Çocukluk çağı obezitesi 30 yılda 2 kat arttı

Çocukluk çağı obezitesi 30 yılda 2 kat arttı
Dünyada 42 milyon Türkiye’de ise yaklaşık 2 milyon çocuğun sağlığını tehdit ediyor.

Aynur TEKİN


ARTI GERÇEK - Son 30 yılda ciddi bir artış gösteren çocukluk çağı obezitesi, dünyada 42 milyon Türkiye’de ise 2 milyon çocuğun sağlığını tehdit ediyor. Sosyal Haklar Derneği tarafından hazırlanan Çocukluk Çağı Obezitesi Raporu’na göre, Türkiye’de 0-5 yaş aralığında yaklaşık 660 bin; 6-18 yaş aralığında ise 1 milyon 300 bin çocuk obezite sorunu yaşıyor. Bununla beraber 0-18 yaş aralığında bulunan en az 3.5 milyon çocuk, obezite yatkınlığı taşıyor.

Raporun araştırma ve yazım sürecini yürüten Gıda Mühendisi Dr. Bülent Şık, obezitenin kişilerin beslenme düzeniyle ilişkilendirilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığına dikkat çekiyor ve şöyle diyor: "Çocukluk çağı obezitesi, çocukların yeme arzularını frenleyerek ya da beslenme konusundaki bireysel tercihlerini rasyonel kararlara göre şekillendirerek çözebilecekleri bir sorun değil. Çocuklar, kilo alımlarını kolaylaştıran bir gıda çevresi içinde bulundukları sürece hareketliliği arttırmak bir işe yaramayacaktır."

Obezite, çocukların sağlığını tehdit etmekle kalmıyor, yeterli beslenme ve sağlıklı gelişebilme haklarını da ihlal ediyor. Sorunun bir halk sağlığı meselesi olduğuna dikkat çeken Şık, çocukları obeziteden korumak için tüketim odaklı pazar politikasının terk edilmesi gerektiğini vurguluyor.

YAKLAŞIK 2 MİLYON ÇOCUK OBEZİTE SORUNU YAŞIYOR

Raporda, çocukların sıkça tükettiği abur cubur gıdalarla ilgili önemli bilgiler yer alıyor. Çocuklar tarafından çok sevilen şeker içeriği yüksek veya şeker ilave edilmiş bu tip yiyeceklerin sık tüketilmesi obeziteye neden oluyor. Bu tip yiyecek ve içeceklerin hem çok çeşitli hem de çok kolay erişilebilir olması sorunu tetikleyen önemli faktörlerden.

Neyin zararlı gıda ya da başka bir deyişle neyin abur cubur olduğu ise raporda şöyle tarif ediliyor: Fiyatı genelde 0,1 TL ile 5 TL arasında değişen besin öğeleri açısından fakir, kalori açısından zengin ve özellikle şeker ve yağ içeriği yüksek gıdalar abur cubur olarak nitelendiriliyor. Enerji içecekleri, gazlı içecekler, meşrubatlar, meyveli-aromalı içecekler, kolalı içecekler, meyve suları, kızartmalar, cipsler, tüm çikolata ürünleri, tüm şeker ve şekerleme ürünleri (jöle şekerleme, sert şekerleme çikolatalı-kakaolu barlar), gofretler, bisküviler, kekler ve pastalar (yaş pastalar, ekler, kruvasan, donut, parfe, mozaik pasta, muffin, cupcake), dondurmalar, fast food restoranların menülerinde yer alan hamburger, pizza vb. tarzı çeşitli ürünler ve ilaveten satılan her türlü tatlı bu gruba giriyor.

30 YILDA 2 KAT ARTTI

Raporda, obezite sorunun tekil bir sağlık sorunu olmadığına dikkat çekiliyor ve bunun tüketimi artırmayı iktisadi büyümenin odak noktasına koyan piyasa ekonomisinin bir sonucu olduğu vurgulanıyor. Özellikle, kendine yeterliliği esas alan küçük köylü tarımının dünyanın her yerinde gerilemesi, endüstriyel hayvancılığın yol açtığı kimyasal kirlilik; ormansızlaşma; modern tarım tekniklerinin yol açtığı toprak kaybı; kırsal alanların, deniz ve okyanuslardaki yaban hayatın tahribi; balık türlerinin neslinin tükenmesi gibi nedenler obezite artışında etkili.

Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, 1980 yılından bugüne obezite 2 katı arttı. Bilim insanları bu artışın 30-40 yıl içinde muazzam bir "pazarlama başarısı" gösteren abur cubur yiyeceklerden kaynaklanıyor olabileceğinin altını çiziyor.

Sağlık Bakanlığı’nın obezitenin çözümü için hayata geçirdiği eylem planının oldukça sınırlı olduğunu ifade eden Şık, "Bakanlık konuya dengeli beslenme ve kişisel haraketliliği arttırmak şeklinde bakıyor" dedi. Şık, çözüm politikalarının oluşturulması ve gıda çevresinin değiştirilmesi gerektiğini vurguladı.

NE YAPMALI?

Dünya Sağlık Örgütü’nün obeziteyle bireysel mücadele için bulduğu formüle göre, günlük ilave şeker alım miktarı toplam kalori ihtiyacının yüzde 5’inden çok olmamalı. Raporda, bu oranın günlük olarak hesaplanması öneriliyor ve böylece bireysel bir kontrol sağlanması amaçlanıyor. Raporda obeziteyle mücadele için öne çıkan başlıca çözüm önerileri şöyle:

  • Fast food ve abur cubur tarzı gıda ürünlerini üreten ve tüketenlerce ödenecek bir "Metabolik Sendrom Vergisi" oluşturulması. Buradan elde edilen vergi geliri ile Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yaygın ve örgün eğitim kurumlarında "beslenme ve obezite ile mücadele" dersleri verilmesi.
  • 18 yaş altı çocuklara abur cubur ürünlerin satışınının yasaklaması.
  • Aile sağlığı merkezleri bünyesinde oluşturulacak bir mutfak atölyesi ile beslenme ve diyet uzmanları, gıda mühendisleri ve aşçıların eşliğinde evde sağlıklı yiyecek hazırlama, saklama ve pişirme teknikleri gibi konularda uygulamalı eğitim çalışmalarının yapılması.
  • Fast food ve abur cubur tarzı gıda ürünlerinin satışı yükseköğretim kurumları dâhil, okul kantinlerinde ya da okul içinde yer alan satış yerlerinde yasaklanması
  • Okullarda fiziksel aktivite olanaklarının ve beden eğitimi ders saatlerinin sayısının artırılması.

 

 

Öne Çıkanlar