Deniz 'içeri'de de üretiyor

Deniz 'içeri'de de üretiyor
Tutuklu Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in eşi Dilek Mayatürk, eşinin iddianamesi bile yazılmadan cezaevinde geçen 9 ayını anlattı.

HABER MERKEZİ- Tutuklu Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in eşi Dilek Mayatürk Yücel ile 9 aydır hazırlanamayan iddianameyi, eşinin cezaevi koşullarını ve dosyadaki gelişmeleri anlattı. 

KAFKAESK OYUN

Cumhuriyet'ten Hilal Köse'ye konuşan Dilek Mayatürk, "Deniz gazetecidir. Nokta. Dışarıda da gazetecidir Deniz, Silivri’de de. Biliniz ki bu hep böyleydi ve değişmeyecek. Bitsin bu Kafkaesk oyun. Yoksa dünya bizi kıskanmaktan vazgeçecek" dedi.

KİTAP YAZIYOR

Eşini en son Pazartesi günü gördüğünü dile getiren Mayatürk, "Deniz, her zamanki Deniz. Türkiye muhabirliği görevini sürdürdüğü gazete Die Welt ve daha önce çalıştığı diğer iki gazetede yer alan makalelerinden derleme ve birkaç yeni yazısının da bulunacağı bir kitap hazırlığında. Onunla meşgul zihni. Her zamanki titiz çalışmasını görmek güzel. " diye konuştu.

DENİZ TECRİTTE TUTULUYOR

Eşinin tecritte tutulduğunu dile getiren Mayatürk, "Ancak hâlâ yalnız kalıyor, tecritte. Spora bile hâlâ yalnız çıkarılıyor. Sebep 'asayiş ve güven'. Halı sahada ne tür bir asayiş ve güven kastediliyor, çok merak ediyorum." dedi.

YANKI DEĞİL SES İSTİYORUM

Deniz Yücel'in tutukluluğunun dünya çapında yankı uyandırmasını tespitlerini de değerlendiren Mayatürk, "Ben yankıyı değil, sesi, yani Deniz’i istiyorum" diye konuştu. 

İNSANLIK DIŞI KOŞULLAR

Eşinin 9 ay boyunca maruz bırakıldığı tecriti psikolojik işkence olarak tanımlayan Deniz Mayatürk, "Tecrit psikolojik bir işkence. Bireyi kendine ve dış dünyaya yabancılaştırmak için kurulu düzenek.Aylarca hücrenizde hep tek başınasınız, sosyal alanınız elinizden alınmış, birden mahkeme salonuna insanların arasına getiriliyorsunuz. Karanlıktan güneşe çıktığınızda gözünüz adapte olmak için zaman ister, hemen bakamazsınız. Deniz’in sadece gazetecilik faaliyetleri sebep gösterilerek meşrulaştırılmaya çalışılan haksız tutukluluğu ne kadar hukuk dışıysa, tecritte tutulması da bir o kadar insanlıkdışıdır." dedi. 

GİZLİLİK KARARI SAVUNMAYI ZORLAŞTIRIYOR

Deniz Yücel'in davasında halen gizlilik kararının bulunduğuna dikkat çeken Mayatürk, "9 aydır iddianame yazma sanatının inceliklerine vakıf olmaya çalışıyoruz tahayyül ederek. Deniz’in avukatı savcı ile görüşmeye çalışıyor, ancak kendisi ile direkt bir temas kurmaları mümkün olmadı. Dosyada gizlilik kararı olduğundan, hukuki olarak hareket alanları kısıtlanmış durumda. Ancak AİHM ayağında yol aldılar. AİHM Deniz’in dosyasına öncelik vermişti.Ve sonrasında AİHM, Türkiye’den Deniz’in dosyasıyla ilgili savunma istedi. Temmuz’da davaya dahil olacağını AİHM’ye resmi olarak iletti." diye konuştu. 

DIE WELT AYM'YE BAŞVURUSU BİR İLK

Die Welt'in Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutukluluğundan kaynaklanan, şirket maduriyeti ve okuyucularının 'haber alma ve habere ulaşma' özgürlüğünün yitimini hukuki platforma taşıdığını dile getiren Mayatürk, "Avukatlarımız, Die Welt adına AYM’ye başvuru yaptı. Bu, yabancı bir basın kuruluşunun, Türkiye’de çalışan muhabirinin tutukluluğundan doğan kendinin ve okuyucularının maduriyetini AYM’ye taşıdığı ilk davadır. Ve yine die Welt, yukarıda saydığım nedenlerden, AİHM’ye de ayrı bir başvuru yaptı.

SENİN DE HAKKINI ELİNDEN ALIYORLAR

Mayatürk sözlerini şöyle noktaladı: Marx, "Basın özgürlüğü sorunu öyle tekil bir mesele değildir, halk tinine ve genel anlamda insan özüne ilişkindir" der. Şunu ortaya bırakıyorum: O yüzden canım kardeşim, en çok da gazetecilerin tutukluluğunu meşru ve normal bulan "seni" anlayamıyorum. Tutuklanan insanlar değil sadece, elinden alınan bizzat senin de hakkın."

Öne Çıkanlar