Dövizdeki yüksek seyir yeni güne taşındı

Dövizdeki yüksek seyir yeni güne taşındı
Erdoğan'ın faizle ilgili sözleri, Hazine ihalelerine gelen düşük talep, Moody's ve Fitch'in açıklamalarının dövizdeki etkisi bugün de sürüyor: Dolar/TL 4.46, euro/TL 5.29

EKONOMİ - Küresel piyasalarda dolar tüm para birimlerine karşı değer kazanırken, en fazla kaybı TL yaşadı.

Kredi derecelendirme kuruluşları Moody’s ile Fitch’in Türkiye ekonomisine dair açıklamaları ve Hazine ihalelerine gelen düşük talep döviz kurunu yeni rekorlara taşıdı.

Öte yandan, küresel gelişmelerle birlikte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın faiz söylemleri kuru baskılamaya devam ediyor. Dün gün içinde dolar 4.4744 TL, euro ise 5,3020 TL’yi gördü.

Dolar/TL bu sabah da yüksek seviyelerdeki yerini koruyarak 4.46 lira civarından güne başladı. Dolar/TL 4,45-4,46 bandında, euro/TL ise 5,28-5,29 seviyesinden işlem görüyor. 

Brent petrol de yeni güne dünkü kapanış seviyesi olan 78.25 dolardan başladı. Petrolde bu seviyeler en son Kasım 2014 tarihinde görülmüştü. 

ABD faizlerindeki yükselişin de etkisiyle dün Türkiye’nin 10 yıllık gösterge tahvil getirisinde de 84 baz puanlık yükseliş yaşanmıştı.

Bir bankanın döviz masası işlemcisi, "Küresel piyasalardaki gelişmekte olan ülkelere yönelik endişeler ve fon çıkışları son dönemde hiç olmadığı kadar kuvvetli. Benzer ülkelere baktığımızda emtia gelirleri sayesinde dış finansmana Türkiye kadar bağımlı bir ülke de yok diyebiliriz. Bu gelişmeler Türk piyasalarını satışlara açık bırakıyor. Siyasilerin düşük faiz söylemleri de bu baskıyı artırıyor" dedi ve ekledi:

‘7 HAZİRAN’I BEKLEMEDEN FAİZ ARTIŞINA DOĞRU GİDİYORUZ’

Bunu engellemek adına ise piyasalar TCMB’nin ne zaman ve ne yapacağına odaklanmış durumda. Görünüşe göre 7 Haziran’ı beklemeden bir faiz artışına doğru gidiyoruz. Öncesinde belki TCMB reeskontların ödemelerine ilişkin kolaylıklar gibi birkaç likidite adımı daha deneyebilir."

Bankacılar TCMB’nin de yakından izlediği bir aylık zımmi oynaklığın 20 olan değerinin de üzerine çıkarak geçen yılın Ocak ayından sonraki en yüksek seviyesine seyretmesi sonrası TCMB’nin yeni bir adıma gittikçe yaklaştığını öngörüyorlar.

TL bu yıl dolar karşısında yüzde 15’e yakın değer kaybederek gelişmekte olan ülke para birimleri arasında en çok değer kaybedenlerden biri durumunda.

TL son dönemde S&P’nin kredi notu düşüşü ve enflasyon endişeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışıyor. Bankacılar TL’deki değer kaybına dolardaki küresel değer kazancı, S&P’nin not indirimi, ABD faizlerinin yüzde 3’ün de üzerine yükselmesi, petrol fiyatlarındaki sert yükseliş, yaklaşan seçimler öncesi genişlemeci politikalar, son PMI verisinin ekonomideki beklenen bir ivme kaybının başlangıcına işaret etmesini, yüksek enflasyon ve yüksek cari açığı gösteriyorlar.

HER TÜRLÜ KÖTÜLÜĞÜN ANASI BABASI

TL’deki değer kaybındaki Erdoğan’ın seçimlerin ardından başkan olarak para politikalarında daha etkin rol oynayacağına yönelik açıklamaları da hız kattı. Faizi ekonomik alanda her türlü kötülüğün anası-babası olarak tanımlayan Erdoğan, haftasonu yaptığı açıklamalarda da 24 Haziran’dan sonra faizin şeklinin de oranının da çok daha farklı bir şekilde gelişeceğini söyledi.

Erdoğan, Londra’da Bloomberg TV’de yer alan konuşmasında ise, "Şu anda öyle veya böyle siz ülkede yürütmenin başısınız. Tabi ki TCMB bağımsızlığı söz konusudur. Ama TCMB bağımsızlığının gereği ile kalkıp, herhalde yürütmenin başı olan bir başkanın burada vermiş olduğu sinyalleri bir kenara koyacak hali yok. O da tabi buna göre değerlendirmelerini yapacaktır. Adımlarını ona göre yapacaktır. Ben bunun gelecek için çok isabetli adımların atılmasına vesile olacağına inanıyorum" dedi.

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem ise dün Reuters ile yaptığı söyleşide, düşük faiz istekliliğine yönelik vurgunun 7 Haziran da gerçekleşecek Para Politikası Kurulu (PPK) kararına yönelik olmadığını, ileriye yönelik genel bir hedef olduğunu söyledi. Ertem’in açıklamaları TL’deki değer kaybının bir bölümünün telafi edilmesini sağladı. Ancak trend değişmedi.

MOODY'S: ÖDEMELER DENGESİNDE BOZULMA NOTU ETKİLER

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in yatırımcı hizmetleri birimi Moody's Investor Service, dün yayınladığı bir raporda, Türk bankacılık sisteminin "finansman ve varlık kalitesindeki aşağı yönlü riskler nedeniyle görünümünün negatif olduğu" vurgulandı. "Bankacılık Sistemi Görünümü – Türkiye´nin finansman ve varlık kalitesine ilişkin aşağı yönlü riskleri görünümü negatif yapmamıza yol açtı" başlıklı raporda, yavaşlayan ekonomik büyüme, etkisiz para politikaları, para birimindeki değer kaybı ve yüksek işsizlik gibi etkenlerin birleşimi nedeniyle finansman ve varlık kalitesindeki görünümün negatif olduğu vurgulandı ve şu değerlendirmeler yapıldı:

"Genel tabloda Türkiye´nin herhangi bir dış şoka maruz kalma ihtimali hala düşük olsa da, bu ihtimal yükseldi. Bu da bankacılık sistemini yatırımcı güveninin kaybına karşı daha duyarlı hale getiriyor. Bankaların varlık kalitesi muhtemelen zorlu operasyon ortamı, bazı büyük borçluların yaşadığı finansal zorluklar ve zayıflayan inşaat sektörü nedeniyle bozulacak."

Moody's Analisti Dietmar Hornung, dün Türkiye ile ilgili yaptığı açıklamada, "Makro gelişmelerin kredi notu için negatif seyrettiğini" ifadelerini kullanmasının ardından uluslararası derecelendirme kuruluşundan bir açıklama daha geldi. 

Moody’s Ülke Riski Yönetim Müdürü Yves Lemay, Londra'da Bloomberg News'a verdiği röportajda Türkiye ekonomisinin aşırı ısındığını söyledi. Enflasyonist baskının önemli seviyede olduğunu söyleyen Lemay, zamanında gerçekleşmeyen ve etkin olmayan para politikasının enflasyonist baskıya cevap verememesinin TCMB'nin kredibilitesini etkilediğine vurgu yaptı. 

Lemay, "Bu durum, yatırımcıların para politikasının hangi yönü izleyecekleri konusunda endişeleri sürerken lira üzerindeki baskıyı artırıyor" dedi. Lemay ayrıca ödemeler dengesinde önemli bir bozulmanın da kredi notunu etkileyebileceğinin altını çizdi. 

FITCH: TÜRKİYE'NİN PARA POLİTİKASI AŞIRI GENİŞLEMECİ

Dün Moody's'in açıklamalarıının ardından bir kritik açıklamada, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch'ten geldi, Fitch Türkiye'deki para politikasının "aşırı genişlemeci" olduğunu kaydetti.

Fitch tarafından yapılan açıklamaya göre, Türkiye 10 gelişen ülke içinde en gevşek para politikasına sahip. Açıklamada, "Fitch’in analizine göre, 10 büyük gelişen ekonomi içerisinde Türkiye, Çin, Polonya, Brezilya, Endonezya ve Hindistan olmak üzere altı ekonomi, hali hazırda basit politika kuralları tarafından işaret edilenden daha gevşek bir para politikası uyguluyor. Politika kurallarına dayalı analizimize göre bütün bu ekonomiler içerisinde Türkiye en fazla uyumlu duruşa sahip olan ülke. Brezilya da bu analize göre fazlaca gevşek bir politika uyguluyor" ifadelerine yer verildi.

Yapılan açıklamada küresel para politikalarının normalleşmesiyle, gelişen ekonomilerin politika faizinde finansal piyasaların beklentisinin üzerinde bir artışa gidebileceği kaydedildi.

Öne Çıkanlar