları var. Bu ülkeye barış gelsin diye yaptıkları mücadele var.

Dün mahkemedeydik, mahkeme demeye bin şahit lazım. Demirtaş geri adım mı attı? Asla. Hepimize cesaret vermeye devam ediyor. Demirtaş da Sırrı Süreyya Önder de bir kez daha örnek oldular.

'AFRİN'E ZULÜM TAŞIYORLAR'

Bu iktidar, bu kirli koalisyon peşinde koşan iktidar savaş siyasetinden besleniyor. O yüzden Afrin’i kuşattılar. 2015’ten bugüne, Suruç’tan Ankara Katliamı’ndan, Cizre’den, Şırnak’tan, Nusaybin’den bugüne aynı siyasetle ayakta durmaya çalışıyorlar. Şimdi Afrin’i kuşattılar. Afrin Afrinlilerindir. Orada sizin ne işiniz var? Sizin ne işiniz var ÖSO çetelerinin arkasında?

Çünkü Afrin’de huzur ve barış vardı. Halklar bir arada nasıl yaşanacağını gösteriyordu. Nasıl ki bütün Suriye coğrafyasını IŞİD ele geçirmişti, o zaman kimse sınırlarda terörist var demiyordu. Tam tersi o teröristlerle ticaret yapıyorlardı. Ama halklar direndi. Bütün Suriye çatışma içindeyken tek vaha Afrin’di. Afrin’de bir kurşun atılmamıştı. Orada Kürtler Türkmenler, Êzidîler her dinden her halktan insanlar barış vahası yaratmıştı. Siz şimdi oraya zulmünüzü taşımaya gidiyorsunuz. Buna asla izin vermeyeceğiz. Tüm dünyayı duyarlı olmaya çağırıyoruz. Bakın BM kararı var. Bu kararın hayata geçmesi gerekiyor. Afrin’de 400 bin insan yaşıyor Bu 400 bin insanın geleceği bizim elimizde. Bu zulme, bu vahşete, bu kıyıma karşı herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum.

Avrupa Parlamentosu (AP) da karar aldı. Ama AP’nin bu kararını tanımayacağını söylüyorlar. O kadar sıkışmış ki ancak ve ancak ölmüş gençlerin cenazelerinin üzerine elini koyarak ayakta duruyor. Biz buna izin vermeyeceğiz. İster Türk, ister Kürt gencecik evlatlarımızın bu iktidarın çıkarı için ölmesine izin vermeyeceğiz. Tüm anaları bu ölümlerin öne geçmeye çağırıyorum.

'SAVAŞ SADECE KÜRTLERE YÖNELİK DEĞİL'

Bu zulmü ancak biz bitirebiliriz. Bu zulmü savaşa karşı olanlar bitirebilir. Bu savaş sadece Kürtlere yönelik değildir. Kürtlerle savaşarak bütün toplumu baskı altına almak, diktatörlüğü inşa etmeye çalışıyorlar. Buna izin vermeyeceğiz. Biz halklar yan yana gelerek barış mücadelemizi yükselteceğiz. Başka bir yol bilmiyoruz. Dönen dönsün yolundan biz bu yoldan dönmeyiz.

Savaş her yerde. Bu zalimlerin savaşı her yerde. Kürde, kadına, işçiye, emekçiye tüm halkalara savaş. Nefret söylemi ile ayakta duruyor. Savaş Antalya’nın tarlalarında Kepez’de binlerce otelde. Savaş işsizlik, sofradan çalınan ekmek yok olan huzur demek. Buna izin vermeyeceğiz.

Savaşa karşı çıkmak sadece Kürt halkının değil, bütün halkların, kadınların, emekçilerin, gençlerin boynunun borcu, faşist iktidarı devirmenin yolu buradan geçiyor.

'ASLINDA EN ÇOK KORKAN KENDİSİ'

Geçen ay kongremizde dedik ki faşizme karşı omuz omuza. Şimdi faşizme karşı omuz omuza olma zamanıdır. Alevisiyle, emekçisiyle, kadınıyla yan yana gelmeliyiz. Bu tekçi anlayışa karşı, bu zulüm iktidarına karşı yan yana gelmeliyiz. Biz kongremizde aldığımız kararla "mahalle mahalle örgütleneceğiz" dedik. Bütün televizyonları ele geçirmiş, her yerde abluka var. Nasıl Afrin’i kuşatmışsa ev ev bizi kuşatıyor. Televizyonlardaki yalan yanlış haberlerle akıllarımızı kuşatmaya çalışıyor. Herkesi korkuyla sindirmeye çalışıyor. Aslında en çok korkan da kendisi. Korkmuyor olsa böyle mi dolaşır, korkmuyor olsa bu kadar mı ölüm güzellemesi yapar. Nasıl bir insandır ki ölümleri bu kadar kutsar.

Onların televizyonları, polisleri, jandarmaları varsa bizim de sesimiz var, nefesimiz var , gücümüz var: bu halkların gücü!

Yan yana gelmemizi engellemek için aramıza nefret tohumları ekmeye çalışıyor. Kürdü Türke, Aleviyi mütedeyyine, Türkü Ermeniye düşman etmeye çalışıyor. O kadar şirazesinden çıkıyor ki bir gün "kuranda reform" diyor, ertesi gün "reform olmaz" diyor. İnsanların kutsal saydığı dinine el uzatacak kadar aciz içinde. Bakıyor gündem yine gidiyor, İstiklal Marşının bestesine takılıyor. Yeter ki gündem yaratılsın, kimse bu savaşa bakmasın.

Eskiden sirkler vardı, cambaza bak derlerdi ve herkes cambaza bakarken cüzdanlar giderdi. İşte hikaye tam da bu Bu savaşı yürütenler bizim ekmeğimiz, geleceğimizi evlatlarımızı çalanlardır.

'SENDEN ALACAK ZERRE-İ MİSKAL AKLIMIZ YOK, BİZİM AKLIMIZ BİZE YETER'

İktidarlarını daim kılmak için akla hayale gelmeyecek ne kadar hile varsa bunu hayata geçirmek için zerre kadar ar yok. En son seçim yasası geçti. Bu yasayla kirli koalisyonlarını iktidar yapmaya çalışacaklar. Bu yasa 16 Nisan Referandumu’ndaki hilelerine kılıf uydurmaktır. Diyorlar ki "biz çaldık, şimdi de yasasını yapıyoruz." Buna YSK’yi de kamu çalışanlarını da valileri de alet ediyorlar. Bu seçim yasası her sandığın etrafına OHAL çemberi örmektir. Zaten OHAL koşulları altında seçmenlerin iradesine bugünden ipotek koymaktadırlar. Bütün bunlara rağmen bu konuda hala arzuladıkları oranlara ulaşamadıkları içinde Afrin kuşatması, zulüm devam ediyor.

Buna karşı çıkan herkesin sesini kısmak istiyorlar. Bize de yol gösteriyorlar; muhalefet de ittifak yapsın diyorlar. Bir kere senden alacak zerre-i miskal aklımız yok, bizim aklımız bize yeter. Bize yol gösterme, sen girdiğin yanlış yoldan dön. Bizim yolumuz barış yolu, bizim yolumuz güneşin çocuklarının yolu. Bize ittifak öğretene bak. O yaptığın şeyin adı ittifak değil, pazarlık. Sen kendi seçmenine bile güvenmiyorsun. Güvenmediğin için onların oylarına bugünden ittifak koyuyorsun. Bizim öyle bir derdimiz yok. Bu halk önüne baraj çıktığında yakıp gecen bir halk. Şimdi önümüze zulüm barajları dikiyorsun, onu da yıkacağız. Bu ülkeye barış gelecek, HDP’nin mücadelesi ile gelecek.

İttifak iyi bir şeydir. İttifakı nasıl yaptığınız önemli. İşte ittifak burada, alanlarda. Adı HDP, HDK. Toplumun tüm kesimleriyle, sokaklarda, mahallelerde yan yana gelerek gerçekleştirdiğimiz mücadelenin adıdır ittifak, senin yaptığın pazarlığın adı değil.

Yine yan yana geleceğiz Antalya’yı bu ceberrut anlayıştan kurtarmak, Türkiye’yi zulüm iktidarından kurtarmak için, Afrin’e barış gelsin diye yan yana geleceğiz İşte ittifakın ne olduğunu o zaman göreceksiniz. Demokrasi ve barış kararlığında olan herkesi yan yana gelmeye çağırıyoruz. Savaş karşıtlarını buluşmaya davet ediyoruz. Biz haklıyız, biz kazanacağız, mutlaka kazanacağız.

Öne Çıkanlar