Baydemir: Eren'e sıkılan kurşunu reddediyoruz

Baydemir: Eren'e sıkılan kurşunu reddediyoruz
Eren’i operasyon bölgesine götürenleri kınayan Baydemir, 'Hepimizin çabası Erenlerin, Ceylanların, Uğurların, Mirayların, Veysellerin toprağa düşmemesi içindir' dedi.

HABER MERKEZİ- HDP’nin Vicdan ve Adalet Nöbetleri Diyarbakır, İstanbul ve Van’ın ardından İzmir’e taşındı. Nöbet, polis engeline rağmen Parti Sözcüsü Osman Baydemir’in grup toplantısı konuşması ile başladı. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Baydemir, 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün Maçka’da hayatını kaybetmesine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedefine almasına da değindi. 

Baydemir'in konuşmasının satır başları şöyle:

"Amed, İstanbul ve Van’ın ardından bayrağı büyük bir onurla İzmir’e taşıdık. Herkes farklı, herkes eşit olsun diye vicdan ve adalet dedik. Onlar demokratik siyasetin bütün kanallarını tıkıyorlar. Bugün İzmir’de karşılaştığımız manzara, birlikte yaşamın sesini, soluğunu abluka altına almaktır. Dayanışmak için gelenlere korku salıyorlar. Üstü açık bu cezaevi Türkiye’ye dayatılan zindanın fotoğrafıdır. Vicdan ve adaletle bu zindanın kapılarını açacağız. Özgürlük bu ülkede her bir yurttaşın teneffüs ettiği bir atmosfer olana kadar durmadık durmayacağız. Demokratik siyasetin önündeki engeller kalkana kadar Ege’den binlerce kez selam olsun Demirtaş’a, Yüksekdağ’a. Onlar özgür olana kadar durmayacağız, faşizmi durduracağız. İnsan hakları savunucuları özgür kalana kadar durmayacağız faşizmi durduracağız. 

'FAŞİZM ÖYLE BİR İLLET Kİ MİKROFONDAN KORKUYOR'

Faşizm öyle bir illettir ki aydınlıktan korkuyor, hakikatten korkuyor. Sesten korkuyor, sesten! Şu konuştuğum mikrofonun bu alana alınmasından korkuyor. And olsun ki özgürlüğün sesi susmayacak. Bütün bu barikatlar bütün bu hezeyanlar onların korkularının dışavurumudur. Korkunun da ecele faydası yoktur. Bu coğrafya mutlaka aydınlığı kucaklayacaktır.

Her aydınlık fikir, düşman olarak görülüyor. Binlerce eğitimci bilim ortamından uzaklaştırıldı. Sadece Ege’de onlarca akademisyen görevden uzaklaştırıldı. Onlar ‘savaş bir suçtur’ dedikleri için bu muameleye maruz kalıyorlar. Çünkü faşizm savaştan besleniyor. And olsun ki savaşı durduruncaya kadar durmayacağız. 

'DOĞAYA DA ZULMEDİYORLAR'

Sadece insana değil doğaya da zulmediyorlar. Bugün Dersim’de ormanları yakıyorlar. O yangınlar sönünceye, yanan ağaçların yerlerine binlerce ağaç dikinceye kadar durmayacağız. Faşizmi durduracağız. 

'DAVULU AKP SIRTLADI TOKMAĞI DARBECİLERE VERDİ'

TBMM’de milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması milletin iradesine darbeydi. Parlamentoda tüm milletvekillerimiz ve grup başkanvekillerimizle hep birlikte haykırdık: Eğer siz milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırıp savaş suçu işleyenlere dokunulmazlık zırhı verirseniz darbe mekaniği devreye girer. Darbe girişiminden tam bir gün önce 14 Temmuz’da bir yasa onaylandı. Şehirleri yakanların, yıkanların yargılanmayacağına dair bir yasa. Hemen ertesi gün darbe gerçekleşti. Çok açık davulu AKP sırtlıyordu, tokmağı darbecilere vermişti. Bu tablonun yegane sebebi AKP-MHP ittifakının faşist bir rejim inşa etme arzusudur. 

Eğer gerçekten darbeye karşıysanız savaş suçlularının işkencecilerin dokunulmazlığını sağlayan yasayı geri çekin. Çekmezseniz siz darbecisiniz. Kim demokrasiye karşı suç işlediyse hukukun üstünlüğü politikasını birlikte yaşama geçirelim. Siz darbenin mağduru değil, darbenin planlayıcısı, zemin hazırlayıcısı ve "Allah’ın lütfu olarak görerek karşı darbeyi gerçekleştirensiniz. Darbe kimden gelirse gelsin Vicdan ve Adalet Nöbeti darbeye de darbecilere de karşıdır. 

'CEMAATLE İŞBİRLİĞİNİZ DEVAM EDİYOR'

Çıkıp diyorlar ki "Cemaat kumpas kurdu". Tamam, cemaat kumpas kurdu da 12 yıl boyunca kim besledi. Bu ülkede vali olmanın, müdür olmanın, kaymakam olmanın herhangi pozisyona gelmenin ölçütü idi cemaatle ilişkili olmak. Bunu siz sağladınız. Şimdi de diyorlar ki , "Cemaat bize kumpas kurdu. Bu bir terör örgütüdür". Peki, öyleyse neden Demirtaş, Yüksekdağ, milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler hala cemaatin hazırladığı fezlekelerden yargılanıyor. Demek ki işbirliğiniz devam ediyor!

'ELİNİZDEKİ İDDİANAMELER SUÇ BELGESİ OLACAK'

Öyle bir noktaya getirdiniz ki adalet sadece sizin tabelanızdan ibaret. Adliyenin kendisini AKP borsasına dönüştürdünüz. AKP borsasında işleyen tek bir kağıt var. O da cemaatin görevden alınan savcılarının bizler hakkında hazırladıkları fezlekeler, iddianameler. Bir gün gelecek adalet tecelli edecek ve bu kağıtların hepsi elinizde suç belgesi olarak kalacak. 

'BADEM AKILLI...'

AKP Genel Başkanı sözüm ona 40 yıllık bir mücadele geleneğinin sözcüsü olduğu iddiasını öne sürüyor. Öyle bir siyasi gelenek ki "Guantanamo’daki insanlık dışı vahşet inancıma yapılıyor" diyor. O davanın sözcüsü olduğunu söyleyen AKP Genel Başkanı Guantanamo’dan ilham aldığını söylüyor. Bu açıklamadan hemen sonra 10 cezaevinde gardiyanlar harekete geçti ve şimdiden işkence süreci başladı. İnsanlık onuru işkenceyi yendi, yenecek!

Bir badem akıllı çıkmış tek tip elbisenin rengi de badem rengi olacak diyor. Bu fikri veren akıllı bilmiyor mu ki orada insanlık ailesinin bütün değerleri ayaklar altına alınıyor. Kimse demiyor mu sana kendi davanla çelişiyorsun. Sen iflas bayrağını çekiyorsun demiyor. 

'METAL YORGUNLĞU YOK İFLAS VAR'

Ey AKP, Ey AKP Genel Başkanı, senin teşkilatlarında bir metal yorgunluğu yok, senin mantalitende iflas var, iflas. Bu mantalite ile bu ülke yönetilemez. Öyle bir noktaya getirdiler ki adalet ve yargı mekanizmasını bir partinin diğer bütün partilerden öç alma mekanizması haline getirmişler. 5000’i aşkın hakim savcı görevden alındı, bütün hakim ve savcıları AKP’li MHP’li yapacaklar. Yetmedi savunma hakkını ortadan kaldırdılar. Hakkında herhangi bir suç isnadı olan bir avukat, örneğin basın açıklaması yapmış olan bir avukat mesleğini icra edemeyecek. Savcının, avukatın, hakimin AKPli, MPH’li olduğu bir Türkiye inşa etmeye çalışıyorlar. Adalet size de lazım olacak o gün geldiğinde bizler sizler için de adalet, vicdan diyeceğiz. Size benzemedik benzemeyeceğiz!

'EREN'E SIKILAN KURŞUNU REDDEDİYORUZ'

Vicdan ve Adalet Nöbetinin en önemli amaçlarından biri yaşatmaktır. Yaşam hakkına sahip çıkmaktır. Eren’in, Erenlerin toprağa düşmemesi için vicdan ve adalete sarılmak dışında çıkış yoktur. Bir kez daha bu meydandan bütün 80 milyonun vicdanına hitap ediyorum, Erenler, Erenleri toprağa düşürenler sizler sorumlusunuz, Eren’e sıkılan kurşunu reddediyoruz. Eren’i operasyon bölgesine götürenleri kınıyoruz, götürülmesini kabul edilemez buluyoruz. Hepimizin çabası Erenlerin, Ceylanların, Uğurların, Mirayların, Veysellerin toprağa düşmemesi içindir. Tıpkı Nazım’ın ifade ettiği gibi: 

Yaşamak:
Birer birer
Ve hep beraber
İpekli bir kumaş dokur gibi…
Hep bir ağızdan
Sevinçli bir destan
Okur gibi
Yaşamak…

Yeni Erenlerin, Uğurların, Ceylanların, Mirayların toprağa düşmeyeceği günler gelinceye kadar vicdan ve adalet çağrımız durmayacak. Faşizmi hep birlikte durduracağız, yaşamı kazanacağız. 

'DEMİRTAŞ'I TUTUKLAYANLARIN HEDEFİ KILIÇDAROĞLU'

HDP hiçbir şartta ve koşulda milletin iradesine gitmekten çekinmez. Hodri Meydan! Milletin iradesi ise Demirtaş, Yüksekdağ, belediye başkanları neden cezaevinde. Mesele tek tip bir toplum yaratmak. Bugün Demirtaş, Yüksekdağ, milletvekilleri, belediye başkanları cezaevinde çünkü 16 Nisan referandumuna muhalefetsiz gitmek amaçlandı. Şimdi AKP-MHP ittifakının erken seçim tartışmalarının hedefinde sadece biz yokuz, hedefinde İzmir de var. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyum atayanların bir hedefi de İzmir Büyükşehir Belediyesine kayyum atamaktır. Demirtaş’ı tutuklayanların bir hedefi de Kılıçdaroğlu’nu tutuklamaktır. CHP milletvekillerini tutuklamaktır. Geç olmasın diyorsanız eşitlik, demokrasi, özgürlük ortak paydasında buluşmanın, faşizmi durdurmanın tam zamanıdır."

Öne Çıkanlar