‘Deyrez Zor Rakka’dan bağımsız değil’

‘Deyrez Zor Rakka’dan bağımsız değil’
Suriye Demokratik Güçleri'nin Deyrez Zor operasyonunu başlatmasından sonra bölgeyi yakından takip eden gazetecilerle konuştuk.

Gamze KAFAR


ARTI GERÇEK - Deyrez Zor Askeri Meclisi yaptığı basın açıklamasıyla Suriye Demokratik Güçleri’nin Deyrez Zor’da ‘Cizre’nın Fırtınası Hamlesi’ adı altında başlatacağı operasyonu kamuoyuyla paylaştı. Suriye Demokratik Güçleri (QSD) tarafından ‘Cizre’nin Fırtınası Hamlesi’ adı altında Deyrez Zor’un doğusunda başlatılan operasyon hakkında Kuzey Suriye bölgesindeki gazetecilerle konuştuk.

Bölgede gazetecilik yapan Ali Roj, Deyrez Zor operasyonunun Rakka’dan bağımsız olmadığı inancında. "Suriye Demokratik Güçleri, IŞİD neredeyse orada mücadele verip bölgeyi özgürleştirmekten vazgeçmeyecek gibi gözüküyor" diyen Roj, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü IŞİD büyük bir tehdit. Deyrez Zor’a yönelik operasyonda bu gerçekliğe bağlı olarak Rakka operasyonunun bir devamı biçiminde yaşam buluyor. IŞİD’liler Rakka’ya Deyrez Zor üzerinden geliyorlar. Bu anlamda QSD’nin Deyrez Zor kararı, Rakka’dan bağımsız bir durum değil."

‘HAMLE BEKLENEN BİR DURUMDU’

Kuzey Suriye ve Rojava’da uzun yıllardır gazetecilik yapan Hayri Kızıler, Deyrez Zor hamlesi ile ilgili olarak Rakka’dan sonra bütün gözlerin bu bölgeye çevrildiğini belirterek, "Ortadoğu’da bugün halklar açısından meşruiyetini sağlayıp, hem de bölge ile ilgili projesi olan tek güç, Suriye Demokratik Güçleri ve Suriye Demokratik Meclisi’dir. Bu yüzden bu iki gücün bir planı olmalı ki bu operasyonun ilanı da bu plandan bağımsız değil" dedi.

‘DEYREZ ZOR BİR DÜĞÜM NOKTASI OLABİLİR’

Bölgeyi yakından bilen Hayri Kızıler’e ilk olarak bölgedeki diğer güçlerin varlığına dikkat çekerek, "İran, Suriye ve Hizbullah şu anda Deyrez Zor bölgesindeler. QSD de yaptığı basın açıklamasıyla Deyrez Zor operasyonunu kamuoyuna duyurdu. Peki, bu güçlerin karşı karşıya gelme durumu yaşanır mı?" sorusunu yönelttik.

Sorumuzu, "Bu zayıf bir ihtimal" diyerek yanıtlayan kızıler, devamında şunları söyledi:

"Devrimsel bir süreç yaşanıyor. Bunu engellemek isteyen karşı cephelerin oluşabileceğini sanmıyorum ama olmaz da, diyemiyorum. Bu anlamda Deyrez Zor bir düğüm noktası olabilir. Rakka Operasyonu henüz bitmedi. Ancak Deyrez Zor operasyonu Rakka’nın devamıdır. Rakka’da IŞİD’e destek sunabilecek tek kanat Deyrez Zor’dur. Bu anlamda bu operasyonu Rakka’dan ayıramayız. Devamı diyebileceğimiz gibi aynı zamanda da başlı başına bir operasyondur. Suriye Demokratik Güçleri sahadaki en meşru güç olmasından kaynaklı Deyrez Zor’a sessiz kalamazdı. Bu yüzden böyle bir hamle gerçekleştirildi denilebilir."

‘BELİRLEYİCİ GÜÇ SURİYE HALKIDIR’

Kızıler’in, diğer güçlerin sahada bulunuşuna ilişkin görüşleri şöyle:

"Diğer güçlerin de sahada olmasının nedeni bölgedeki enerji kaynaklarından pay almak ve ileride masada söz sahibi olma amacından kaynaklanmaktadır. Ancak esas belirleyici olan Suriye halkıdır. Suriye halkı yıllarca Baas Rejimi’nin baskısı altında kaldı ve artık bunu kabul edecek gibi gözükmüyor. Diğer güçlerse dışarıdandır. Burası Ortadoğu ve istediğin elbiseyi insanlara rahatlıkla giydiremezsin. Suriye Demokratik Güçleri ve Suriye Demokratik Meclisi bölgesel bir güçtür ve alternatiftir. İnsanların özlemlerine cevap olma yetisindedir. Rejim Deyrez Zor’un güneyinden alana girmeye çalışıyor ancak bu onu meşrulaştırmıyor. Meşru olsaydı 2011’de devrimsel bir süreç yaşanmazdı."

‘DEYREZ ZOR KÖPRÜ ROLÜ OYNUYOR’

Deyrez Zor operasyonuyla ilgili olarak Kuzey Suriye sahasında çalışan bir diğer gazeteci Enes Yıldız ise şu ifadelerde bulundu:

"Suriye Demokratik Güçleri tarafından başlatılan ve üçüncü ayını geride bırakan Rakka operasyonunda birçok stratejik yer özgürleştirildi. Bugün de QSD ve Deyrez Zor Askeri Meclisi’nin duyurusuyla yeni bir hamlenin bilgisi paylaşıldı. Neden Deyrez Zor? Çünkü Deyrez Zor oldukça stratejik bir yer ve Irak ile Suriye arasında bir köprüyü oluşturuyor. Petrol yataklarına da sahiplik yapıyor. Bundan kaynaklı da Rusya ve ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri o alanda kendini hakim kılmak istiyor. 7 yıl önce  Suriye üzerinden Rusya’nın Ortadoğu’ya bir müdahalesi yoktu. Suriye Demokratik Güçleri IŞİD’e karşı verdiği savaşla bölgede bir prestij sahibi oldu. Bugün de yaptıkları basın açıklamasıyla Deyrez Zor hamlesini duyurdular."

‘DEYREZ ZOR HERKES İÇİN ÖNEMLİ’

Haşdi Şabi Güçleri’nin amacının Telafer’i özgürleştirip Deyrez Zor’a girmek olduğu değerlendirmesinde bulunan gazeteci Enes Yıldız, "Şiiler Deyrez Zor’dan Lübnan’a kadar kendi hakimiyetlerini geliştirmek istiyorlar. Aynı zamanda Türkiye de bölgeye girmek istiyor. İran ve Türkiye’nin son süreçte bir bağlantıları oldu ancak Türkiye istediği sonucu alamadı gibi gözüküyor" dedi. Yıldız sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye, Rusya’dan da güçlü bir mesaj alamadı. Eğer alsaydı belki Afrin ve Şehba üzerinden Kuzey Suriye’ye, Suriye Demokratik Güçleri’ne bir müdahalede bulunabilirdi. Aslında bir planı da var. Deyrez Zor bütün güçler açısından önemli bir yer. Suriye Demokratik Güçleri bugün bir girişimde bulundu. Ondan önce ise Baas Rejimi’nin bir girişimi olmuştu. Önümüzdeki günlerde ABD ve QSD’nin mi, yoksa Rusya ve Baas Rejimi’nin mi bir ittifakı olduğunu göreceğiz. Kim ilerleyecek ve IŞİD’i Deyrez Zor’dan çıkaracak bu henüz belli değil. Ancak yine de söyleyebiliriz ki QSD şimdiye kadar bölgede IŞİD’e en büyük darbeyi vuran güçtür."

'IŞİD BÜTÜN SURİYE İÇİN TEHDİT'

Hem Rojavalı olup hem de bölgede uzun zamandır gazetecilik yapan Ali Roj ise Deyrez Zor hamlesine ilişkin olarak şunları ifade etti:

"Suriye Demokratik Güçleri şu anda Rakka’yı Özgürleştirme Operasyonu’nu sürdürürken, bununla bağlantılı olarak Cizre’nin Fırtınası Hamlesi’ni başlattı. Şu anda IŞİD’in kaldığı tek yer Deyrez Zor olduğu için böyle bir hamle başlatıldı. Çünkü IŞİD bütün Suriye için büyük bir tehdit oluşturmakta. Bundan kaynaklı Suriye Demokratik Güçleri, Kuzey Suriye’yi temsil eden bir güç olarak bu hamleyi duyurdu."

‘SUYUN BİR YANI RUSYA BİR YANI ABD’

Deyrez Zor’daki diğer güçlerin varlığına vurgu yapan Ali Roj, "Rusya, Baas Rejimi ve Hizbullah da orada. Onların anlaşmaları sonucunda IŞİD üyeleri son süreçte Lübnan’dan Deyrez Zor’a geçtiler. Şu anda onlarda genel olarak Suriye’deki IŞİD kuşatmasındaki toprakları savaş adı altında kendi himayelerine geçirmek istiyorlar" dedi.

Ali Roj, sözlerini şöyle devam etti:

"Rusya ve Amerika bölgede nereyi IŞİD kuşatmasından kurtardıysa orayı kendi mülküne almak istiyor. Bu siyaseti yürütmek istiyorlar. Baas Rejimi IŞİD çemberini kırdıktan sonra Rusya hemen bir açıklama yapıp, kendi ittifakını Amerika olarak gösterdi. Sanki Fırat Suyu bir sınır olarak çizilmiş durumda. Suyun bir yanı Rusya’nın, diğer yanı da Amerika’nın. Bütün bunlara rağmen Suriye Demokratik Güçleri IŞİD neredeyse orada mücadele verip bölgeyi özgürleştirmekten vazgeçmeyecek gibi gözüküyor. Çünkü IŞİD bugün büyük bir tehdit. Deyrez Zor da böyle bir karar alındı. Bu karar, Rakka operasyonunun bir devamı olarak yaşam buluyor. IŞİD’liler Rakka’ya Deyrez Zor üzerinden geliyorlar. Bu anlamda QSD’nin Deyrez Zor kararı, Rakka’dan bağımsız bir durum değil."

Öne Çıkanlar