Binali Yıldırım'dan itiraf: Ekonomik sıkıntı var, yaşadıklarımız ortada

Binali Yıldırım'dan itiraf: Ekonomik sıkıntı var, yaşadıklarımız ortada
'Hedeflediğimiz göstergeler şaştı.'

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Belarus ziyaretinin ardından Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar'a Türkiye ekonomisinin yaşadığı krize ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'de ekonomik bir krizin olduğunu "Ekonomik sıkıntı var. İşte yaşadıklarımız ortada. Hedeflediğimiz göstergeler şaştı" sözleriyle itiraf eden Yıldırım, yaşanan sıkıntının reel sektörde olduğuna dikkat çekti. Türkiye ekonomisinin borçlanarak büyüdüğüne işaret eden Yıldırım, "ABD’nin bu yolla 4.5 trilyon dolar, AB ülkelerinin 2.4 trilyon Euro çektiği söyleniyor. Bu nereden gidiyor? Borçlanma ile kalkınma sürecini tamamlamaya çalışan ülkelerden gidiyor." diye konuştu.

Vahap Munyar'ın Hürriyet'te "Sıkıntının kaynağında parayı ‘gelişmişler’in çekmesi var" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Binali Yıldırım’a Belarus ziyaretinin ardından Minsk-Ankara yolundaki sohbet sırasında son aylarda her ortamda sorulan soruyu aktardık:

- Özellikle küçük ve orta ölçekli işletme sahipleri, sokaktaki vatandaş, "Bu iş düzelecek mi?" diye soruyor.

Yanıta şöyle girdi:

- Ciddi bir ekonomik sıkıntı ile karşı karşıyayız. "Değiliz" demek yanlış olur. Ekonomik sıkıntı var. İşte yaşadıklarımız ortada. Hedeflediğimiz göstergeler şaştı.

Sıkıntının nedenleri üzerinde uzun uzun konuşulabileceğini belirtip, sürdürdü:

- Bu sıkıntı öncekilerden biraz daha farklı. Geçmişteki kamunun içine düştüğü sıkıntıydı. Bu sefer kamu doğrudan sıkıntının merkezinde değil. Sıkıntı, reel sektörde, iş âleminde...

Reel sektörü de finans sektörünün sıkıştırdığına işaret etti:

- Finans sektörü de küresel şartlar nedeniyle rahat değil.

Bu noktada 2002-2012 dönemine döndü:

- 2002-2012 döneminde Türkiye’de dolar bir santim değişmedi. Enflasyon ve faizlerin yüzde 6-8 olduğu bir ülkede dolar kuru hiç değişmiyor. Hatta düşüyor. Normal mi bu?

2008 krizinden sonra küresel piyasaların tam olarak düzelmediğini, küresel ticaretin daraldığını vurguladı:

-  Gelişmiş ülkelerde ne oldu? Ekonomik durgunluk oldu. Büyüme olmadı. İşsizlik arttı. Bu sefer, "Bizim paramız gelişmekte olan ülkelere akıyor, biz sorun yaşıyoruz, parayı çekelim" dediler. Karar değiştirdiler.

2013’ten beri gelişmiş ülkelerin bu karar değişikliğinin devrede olduğunu kaydetti:

- ABD’nin bu yolla 4.5 trilyon dolar, AB ülkelerinin 2.4 trilyon Euro çektiği söyleniyor. Bu nereden gidiyor? Borçlanma ile kalkınma sürecini 
tamamlamaya çalışan ülkelerden gidiyor.

Hükümetin kısa vadeli tedbirler aldığına dikkat çekti:

- Ama sıkıntının düzelme sürecinin biraz uzun vadeli olacağını da görmemiz lazım.

Yapılması gereken adımların atıldığına işaret edip, sürdürdü:

- Bu sıkıntının özel sektör üzerinden alınıp, kamu tarafına aktarılması lazım. Çünkü, reel sektör üretmeye devam etmeli. Onların bilançoları bozulmamalı.

Sorunun finans sektörüne hapsedilmesi gerektiğini savundu:

- Orada da kamu gücü eldeki imkânlar nispetinde, azami şekilde kullanılarak bu süreç sağ salim sonlandırılmalı.

Sorunun temelinde "vade uyuşmazlığı"nın olduğunun altını çizdi:

- Vade uyuşmazlığının getirdiği sıkışıklık yaşanıyor. Bu da piyasada nakit sıkışıklığına sebep oluyor. Alınan tedbirler ile yeniden yapılanmalar görülüyor. Vade uyumu sağlanırsa bu iş atlatılır.

Şu mesajı güçlü şekilde vermek istedi:

- Özetle, Türkiye bu işten çıkar. Çünkü, Türkiye’nin varlıkları yükümlülüklerden çok fazla.

Piyasada acil çözüm beklentilerinin oluştuğuna aktardık, 2017’deki örnekle yanıt verdi:

- 2017’de Kredi Garanti Fonu’nu (KGF) çok hızlı ve çok geniş şekilde devreye aldık...

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ:

Öne Çıkanlar