Barış için Kadın Girişimi beraat etti

HABER MERKEZİ - Barış için Kadın Girişimi, geçtiğimiz Mayıs ayında, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın işe geri dönme talebiyle yaptıkları açlık grevinin 73. gününde, Barış için Akademisyenler'in Khalkedon nöbetinin 15. gününde  nöbetleri bir günlüğüne devralmıştı. Bu eyleme katılanlardan bir kısmı polis saldırısı sonucu gözaltına alındı. Dokuz kadına bu gözaltı sonrası dava açıldı. Kadınlar bugün konuya ilişkin açılan davada hakim karşısına çıktı. Kartal Anadolu Adliyesi 48. Asliye Ceza Mahkeme görülen duruşmaya kadınlar destek verdi.

Mahkeme, Barış için Kadın Girişimi'nden kadınlara ilişkin davada beraat kararı verdi. Beraat kararı sonrası Kartal Adliyesi önünde kadınlar "Nuriye ve Semih Yaşasın" dedi.

Bugün adalet Bikgli kadınlar için yerini buldu. Dava beraatle sonuçlandı. Nuriye ve Semih için de adalet, yaşam istemeye devam ediyoruz pic.twitter.com/521zjpssNz

— Barış için Kadınlar (@barisicinkadin) 9 Ocak 2018

Kadınlar duruşma sonrası yaptıkları açıklamada "Biz adaleti bulduk. Ülkede tüm haksız yere yargılanan ve tutuklu bulunan insanlar için de adalet talep etmeye devam edeceğiz." dediler. Barış için Kadın Girişimi yaptığı açıklamada:

"Bizler Barış için Kadın Girişimi olarak geçtiğimiz Mayıs ayında, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın işe geri dönme talebiyle yaptıkları açlık grevinin 73. gününde, Barış için Akademisyenler'in 15 gündür yapmakta oldukları Khalkedon nöbetini 16. gününde bir günlüğüne devralmıştık. Bu eyleme polis saldırısı sonucu bir kısmımız gözaltına alındı, kadınlar hakkında dava açıldı.
Aradan 235 gün geçti. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça tutuklandı, serbest bırakıldı. Semih Özakça beraat etti, Nuriye Gülmen cezalandırıldı. İkisi de henüz işlerine iade edilmedi. Açlık grevleri 300 günü aştı, hâlâ sürüyor. Onlara bir de 200 günü aşkın süredir açlık grevinde olan Esra Özakça eklendi. Gözümüzün önünde eriyip gitmelerine de maruz bırakıldıkları şiddete de hepimiz tanığız.
9 Ocak Salı günü açlık grevlerinin 308. günü olacak. O gün #NuriyeVeSemihYaşasın demiştik, bugün de aynısını diyoruz. Ölümün değil yaşamın, KHK'larla egemen kılınan haksızlığın/hukuksuzluğun değil adaletin yanında olmayı sürdürüyoruz."  dedi.