Buldan: AKP-MHP bloğunun kendisi planlarının göstergesidir

Buldan: AKP-MHP bloğunun kendisi planlarının göstergesidir
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Kocaeli'de seçim kampanyası kapsamında düzenlediği etkinliğine katıldı.

POLİTİKA - HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Kocaeli İl Örgütü tarafından seçim kampanyası kapsamında düzenlenen halk buluşmasına katıldı.

Buldan'a Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan, MYK üyeleri Zeynep Boğa, Aysel Güzel, PM Üyesi Serpil Kemalbay, milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Müslüm Doğan, Hüda Kaya ile Kadın Meclisi üyeler  eşlik etti.

Buldan, halk buluşmasında şunları söyledi:

AKP Hükümeti'nin vermek istediği özel bir mesaj var. Kürtlerin yaşadığı her coğrafyada olduğu gibi, iktidar Kocaeli ilimizde de aynı zorbalığı uygulamaktadır. Kocaeli, başta seçim süreçleri olmak üzere partimizin almış olduğu kararlara uyan, eylem ve etkinliklere  katılan bir il örgütümüzdür. Özellikle Gebze ilçemiz bunu her zaman ispat etmiştir. Buraya ne zaman gelirsek hep böylesine coşku ile karşılandık. Sizleri seviyoruz, iyi ki buradasınız.

"AKP-MHP BLOĞUNUN KENDİSİ SEÇİMLER SONRASINDA NELER PLANLANDIĞININ GÖSTERGESİDİR"

AKP'nin baskın seçim kararı, yıllardır uygulamış olduğu zulmün, şiddet ve baskı politikalarının bundan sonra da artarak devam edeceğinin göstergesidir. Bu politikaları sürdürmeyi, yanına milliyetçi bloğu alarak tercih etti. Zaten zihniyetlerinin aynı olduğunu biliyoruz. Herhangi bir fark olmadığını da biliyoruz. Bu blok, Türkiye'nin seçimler sonrasında nelerle karşı karşıya kalabileceğini, Türkiye için neler planlandığını bugünden gösteriyor.

"BU ÜLKEYİ KİM YÖNETTİYSE, HERKESİN AKLINA İLK GELEN 'KÜRTLERİ NASIL TAFİYE, İMHA EDERİZ?' OLDU"

AKP kurulduğu günden bugüne kadar Türkiye toplumuna ne bir huzur verdi ne de bir umut vaat etti. Kendi yandaşlarına para vermekten, onlara kazandırmaktan başka hiçbir işe yaramadı. AKP Hükümeti'nin Türkiye'de başta Kürtler olmak üzere diğer etnik kesimlere ve mezheplere yaklaşımı da hep aynı oldu.

Kürtlere daha önce de zulüm yapılıyordu. Bu ülkeyi kim yönettiyse, herkesin ilk aklına gelen 'Kürtleri nasıl tasfiye, imha ederiz?' oldu, hep bunun hesabını yaptılar. AKP’nin de 7 Haziran'da Ermeni'nin, Süryani'nin, sol ve sosyalist kesimlerin, Alevilerin, Sünnilerin bir çatı altında toplandığı HDP'ye bakış açısı farklı olmadı.

Biz 7 Haziran seçimlerinde bu kadar güçlü bir temsiliyetle parlamentoya girdikten sonra şunu anladılar: 'Kürtler yanına diğer kesimleri de aldılar, mücadeleleri büyüyor'. Onun için 7 Haziran seçimlerine darbe yaparak ülkeyi bir kez daha seçime götürdüler. Ve o tarihlerden sonra sokağa çıkma yasakları ilan ettiler, Şırnak'ta, Sur'da Nusaybin'de katliamlar yaptılar, insanların evini yakıp yıktılar. 'Biz buraları yıkarak Kürtleri başka yere sürgün ederiz' mantığını uyguladılar, ama Kürtler bunun karşısında kenetlendi ve yaşadığı toprakları terk etmedi.

"SURUÇ VE ANKARA KATLİAMLARI KÜRT HALKI İLE TÜRK HALKIININ BİRLEŞMESİNİ ENGELLEMEK, KENDİ İKTİDARLARINI KORUMAK İÇİN YAPILDI"

7 Haziran'dan sonra Suruç'ta, Ankara'da katliamlar gerçekleşti. Çünkü Suruç'ta Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olmak isteyen halklar vardı. Bundan korktular. Ankara'da demokrasi, özgürlük isteyen insanların üzerine bombalar yağdırdılar. Bunu Kürt halkı ile Türk halkının birleşmesini engellemek, kendi iktidarlarını, koltuklarını korumak için yaptılar.

Kürt ve Türk halklarının birlikteliğinin göstergesini de 24 Haziran'da sandıklara yansıtacağız. Bizler, cezaevlerinde olan yoldaşlarımıza söz verdik: Bu mücadele iki günlük bir mücadele değil, 40 yıllık bir mücadeledir. Bu mücadelenin onurlu bir geçmişi var. Bedeli ne kadar ağır olursa olsun devam edeceğini ifade etmek isterim. Kürtler, Süleyman Demirel'i, Tansu Çiller'i,  Kenan Evren'i tanıyan bir halktır. Bu isimlerin önünde diz çökmediler. Kürtler hiç kimsenin önünde diz çökmeyeceğini 40 yıldır söyleyen bir halktır. Bundan sonra da Recep Tayyip'in önünde asla diz çökmeyecektir.

"AKP'YE BİAT ETMEDİĞİMİZİ ALANLARDA GÖSTERMEK ZORUNDAYIZ"

Türkiye toplumunun dışarıda ses çıkarmasını, sokağa çıkmasını engelliyorlar. Ancak, Türkiye toplumu özellikle son dönemde 8 Mart'larda, Newroz'larda alanlara çıktı ve korkmadığını bir kez daha ispat etti. Önümüzde 1 Mayıs var. 1 Mayıs'ta Kocaeli'nin, özellikle ihraç edilen, işinden atılan emekçilerin alanlarda olması gereken bir gün. Biz korkmadığımızı ve AKP'ye biat etmediğimizi alanlarda göstermek zorundayız. 8 Mart'ta başardık, Newroz'da başardık, 1 Mayıs'ta da bu başarıyı taçlandırmalıyız. Hepimiz 1 Mayıs'ta alanlarda ve meydanlarda olacağız. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar