Bir konuşmaya açılan üç dava birleşti

Bir konuşmaya açılan üç dava birleşti
Demirtaş'ın basına yaptığı açıklamada Davutoğlu'na yönelttiği eleştirilerle ilgili dava bugün görüldü. Dava Diyarbakır'daki dosya ile birleştirildi.

Fatma YÖRÜR


ARTI GERÇEK - Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Diyarbakır Havalimani'nda, basına verdiği röportajda dönemin Başbakanı Davutoğlu'na yönelttiği eleştirilerle ilgili dava bugün görüldü. Demirtaş'ın eleştirileri nedeniyle, Diyarbakır ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından  soruşturma açılmıştı. 

Davanın üçüncü duruşması İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme heyeti açıkladığı kararda dosyanın Diyarbakır 7. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen 2016/9393 nolu dosya ile birleşmesine hükmetti.

Duruşmayı HDP TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Milletvekili Erdal Ataş ve Erol Dora takip etti. 

07.09.2015 tarihinde basına konuşan Demirtaş 'hükümeti aşağılamak' ve 'dönemin Başbakanı'na hakaret' suçlamasıyla yargılanıyor. 

Duruşma salonu küçük olması nedeniyle çok sayıda partili ve milletvekilleri duruşmaya alınmadı. Bu nedenle duruşma başında avukatlarla Mahkeme Başkanı arasında gerginlik yaşandı.

DEMİRTAŞ, SEGBİS'İ KABUL ETMEDİ

Yapılan SEGBİS bağlantısına katılmayan Demirtaş’ın duruşmaya bizzat katılmak istediği SEGBİS uygulamasını kabul etmediği ve bu nedenle 15 sayfalık dilekçe gönderdiğini avukatları paylaştı. SEGBİS bağlantısında kameraya yanıt veren güvenlik görevlisi: "Sanık Demirtaş çıkmayacak efendim. Duruşmaya bizzat gelmek istediğini duruşmaya katılmayacağını söyledi." dedi.

Anayasa Mahkemesi’ne de sunulan dilekçeyi açıklayan avukatlar, celse arasında sanığın mahkemede olmasını talep eden dilekçenin savunma hakkını belirttiğini açıkladı.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın 07.09.2015 tarihinde Diyarbakır’da yaptığı konuşmanın İstanbul savcılığınca suç üretme çabasıyla davaya dönüştürüldüğü, iddianamede belirtilen yer ve zamanın bile yanlış olduğu vurgulandı.

Konuşma içeriğinin hali hazırda Diyarbakır 2. ve 7. Asliye Ceza Mahkemeleri tarafından suçlamaya dönüştürüldüğünü belirten avukatlar, İstanbul Adliyesi’nde yasama sorumsuzluğu nedeniyle davanın düşmesi talebinde bulundu.

Savunma adına söz alan Avukat Ercan Kanar: "Havalimanı biriminden gelen yazı ışığında mahkemenin derhal düşmesi gerekir, yetki alanında fiil yok. Tek fiil var. Üç dava var. Mahkemenizin dava yetkisi yoktur ve düşme kararı verilmesini talep ediyoruz." dedi.

MAHKEME BAŞKANI FİİLİ SUÇ İLAN ETTİ

Avukatlar savunmaya ek olarak İstanbul Emniyeti ve Valiliğinin de Demirtaş’ın fiil yeri ve zamanına ilişkin verilerine mahkemeye sundu.

Avukatlar ilk olarak mahkeme için yetkisizlik talep ederken, ikinci olarak Diyarbakır’daki dava ile birleştirme kararı verilesini talep etti.

Polis fezlekelerinin iddianameye dönüştürülmesi ve iddianamelerin özensizliği ile davalar oluşturmasını eleştiren avukatlar Mahkeme Başkanının yargısız infazıyla karşı karşıya kaldı. Avukat Arzu Kayaoğlu’nun savunma esnasında Demirtaş’ın konuşmasına ilişkin kullandığı "fiil" sözcüğünü zapta "suç" olarak geçiren Mahkeme Başkanı avukatlar tarafından uyarıldı. Bu uyarıyı ciddiye almayan Mahkeme Başkanı, duruşma zabıtına "suç" yaz, dedi. Avukatların bizim ifademiz suç değil demesine Hakim "sildirmiyorum, sildirmiyorum, sildirmiyorum" dedi. Avukatlar zaptın yanlış tutulduğu yönünde bastırınca konuşma zapta "fiil" olarak geçti.

Mahkeme heyeti açıkladığı kararda dosyanın Diyarbakır 7. Asliye Ceza ile birleşmesine hükmetti.

TARİH DETAYI 

Aynı basın açıklaması için hazırlanan iki farklı iddianamedeki suç tarihi değişikliği de dikkat çekti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 'hükümeti aşağılama' isnadıyla düzenlediği iddianamede suç tarihi, 08.09.2015 olarak belirtmiş. Ancak,  İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği iddianamede ise Davutoğlu'na hakaret suçlamasının suç tarihi 07.09 2015 olarak kayıtlara geçmiş. 

'SİYASİ TALİMATLA ÇİFTE SORUŞTURMA'

Avukat Bilal Kalkan, "Ceza Muhakemeleri Kanunu'na  göre konuşma nerede yapılmışsa ordaki başsavcılık yetkilidir fakat soruşturmalar belli bir siyasi talimat sonucu başlatıldığından en basit ceza usul kuralı bile ihlal edilerek aynı konuşmaya dayanılarak iki farklı ilde dava açılabiliyor, iddianemelerin ne kadar özensiz olduğunu göstermek için iki farklı ilin aynı konuşmadan düzenledikleri iddianamelerin suç tarihlerine bakmak bile yeterlidir." açıklamasında bulundu.

Öne Çıkanlar