Diyarbakır'da yine saldırı: HDP'li vekil baygınlık geçirdi, gazeteciler darp edildi

İçişleri Bakanlığı kararıyla Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediye eş başkanlarının görevden alınması ve yerlerine kayyım atanmasının ardından başlayan tepkiler sürerken, Diyarbakır'da büyükşehir belediyesi binası önünde açıklama yapmak için aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri ve belediye eş başkanlarının da bulunduğu bir grup Lise Caddesi'nde toplandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi binası önünde açıklama yapmak isteyen aralarında HDP'li vekiller, belediye eş başkanları ve çok sayıda yurttaşın olduğu grubun belediye binasına gitmesine izin verilmeyerek, etrafları polislerce sarıldı. Belediye binasına çıkan tüm yollar polis bariyerleri ve TOMA’larla kapatılırken, vekiller, eş başkanlar ve halk polis ablukasında oturma eylemi yaptı. Polis yapılan açıklamaların ardından HDP'lilere biber gazı, tazyikli su ve plastik mermilerle saldırdı. Çok sayıda kişi gözaltına alınırken, HDP Milletvekili Remziye Tosun, baygınlık geçirdi.

GİRİŞ ÇIKIŞ YAPAN HERKESE GBT KONTROLÜ

Araç trafiğine kapatılan yollara giriş çıkış yapan yurttaşlar da GBT kontrolünden geçiriliyor. 

Polis ablukasına karşı 'Baskılar bizi yıldıramaz' sloganı atan kitlenin belediyeye yürümesine izin verilmedi. Aralarında HDP'li milletvekilleri ve görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Selçuk Mızraklı'nın da olduğu kitle oturma eyleminin ardından burada açıklama yaptı.

'YÜZ BİNLERCE LİRALIK ÇEREZİ, O BANYOYU HATIRLAYALIM'

Burada konuşan HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan şunları söyledi:

"İktidar ve onun İçişleri Bakanı Kürt halkına, 'Sen kendini yönetme ehliyetine sahip değilsin. Biz kendi adımımızı atıyoruz' diyor. Kayyım demokrasinin reddidir, temel hak ve özgürlüklerin, bir halkın kendi kendini yönetme hakkının reddidir. Bu sebeple direnişimiz sürecek. Her sözü ağızlarına aldıklarında milli iradeden bahsedenler her zaman milli iradeden dem vuranlar burada açıkça milli iradeyi gasp ediyorlar. Amed halkı ve bütün Kürt halkı kayyım zulmüne gereken cevabı vermekten geri durmayacaktır. Kayyımın ne olduğunu anlamak için Diyarbakır'ı nasıl yönettiklerine bakalım. Yüz binlerce liralık tatlı, çerez siparişlerini hatırlayalım. O banyoyu hatırlayın. Kayyımlar nerede iş yaptılarsa arkalarında korkunç bir borç yükü bıraktılar. Bu paralar halkımızın parasıdır. Kayyım demek hırsızlık demektir. Bugün birileri çıkmış diyor ki AKP'li bazı kalemşörler bölgede halkın zaten siyasi eğilimi dikkate alınmamalıymış, zaten halk cahilmiş; Kürt halkı bundan sonra kimin cahil olduğunu, kimin kimliği, onuru, tarihi, kültürü için bedel ödediğini ve ödeyeceğini dün gösterdiği gibi bugün de gösterecek.

'AYNI NEHİRDE İKİ DEFA YIKANMAZ'

İktidar, Kürt meselesi üzerinden ülkedeki kaosu artırarak siyasi iktidarına devam edeceğini zannediyor. Aynı nehirde iki defa yıkanılmaz. Sizin siyaseten hiçbir meşruiyetiniz demokratik olarak kalmamıştır. Dün kayyumu halkımız nasıl süpürdüyse eyvallah gene biliriz. Aynı şeyi yapı da ondan farklı sonuçlar doğacağını beklemek ahmakların harcıdır. Eğer yaparsanız bunun cevabını da en net biçimde alacaksınız. Direnişimiz sürecek, eylemlerimiz sürecek kayyımı kabul etmiyoruz. Seçilmişlerin seçildikleri yerden uzaklaştırılmasını kabul etmiyoruz. Kayyum da gidecek, AKP-MHP faşist koalisyonu çöp sepetine göndereceğiz."

LEYLA GÜVEN'DEN BARZANİ'YE 'TUTUM SAHİBİ OLUN' ÇAĞRISI

Daha sonra söz alan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ise Neçirvan Barzani'ye bu konuda tutum sahibi olma çağrısında bulunarak, "Geçmişte ne kadar acı yaşadıysak ittifak ve birlik sağlayamadığımızdan kaynaklıdır. Bu kirli politikalar karşısında tek bir irade olalım" dedi.

"AKP-MHP iktidarı bu kayyımı açıklayamıyor. Çünkü gerçekten halkın iradesine darbedir" diyen Güven, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz de geçmişte belki yetersiz kaldığımız konular vardır ama bunun karşısında bugün her gün eylem her gün direniş diyeceğiz. Karşıdan bizi izleyenler şunu çok iyi bilsinler ki FETÖ'cülerin Kürt halkı üzerinde sürdürdüğü zulmün geldiği sonucu görüyoruz. Ya akıllarını başlarına alsınlar ya da bu direnişin altında kalacaklar. Bugün Türkiye Suriye gibi olamamışsa bu Kürt halkının sağduyusundan kaynaklıdır. Bundan sonra irademizi ortaya koyacağız. Bu kayyımların burada asla kalamayacağını ortaya koyacağız. Bu direnişi yükselteceğiz. En büyük desteği de biz yine Türkiye halklarından bekliyoruz. Sayın Barzani'den de tutum sahibi olmasını bekliyoruz. Geçmişte ne kadar acı yaşadıysak ittifak ve birlik sağlayamadığımızdan kaynaklıdır. Biz çağrı yapıyoruz; bu kirli politikalar karşısında tek bir irade olalım."

POLİS YİNE SALDIRDI

Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre HDP'lilerin basın açıklamasının ardından polis, iki gruba ayrılarak Dağkapı Meydanı’nı ve Ofis semtine doğru yürüyüşe geçti.

 'Amed uyuma iradene sahip çık' sloganları atan grup, bir süre Sur'a doğru yürüdü. Esnaf ve yurttaşların destek verdiği gruba polisler, TOMA'larla müdahale etti. Müdahale sırasında 5 kişi gözaltına alınırken, grup ara sokaklara dağıldı.

VEKİL BAYGINLIK GEÇİRDİ

Ofis semtine doğru yürüyen grup ise 'Direne direne kazanacağız', 'Amed bizim irademizdir' sloganları attı. Anıt Park'taki polisin tazyikli su müdahalesine rağmen yürüyüşe devam eden yurttaşlara, Ofis semtinde bir kez daha müdahale edildi. Müdahale sırasında HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun baygınlık geçirdi. Müdahalede 10’u aşkın kişi darp edilerek gözaltına alındı.

BELEDİYE OTOBÜSÜ GÖZALTI ARACI OLDU

Gözaltına alınların DBB'ye ait otobüse konulmasına tepki gösteren HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, kayyımın ilk icraatının belediye araçlarını gözaltı aracı yapmak olduğunu söyledi.

Kayyum’un ilk hizmeti belediye otobüslerini gözaltılar işin tahsis etmek. #KayyumDarbedir #SiyasiDarbeyeDurDe pic.twitter.com/oibs6wwiFC

— Meral Danış Beştaş (@meraldanis) August 21, 2019

GAZETECİLER DARP EDİLDİ

Yenişehir ilçesi Ofis semtinde yurttaşların yaptığı yürüyüşü takip eden gazeteciler Lezgin Akdeniz, Beritan Canözer ve Hayati Yıldız da polisin müdahalesine maruz kaldı. Gazetecileri iten ve yumruklayarak darp eden polisler, gazetecileri gözaltına almakla tehdit etti.

(Fotoğraflar: Mezopotamya Ajansı)