'Çocuklar devlet eliyle cemaatlere veriliyor'

'Çocuklar devlet eliyle cemaatlere veriliyor'
'Dünya Çocuk Hakları Günü'nde Diyarbakır’dan hükümete eleştiri: Çocukların bakımı cemaatlere bırakılıyor, erken yaşta evliliğe yasal dayanak hazırlanıyor. 40 yıldır çocuklar ölüyor.

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK-
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun, Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin kabul edilmesinin ardından Dünya Çocuk Hakları Günü olarak kabul edilen 20 Kasım’da kutlanıyor. 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları gününde, Diyarbakır’da bir dizi etkinlik düzenlendi. KESK Amed Şubeler Platformu Sosyal Hizmetler Derneği Diyarbakır Şubesi, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi il binasında çocuk hakları ile ilgili bir açıklama yaptı. Çocukların yaşadığı sorunlara dikkat çekti.

ÇOCUKLAR CEMAATLERE BIRAKILIYOR
 

Açıklamayı okuyan Eğitim-Sen Diyarbakır 2 No'lu Şube Eş-Başkanı Fatma Budak Güler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının, çocuklara yönelik yaptığı çalışmaları eleştirdi. 2012 yılından bu yana kimsesiz çocukların korunma ve barınmaları devlet eliyle vakıf ve cemaatlere teslim edildiğini ifade eden Güler, "Yapılan 20 yıllık protokollerle çocukların en fazla istismar edildiği vakıf ve cemaatlere teslim edildi. Korunmaya muhtaç çocukları korumakla mükellef olan Bakanlığı’nın görevini tarikatlara devretmesi, çocukların tarikatlara teslim edildiğinin göstergesidir. Bakanlık bu vakıf ve camaatlerde istismar edilen çocukları korumak yerine vakıfları korumuştur. Ensar Vakfına bağlı kaçak yurtta kalan 45 çocuğa yönelik yapılan cinsel istismar olayında dönemin bakanının, çocuklarla ilgili tavır sergileyeceğine ve çocuk tarafında yer alacağına, "bir kereden bir şey olmaz" söylemi bunun en açık örneğidir" dedi. Cemaatlerle imzalanan ve kimsesiz çocukları, istismar geçmişi olan vakıfların eline teslim eden tüm protokoller acilen iptal edilmesi çağrısı yapan Güler, bakanlığı çocukları korumaya yönelik tedbir almaya çağırdı.




ÇOCUKLARIN EVLENDİRİLMESİNE KANUN ELİYLE MEŞRULUK KAZANDIRILIYOR

 
Güler’in dikkat çektiği bir başka konu çocuk gelin sorunuydu. Türkiye'de 18 yaş altı evlilik oranı yüzde 37’in üzerinde olduğunu hatırlatan Güler, "Son 10 yılda evlendirilen kız çocuğu sayısı 482 bin 908 ve 15 yaş altı 244 kız çocuğu doğum yaptı. Kız çocuklarının mağdur edildiği çocuk evliliklerinin önlenmesi bir tarafa, her geçen gün daha da artmaktadır. Kanunlar yoluyla önlenmesi gereken bu evliklere, yine kanun eliyle meşruluk kazandırılıyor.  Türkiye’de çocuk koruma kanuna göre evlenme yaşı 18 olmasına rağmen,  gerek medeni kanunla gerek örf ve adetlere atıfta bulunan bir kısım kanunlar eliyle örtük bir şekilde evlenme yaşı, 15’e kadar indirgenmiş durumdadır. Eğitim sisteminde yapılan değişiklikler de bu duruma hizmet etmiştir. Tüm itirazlara rağmen 2012-2013 yılında getirilen 4+4+4 eğitim sistemi bunun en açık örneğidir. Oysa çocuklar 12 yıllık eğitime kesintisiz devam etmelidir. Bunu ortadan kaldırmak özellikle kız çocukların eğitim ortamından uzaklaştırılmasına ve erken yaşta evlendirilmesine zemin hazırlamaktadır" diye konuştu.

56 ÇOCUK İŞÇİ İŞ CİNAYETİNDEN HAYATINI KAYBETTİ

Ülkede çocuk işçiliğinin de giderek yaygınlaştığını belirten Güler, SGK verilerine  göre 1 milyon 170 bin çocuğun işçi çırak adı altında devlet eliyle çalıştırıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Türkiye de hala 400 bini tarımda çalışan bir milyona yakın çocuk işçi bulunmakta ve çalıştıkları yerlerde hayatlarını kaybetmekte. Tarım sektörü dışında ağır ve tehlikeli iş sınıfında bulunan işlerde de çalıştırılmaktadır.  Soma ve Şırnak ta kömür ocaklarında kaçak olarak çalıştırılan 18 yaş altı çocuklar hayatlarını kaybettiler. 2016 yılı verilerine göre 56 çocuk iş cinayetinden hayatlarını kaybetti. Suriye’den göç eden 3 milyonun yarısı olan çocukların akıbeti bilinmiyor. Resmi bir kayıt bulunmamakta. Ancak yapılan gözlemler sonucu çocukların çoğunun ucuz iş gücü olarak çalıştırıldığı görülmektedir. Bu konuda gerek çocuk koruma kanunda gerekse de iş kanununda çok ciddi önleyici tedbirler ve caydırıcı cezalar düzenlenmelidir."

40 YILDIR ÇOCUKLAR ÖLÜYOR

Çocukların sadece iş cinayetleri ile değil, çatışma ve savaş koşullarında da yaşamdan koptuğunu ifade eden Güler, Türkiye’de 40 yıla yaklaşan çatışmalı ortamdan en çok çocukların etkilendiğini söyledi. Güler, açıklamasını şu sözler sürdürdü: "Uğur Kaymaz 12 yaşındayken vücudunda 13 mermi çıkartıldı.  Miray bebek 3 aylıkken keskin nişancının hedefi odu .Ayaz Özdemir ve Furkan Öner okul bahçesi karakola çevrilirken yıkılan duvar altında kalarak hayatını kaybetti. Ceylan Önkol  kuzuları otlatırken atılan havan mermisiyle hayatını kaybetti. 

Vücut parçalarını annesi toplayarak birleştirmeye çalıştı. Bir çok çocuk zırhlı araçların altında kalarak hayatlarını kaybetti. Sorumluların cezalandırılmaması sonucu bu ölümler sıradan bir hal aldı. Oysa Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre din, dil, ırk ve herhangi bir ayrım gözetmeksizin her çocuk hizmetlerden eşit olarak yararlandırılmak zorundadır.  Her yıl uygun sağlık koşullarında doğmadıkları için binlerce anne ve çocuk ölümleri yaşanmaktadır. Sağlıklı ortamlarda gelişmedikleri ve sağlıklı beslenemedikleri için binlerce çocuk ölümleri yaşanmakta. Çocuklar hayatta kalmalı, özgürce yaşamalı ve gelişmelidir. Bunu sağlamak ise tüm devletlerin görevidir."

ÇOCUKLARA İYİ BİR DÜNYA BIRAKILMIYOR
 
Bu açıklamanın ardından Eğitim-Sen Diyarbakır Şubesi, Lice’de 2009 yılında koyunları otlatırken atılan bir patlayıcı madde ile yaşamını yitiren Ceylan Önkol anısına düzenlediği resim yarışmasının sonuçlarını açıkladı. Etkinliğe ilişkin açıklama yapan Eğitim-Sen 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Abbas Şahin, dünyayı yaşanılmaz bir hale getirerek çocuklara iyi bir miras bırakılamadığını söyledi. Çatışma, savaş ve yoksulluktan dolayı çocukların yaşamdan kopmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

DERECEYE GİREN ÖĞRENCİLER LİCE’DEN
 
Eğitim-Sen 1 Nolu Şebesi Kadın Sekreteri Mizgin Yavuz, Ceylan Önkol anısına düzenlenen yarışmada dereceğe giren çocukların isimlerini açıkladı. Toplam yedi resmin dereceye girdiğini ifade eden Mizgin Yavuz,  bu resimlerden 4’ünün Lice’den, 3’ünün Ergani’den öğrencilere ait olduğunu söyledi.

ÇOCUKLAR CEYLAN’I RESMETTİ

Öğrencilerin çizdiği resimler salonda sergilendi. Çocukların çizdiği resimlerde barış ve Ceylan Önkol motiflerini kullandı. Bir resimde barışın sembolü güvercin resmedilirken, bir başka resimde Ceylan Önkol’un annesinin makarna pişirmesi resmedildi. 

 

Öne Çıkanlar