'Demokrasinin Türkçesi: Ben ya da kaos'

'Demokrasinin Türkçesi: Ben ya da kaos'
Alman Der Spiegel dergisi 'Erken seçimin önümüzdeki ayların daha zor olacağının farkında olan Erdoğan'dan başka kimseye yararı yok' değerlendirmesi yaptı.

ARTI GERÇEK- Cumhurbaşkanı Erdoğan dün itibariyle erken seçim tarihini açıkladı. 24 Haziran'da yapılacak seçimlere yaklaşık 66 gün var. Seçimler Türkiye vatandaşlarının yurt dışında oy kullanmaya başlaması nedeniyle Avrupa ülkeleri tarafından da yakından takip ediliyor. En fazla Türkiyeli nüfusun yaşadığı Almanya bu ülkelerin başında geliyor. 2017 referandumu başta Almanya olmak üzere, Hollanda, Avusturya, İsviçre gibi ülkelerle Türkiye arasında ciddi krizlere neden olmuştu. Bu tecrübeyi yaşayan Almanya'nın gündemindeki konulardan biri de Türkiye'nin erken seçime gidiyor olması. Alman Der Spiegel dergisi muhabirlerinden Hasnain Kazim, 'Erdoğan'ın Erken Seçimi: Ben Ya da Kaos' isimli yazısında erken seçimi yazdı.

Erdoğan'ın seçimleri iktidarını güvenceye almak için yaptığına dikkat çeken Kazim, öte yandan bunun muhalifler için iyi bir fırsat olduğunu belirtti. Ancak Erdoğan'ın kendisinden rahatsız olan yurttaşların bu fırsatı değerlendirmesine izin vermeyeceğini ifade eden Kazim, şunları yazdı: 

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politikası çok şeffaf. Haftalardır beklendiği gibi şimdi erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapmak istiyor. Aslında Kasım 2019'da yine Erdoğan'ın başkan seçilmesi beklenen seçimler olacaktı ama şimdi seçmenler 24 Haziran 2018'de seçim sandığına cağrılıyor. Neden? Kime fayda sağlar? Bu seçimlerin şu anda önümüzdeki ayların daha zor olacağının farkında olan Erdoğan'dan başka kimseye yararı yok. Taraftarları Afrin'deki askeri harekatın sarhoşluğu içerisindeler, bu harekata karşı olan, insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen herkesi "terörist taraftarı" olarak suçluyorlar. Türk ekonomisi, lira değerindeki hızlı düşüşe rağmen büyüyor. Şimdi muhalefet zayıf ve bu halde erken seçime giriyorlar.

Seçim Erdoğan'ın kendi çıkarları için yapılıyor. Bu seçimle uzun zamandır yürürlükte olan kendisi tarafından planlanan cumhurbaşkanlığı sistemi için, yaklaşık bir yıl önce Türkler bir referandumda oy kullandı ve çoğunluk 'evet' dedi. Erdoğan, yasal olarak mümkün olan en büyük güce sahip olmayı hemen bugün istiyor. Cumhuriyetin 100. yıldönümününün kutlanacağı 2023'te Türkiye devletinin başına geçmek hedefine bir adım daha yaklaşıyor. Erdoğan daha sonra, son birkaç yıl içinde laik mirasını adım adım yok ettiği Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk gibi bir lider figür olmak istiyor.

CİDDİ BİR MEYDAN OKUYUCU YOK

Ancak seçimlerde de bir fırsat var: Türkiye, gazetecilerin sindirme ve hapsedilmelerine karşı, Suriye'deki askeri harekata karşı, muhaliflerin ve eleştirmenlerin "teröristler" olarak suçlanmalarına karşı, otokrasiye, özgürlüklerin kaldırılmasına karşı, kendi ülkesinin güneydoğusunda teröre karşı önlem adı altında kamufle edilen savaşa karşı, Kürtlerle barış görüşmeleri, demokrasi, güçler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve Avrupa yanlısı bir yön için oy kullanabilirler. Erdoğan'a karşı oy kullanabilirler. AB'ye girmenin tek yolu bu olurdu, çünkü Başkan Erdoğan'la, kesinlikle Türkiye AB'ye girmeyecek.

Ama Türkiye'deki insanlar bu şansı kullanmayacaklar; kullanmamalari için Erdoğan elinden geleni yapacak. Tıpkı 2015'te AKP tek başına iktidardayken kaosa sürüklendiği gibi, eğer anket sonuçlarına güvenilebilirse Erdoğan'ın kıl payı kazanamaması durumunda yine ülke kaosa sürüklenecektir. Böylelikle Erdoğan şöyle deme hakkına sahip olacak: "Sadece benimle birlikte istikrar olacaktır. Eğer beni seçmezseniz, çöküş kaçınılmazdır!" Bu stratejiyle daha önce AKP'nin çoğunluğu ele geçirdiği seçimleri kazandı. İslam popülizmine de insanlar kanıyorlar: Birçok insana göre büyük Erdoğan, Türkiye'ye iyi geliyor.

Çok ciddi bir meydan okuyucu olmayacak. Aslında muhalefette olan milliyetçi MHP'nin bizzat kendisi Erdoğan için yarışıyor. Hatta en büyük muhalefet partisi Kemalist CHP, kendisini gölgede bırakıyor ve tek gerçek muhalefet HDP'nin başkanları da hapiste.

Bu demokrasinin Türkçesi.  (Çeviren: Ayşegül KARAKÜLHANCI DUMAN)

Öne Çıkanlar