Buldan: Afrin üzerinden seçim hesapları yapılıyor

Buldan: Afrin üzerinden seçim hesapları yapılıyor
Afrin Harekatı üzerinden seçim hesapları yapıldığını söyleyen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, 'Roketlerin üzerine imza atarak savaş kampanyası yürütmek bu ülkeye fayda getirmez' dedi.

HABER MERKEZİ - Halkların Demokratik Partisi (HDP) 3. Olağan Büyük Kongresi sonrası ilk grup toplantısını gerçekleştirdi. yapıldı. Toplantıya birçok il eş başkanının yanı sıra Parti Meclisi üyeleri de katıldı.

Yeni seçilen Eş Genel Başkan Pervin Buldan konuşmasına başladığı sırada gözaltından çıkan HDP’nin bir önceki Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, salona geldi. Kemalbay, alkışlarla karşılandı.

Buldan, konuşmasında ilk olarak 21 Şubat Dünya Anadil Günü’ne değindi:

"Bir insanın anadili kendi topraklarında doğduğu, annesinin ak sütü gibi kendisine hak olduğu bir dildir. Bu diller üzerinde hala yasakların devam etmesini kabul etmiyoruz. Anadil üzerindeki tüm baskıların kaldırılması gerektiğini belirtiyoruz. Anadil onurumuzdur. Tüm baskılara rağmen anadil gününü kutluyorum."

'HALKIMIZ DEMOKRATİK SİYASETE OLAN İNANCINI BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ'

Eş başkan olarak seçildiği kongreye ilişkin konuşan Buldan, Türkiye’nin dört bir yanından gelerek kongreye katılanların demokratik çözümden yana iradelerini ortaya koyduklarını söyledi:

"Çünkü her türlü zorbalığın ve faşizmin gittikçe arttığı bir dönemde bu kadar büyük bir salonu doldurmak her babayiğidin haddi değildir. Bunu yapacak tek güç Türkiye halklarıdır ve bu da bir kez daha gerçekleşmiştir. HDP üzerindeki zulüm devam ettiği bir zamanda, demokratik siyaset kanalarının tıkatıldığı, siyasilerin rehin alındığı bir süreçte böyle bir kongre yapmak bizlere nasip oldu. Hangi parti olursa olsun, bir milletvekili tutuklu olsa bile o partinin kapısına kilit vurulur. Ancak biz 9 milletvekilimiz, belediye eşbaşkanlarımız, parti yöneticilerimiz, il ve ilçe eşbaşkanlarımızın tutuklu olduğu bir dönemde böylesi görkemli bir kongre gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. Halkımız bir kez daha ‘tüm baskılara rağmen 10 binlerle kongreye gelmesini biliriz’ demiştir. Kongremiz siyaset dışına atılmaya çalışılan partimizin halkımızla birlikte demokratik siyasete olan inancını bir kez daha ortaya koymuştur ve halkımız savaşa karşı barışı haykırmıştır. Demokratik çözümden yana iradesini ortaya koymuştur."

‘HDP TÜRKİYE HALKLARININ ÖZGÜRLÜK RÜYASIDIR'

HDP’ye dönük gözaltı ve tutuklamalara da tepki gösteren Buldan, "Bu tutuklamaların ve gözaltıların elbette ki barışı savunanlara karşı yapıldığını çok iyi biliyoruz. Özellikle savaşa karşı duranlar barışı savunanlar bu ülkede insanların ölmemesini isteyenlere karşı yapılan bu tutuklamaları, bu gözaltı furyasını kabul etmediğimizi bir kez daha ifade etmek isteriz. Herkes şunu çok iyi bilmeli ki, HDP Türkiye halklarının, demokrasi ve özgürlük rüyasıdır. HDP direnişin kalesidir. HDP barışın kalesidir. HDP birlikte yaşamın kalesidir. Ve HDP bu büyük insanlık yürüyüşünün her türlü zorbalığa karşı devam ettirecektir" şeklinde konuştu.

'AFRİN BARIŞIN KALESİ, SAVAŞTAN KAÇANLARIN HUZUR YERİDİR'

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Afrin’e dönük saldırılara ilişkin ise şu değerlendirmelerde bulundu: "Türkiye’nin Afrin’e başlattığı savaş 32. gününde ‘3 saatte gireriz, temizleriz’ dediler; ama 32 gündür girmeye çalışıyorlar. Oysa Afrin, barışın kalesidir. Afrin’de halklar eşit, özgür demokratik bir yönetim kurmak için çaba sarf ediyorlar. Afrin aynı zamanda sığınmacıların savaştan kaçtığı bir huzur yeridir. Ve Afrin bir istikrar bölgesidir. Türkiye bir istikrar oluşmasını engellemek için orada. ‘Terör koridorunu bozmak için gidiyoruz’ dediler, ama herkes biliyor ki orada yaşayanlar huzur içinde, barış içinde yaşıyorlar. Ankara’dakiler de pekiyi biliyorlar ki bu bölgede eğer demokratikleşme gerçekleşirse kendilerini demokratikleştirmek zorunda kalacaklar.

Afrin savaşını aynı zamanda, iktidarın kendi iktidarını düştüğü bir savaş gerekçesi olarak da değerlendiriyoruz. Çünkü AKP’liler Afrin’e girmekle oylarımız arttı diyor. Afrin üzerinden seçim hesapları yapılmaya çalışılıyor. Türkiye halkları bunu çok iyi görmeli. Çünkü Afrin’e gidenler ya da Afrin’de savaş kararı alanlar bugün kendi koltuklarında oturmaya devam ediyorlar. Afrin’de savaş kararı alanlar nutuk atmaktan başka bir işe yaramıyorlar. Dolayısıyla roketlerin üzerine imza atarak bir savaş kampanyası yürütmek bu ülkeye fayda getirmez. O roketlerin gidip Afrin’de insanları öldürdüğünü herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor. Bunlar gündemi sadece savaş ve yıkım üzerinden götürüyorlar."

‘YILDIRIM BİR KEZ DAHA HALKLARA ÖLÜMÜ REVA GÖRDÜ’

Başbakan Binali Yıldırım’ın "çözüm mözüm yok kardeşim" sözlerine tepki gösteren Buldan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ülkenin Başbakanı ‘çözüm mözüm yok kardeşim’ diyerek Türkiye halklarına bir kez daha ölümü reva görmüştür. Çözüm süreci Türkiye halklarının barışa olan inancının bir göstergesiydi. 2011 ve 2014 arasında yaşanan çözüm sürecinde bu ülkeye tek bir tabutun gelmemesinin, annelerin ağlamamasının bizler için büyük bir kazanımı oldu. Çözüm sürecini yönetenlerden bir hesap sorma girişimine girdilerse onlara şunu hatırlatmak isteriz: Bu ülkede insanların ölmesinde, gençlerin toprağın altına girmesinde rol oynamaya kimsenin hakkı ve haddi yoktur.

'ÇÖZÜM SÜRECİNİ MAHKUM ETTİLER, TECRİT BAŞLATTILAR'

Çözüm sürecinde hiçbir şekilde eşit koşullarda olmayan, başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu’da demokrasinin gelişmesi için çaba sarf eden Sayın Öcalan’ı saygıyla selamlıyorum. Çözüm sürecini mahkum ettiler. Çözüm sürecini mahkum ederek tecrit başlattılar. O tarihten bugüne ne ailesi ne avukatları hiçbir görüşme başlatmadı. Çözümü mahkum ettiler derken, sevgili İdris Baluken’in sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Tek gayesi barışın hakim olması için çaba sarf eden, çözüm sürecinin hayata geçmesi yönünde çaba serf eden İdris Baluken’e 18 yıl ceza verildi. Bu ne demek? Bu barışı mahkum etmek demek. Bu, ‘biz çözüm değil, çözümsüzlük istiyoruz’ demektir. Oysa iktidarda olan bir partinin gündeminde elbette ki çözüm olmalıdır. Çünkü çözümle birlikte bu ülkenin Hakkari’sine de Edirne’sine de tabutlar gitmeyecektir. Hiçbir anne kendi çocuğunun tabutunu kapısında görmek istemez ve hiçbir anne kendi çocuğunu savaşta ölsün diye büyütmez. Hiçbir çocuk babasının tabutuna sarılmak istemez. Hiçbir anne evlat ölümünden gözyaşı dökmek istemez. İşte bunun için çözüm yolunu gösteriyoruz iktidara, bir kez daha. Çözüm sürecini bitirmemiş olsaydınız, bugün Efrin’de savaşa girmemiş olacaktınız, darbe girişimi gerçekleşmeyecekti."

'DİĞER GAZETECİLERİN SERBEST BIRAKILMASI İÇİN ALMANYA'DAN TANK MI ALMAMIZ GEREKİYOR?'

Gazeteci Deniz Yücel’in bir 'pazarlık' sonucu serbest bırakıldığını anımsatan Buldan, "Elbette ki bir gazeteci, bir aydın cezaevinde olmamalıdır, Deniz Yücel’in serbest bırakılmasından duyduğumuz mutluluğu ifade etmek isteriz. Ancak Almanya’da yapılan kirli pazarlıklar sonucu adalete rağmen nasıl serbest bırakıldığına hep birlikte tanıklık ettik. Oysa tankların verildiği ve böyle bir anlaşma sonucunda Deniz Yücel’in serbest bırakıldığını gördük. Şu anda cezaevlerinde başka gazeteciler, başka aydınlar da var. Hemen akabinde Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını kınıyoruz. Onların serbest kalması için ABD’den, Almanya’dan, Fransa’dan tank ve top mu almanız gerekiyor? Onların serbest kalması için hangi anlaşmaların yapılması gerekiyor?" diye sordu.  

(M.A)

Öne Çıkanlar