'Belki 304 gün sonra yeniden buluşuruz'

'Belki 304 gün sonra yeniden buluşuruz'
Minez Bayülgen Öğreten, Sevgi Kanaat ve Tülay Çelik. Onlar aylar sonra bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak 3 gazetecinin eşi. 'Belki bir mucize olur yine buluşuruz' diyorlar.

Aynur TEKİN


ARTI GERÇEK - RedHack tarafından yayınlanan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a ait maillerden haber yaptıkları için tutuklu yargılanan eski Diken Haber Editörü Tunca Öğreten, Birgün Gazetesi çalışanı Mahir Kanaat, KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) Haber Müdürü Ömer Çelik 304 gün sonra, hâkim karşısına çıkıyor. İlk duruşması bugün Çağlayan Adliyesi’nde yapılacak olan davada, gazeteciler "Örgüt propagandası yapmak", "Bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme", "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına faaliyette bulunma" suçlamalarıyla yargılanıyor. Öğreten, Kanaat ve Çelik’in eşlerine duruşma öncesi nasıl bir gün geçirdiklerini ve duruşmayla ilgili beklentilerini sorduk. Gerginlik ve umudu bir arada yaşayan eşler, Artı Gerçek’e konuştu:

"GERGİN VE HEYECANLI BİR GÜN"

Tunca Öğreten’in cezaevinde evlendiği eşi Minez Bayülgen Öğreten, "Çok gergin ve heyecanlı bir gün geçirdiğini söyledi. Bayülgen, ‘tutukluluğa devam’ kararının çıkma ihtimalini çok güçlü görse de umudunu koruyor ve şöyle diyor: "Belki bir mucize gerçekleşir ve 304 gün sonra yeniden buluşuruz."

"Dava, Bakan Albayrak’ın avukatlarının katılım talepleriyle birlikte sıkıntılı bir hal aldı. Sık sık dile getiriyorum, Bakanın kişisel e-mail adresinin hacklenmesine öfke duymuş olmasını elbette anlıyorum. Ancak bu e-mailleri ortalığa saçan mercii Wikileaks’dir. Söz konusu e-mailler, Avrupa’daki pek çok basın kuruluşunda haber oldu. Kimse de bundan ötürü hapse girmedi. İddianame de bir tuhaf. Başlıyorsunuz okumaya önce "Örgüte yardım ettin" diyor, sonra "Belki de bir devlet sırrı paylaşmış olabilirsin" diyor, sonlara doğruysa "Sen hackersın" diyor. Haliyle işin içinden çıkamıyor ve de öngörüde bulunamıyorsunuz."

"Gazeteci arkadaşlar olağanüstü bir kampanya yürütüyorlar, her birine minnettarım. Bu güçlü kamuoyu, bu davanın tüm ayrıntılarını yeniden gözler önüne serdi, e-mailler ve içerikleri yeniden hatırlatılıyor. Bilemiyorum, davacı ben olsaydım herhalde bundan rahatsızlık duyardım."

"İNSAN MESLEĞİNİ YAPTIĞI İÇİN TUTUKLANAMAZ"

BirGün Gazetesi’nden Mahir Kanaat’ın eşi Sevgi Kanaat, her şeyden önce eşini göreceği için çok heyecanlı olduğunu ifade ediyor. Tutukluğun devamına karar verilmesi durumunu göz önünde bulundurarak, kızı Eylül’e duruşmayla ilgili bir şey söylemediklerini belirtiyor. Kanaat çiftinin ikinci çocukları Poyraz, babası cezaevindeyken doğmuştu.

"Umuyorum ki Mahir, Tunca ve Ömer'i alacağız. Çocuklar bilmiyor; eğer tutukluluğun devamı diye bir karar çıkarsa Eylül'e bunu bir kez daha açıklayamayız diye söyleyemedik. Tahliye olması durumunda süpriz yapmış olacağız, ona tekrar dünyaları vereceğiz. Poyraz da malumunuz her şeyden habersizce büyüyor ne yazık ki, ama onur duyacağı bir babası var, bunun bilinciyle büyüyecek."

"Hukuki bir süreç işlerse tahliye olacaklarından eminiz, çünkü bir insan mesleğini yaptığı için tutuklanamaz, bunu kabul etmemizi beklemesinler. Tutuklama için ellerinde en ufak bir şey yokken tutukladıklarından dolayı, bir şey tahmin etmek çok güç. Hiçbir karar süpriz olmayacak, tahliye olmalarını talep ediyoruz ama."

"Mahir adına konuşayım, 25 Aralıktan itibaren hiç yalnız bırakılmadı, ne o, ne de biz. Yanımızda olan herkese büyük bir teşekkürü borç biliriz. Onların haklılığını biliyorum ama sendikaların, STK'ların böyle büyük bir desteğinin olması haklılıklarını daha çok ortaya çıkarıyor, bu da bize daha çok onur veriyor. Mahir, Tunca ve Ömer insanlara yalan söylemedikleri, eğilip bükülmedikleri için tutuklular. Gerçekten hayatında hep dik durdu, insani ilişkilerinde de, yanlışa yanlış, doğruya doğru dedi. Tekrar herkese çok teşekkürler, iyi ki varlar, sesimize ses katıyorlar."

OĞLU 34 GÜNLÜKKEN GÖZALTINA ALINDI

Diha Haber Müdürü Ömer Çelik’in eşi Tülay Çelik, duruşmayı takip etmek için Diyarbakır’dan İstanbul’a geldi. Bebekleri henüz 34 günlükken Ömer Çelik’in gözaltına alındığını belirten Tülay Çelik, "Davayı oğlumla beraber takip edeceğiz" diye konuştu.

 "9 sayfalık bir iddianameyle 3 insan 10 aydır cezaevinde, tek suçları ise haber yapmak. 70 milyon insanın bildiği şeyi haberleştirdikleri için yargılanıyorlar. Berat Albayrak müdahil olduğu için adaletin bağımsız bir karar verebileceğini sanmıyorum. Ondan dolayı stres var; ama eşim ve diğer arkadaşlarımızı alacağımıza inanıyorum. Çıkmazlarsa da umutsuzluğa kapılmıyorum. Bu ülkede binlerce insan asılsız suçlamalarla içeride, ben de yalnız değilim bu durumda. Bir kişi bile bu şekilde içeride kalsa bizim için büyük bir yük. Eşim de onlardan biri ve mesleği gazetecilik. Umarım yarın daha iyi haberler alırız."

"Ben Diyarbakır’da yaşıyorum, eşim Silivri Cezaevi’nde tutuklu. Biz iki ayda bir açık görüş yapabiliyoruz, ayda bir Diyarbakır’dan İstanbul’a geliyorum. Eşim, bebeğim 34 günlükken gözaltına alındı ve bir ay sonra da görüşüne gelmeye başladık. Bu kimin başına gelse zor bir süreçti. Diyarbakır’da yalnızdık. Oğlumla 11 ayı bu şekilde bitirdik. Biraz slogan gibi olacak ama gücümüzü haklılığımızdan aldık. Eşimin yanlış bir şey yapmadığı ve yanlış bir yerde durmadığını bildiğim için bir şekilde güçlüyüz ve yarın oğlumla beraber davayı takip edeceğiz."

"Bu dava Ömer, Tunca ve Mahir şahsında bu tüm gazetecilere ve haber alma özgürlüğüne yönelik bir tehdit. Eşim çıkacak bu haberleri yapacak, arkadaşları da yapacak, cesaretli insanlar var. Onların hepsini davaya bekliyorum."

Öne Çıkanlar